kendimi berbat hissediyorum, en çok sevdiğim kişi ile samimiyetimi bitirdim, pişmanım, çok agresifim, gülmeye çalışıyorum, sürekli kendimi gökdelenlerin arasında bir binada, caddeye bakan kısmı tamamen cam bir odada o camın önünde, karanlıkta, gece, sarı ışıklandırmalı caddeden geçen arabaları, insanları izlerken hayal ediyorum. Kalbimin üst kısmında bir ağırlık hissediyorum, ve kimseyle konuşacak doğru düzgün bir konu bulamıyorum. Sürekli bir döngü içindeyim, bazen içten içe ağlıyorum, bazen yüzüm gülümsüyor. Genelde yüzüm asık geziyorum. Hiç arkadaşım yok. Berbat haldeyim. Paylaşmak istedim sadece, tabi öneriniz varsa hayır demem.
hani bütün gün kakan gelmiştir tutarsın, akşamı hayal edersin, evin kapısına gelirsin de anahtarları iş yerinde bıraktığını farkedersin ya... hah işte öyle.
Çok kızgınım çok, şu yabancı dil nasıl bir icattır ki uğraştırıyor kitap çevirirken bitirirsin ya o cümleyi çevirmeyi hah sonda da Türkçe cümlenin başına eklenmesi gereken bir şey görürsün ya sonradan tam öyle işte, acı verici, anlatılamaz.
Sanki böyle çok büyük bir hastalığım varmışta, birden zart diye çıkacakmış gibi. Ailede sürekli olunan ameliyatlar, kanserli hücreler, pankreas kanserinden üç ayda giden büyük dayı filan, düzensiz hayatla birleşince, insanın karamsar olmaması elde değil.