Şu an çok sinirliyim çok asabiyim sözlükcağazım. Efenim malumunuz bir sebepten ötürü evimize misafirler geldiydi, 2-3 yaşlarında bir kaç veled-i sıpa da yanlarındaydı. Sıla bacımızında söylediği gibi;
--sıla--
tam da bugün işte o gündü
--sıla--
Olay şu şekilde ceyeran etti. Sıcağın da etkisi ile ortalıkta gezen çocuklara aldırmadan telefon ve kulaklığımı şuursuzca yatağımın üzerinde bırakıp adeta suuu, suuuooaa diye feryatlar içerisinde evimizin küçük ve şirin ve o anda gözüme gözüme tam bir vaha edasıyla kırıtan mutfağa koştum. Bir galon suyumu içtikten sonra neşe içerisinde hoplaya zıplaya odama dönüyordum, mutluluktan misafirlere göz kırpıp bir yandanda köpeğime kemik atıyordum sevinsin garibim diye.. Ancak odamın kapısını açtığım anda tüm heyecanım, mutluluğum gerçek anlamıyla hayal kırıklığı, heyelan, çığ, tsunami, nükleer sızıntı acısına döndü. Yüreğim teflon tavalarda kurban bayramının ilk günüymüşçesine kavruldu. Telefonum ve kulaklığım aynı yerde duruyordu.Ancak çok kan kaybetmişlerdi. Çünkü evimize gelecekleri için günler öncesi hazırlık yaptığımız hainler, onlar için fırına yutkunarak baktığım ancak içindekilere erişmeme izin verilmeyen yemeklere sadece bakmama sebep olan canavarlar bu güzide elektronik aletimin üzerini beyaz kulak memesi kıvamında bir sıvıyla kaplamışlardı. Biraz krem şantiyi birazda diş macununu andırıyordu. MAhidevran'ın hürrem'e, Hürrem'in Mahidevran'a olan hırsı ve siniriyle yerimden kalktım ve aynı türk filmlerindeki gibi "haayyeeaarr" diye tüm(?) stresimi(!) attım(?!). Hayır atamadım. Olay hakkında olay mahalinde geniş çapta soruşturma başlattım elimizde tek şüpheli vardı. Suç aleti ise bir romatizma kremiydi. Fail 50 cm boylarında, saçları omuz hizasında, hafif çekik gözlü, pembe parlak t-shirtlü, ve hayali arkadaşı olan * bir hısım, bir akraba, bir konu, bir komşuydu. Arkadaşının adı da yankı'ymış. tövbe tövbee. Islak mendille çamaşır suyuyla tuz ruhuyla sildim canım eşyalarımı ama hala üzeri romatizmalı romatizmalı kokuyor be sözlük. Kulaklık sağlam, telefon da çalışıyor ama çok yıprandım canım bende. Ama şöyle bir fikir geliştirdim şu telefon hani romatizmalı koktuğuna göre artık bi yağmur öncesi titreşim yoluyla bi haber neyn verip bizi de görür değil mi artık. Canım bunları boşverde bi altın günü yapalım haftaya kııızz. Sözlük ayol bozdu bunlar beni, bozduu.
bak yine aklıma geldi, sinirlendim lan. beni şu an sinir eden konu ne biliyor musun sözlük? yoko ono'nun, beatles'ın içine sıçıp bırakması. gerçekten çok kızgınım, aklıma geldikçe deliriyorum anasını satayım. bu kadınlar yok mu, vallahi değişikler.
bütün vücudumu ele geçirmiş olan alerjiye sinir oluyorum. neye olduğu salı günü de bulunmazsa hiçbir şey yemeyip, içmeyip, kozmetik kullanmayıp, akıl hastanelerindeki korunaklı odalar gibi bir odaya kendimi kapatasım var.
facebook yüzünden sinirlerimin tepeme çıkması. her boku görüyoruz ya orda, yediğin her haltı, kiminle nasıl cilveleşildiği, nerede ne yapıldığı, sik kafalı insanların yaptığına diğer sik kafalı insanların nasıl ayy canım benim =) tadında yorum yaptıkları, insanların işleri düştüğü için birilerine yanaşıp nasıl ikiyüzlü oldukları gibi... daha onlarca neden sayabilirim. mesela şu an bu sürtüklüğe çok sinirliyim. o değil de ağzım ne kadar bozuk lan benim? olsun öyle daha tatlıyım.
yarın koç ünü. dershanecek gezi düzenlenecek , 8.30 dan saat 16.00 a kadar sürecek ( deneme sınavıda var ) bir pazarım var onunda içine ediyorlar. matematik dönem ödevimi bitirmem lazım bu hafta. birde fizik , matematik sınavımız var . oh, oh, oh, hiç birine daha çalışmadım.
