küçük bir akdeniz kasabasında olmak. sabah uyanınca burnuma gelincik kokusu gelmesi ve denizin esintisini tenimde hissetmek. sonra öğlen olunca tekneyle kuytu koylara açılma isteği doğanın ve denizin o kıvrımlarını gözlerimle çizme isteği. akşam oluncada festival havasında bir rakı balık yapma isteği.
pink floyd'un goodbye blue sky adlı şarkısının hangi ruh haliyle nasıl yazılmış olduğunu. nasıl böylesine melankonik ve hüzünlü bir şarkıyı başka hiçbir şey düşünmeden büyük bir dinginlik ve huzurla dinleyebiliyorum? nasıl küçük bir çocuğun ağzından duyulan ''look mummy, there's an aeroplane up in the sky'' gibi bir cümleyle etkisiz hale geliyorum? 2 küsür dakikalık kısacık bir şarkıya bu kadar büyük anlamlar nasıl sığdırılmış?