herhalde yazar olmak salağa anlatır gibi uzun uzun anlatmak değildir. bu bence hapsedilmiş sınırları çizilmiş tualdeki resmi göstermektir. ama hayat tuallere sığmaz ki. bu bence okuyucuya at gözlüğü takmaya çalışmaktır. o nedenle belki de söylenmeyenler daha etkili olmuştur. bütün güzel şiirlerde ve kitaplarda. çünkü orda yaşanmışlıklar, dokunmalar var. soğan kokusu gibi ilk aşk gibi basit ve etkili. ikisinde de gözlerinin neden yaşardığını anlayamazsın ama bilirsin o duyguyu. çünkü var.
bugün aşk çoğumuzda yok ama var. biliyoruz. içiyoruz okuyoruz sövüyoruz ama var.
korkma ben de varım. ben mi kimim. ön yargılarını kapıda çıkart, tanışalım. sevişmek üzere
bir hayat kadını ayda ne kadar kazanıyordur. şuan kafamdan dükkandaki sandalyeleri sayarak gelir hesaplayan adamlar gibi hanım ablamızın ne kadar kazandığını düşünüyordum. bunu düşünmeyi bitirdim şimdi mesleki deformasyon gibi unsurları katarak maksimum kazanç grafiği oluşturacağım.
anlamayanlar için şöyle bir örnek vereyim; bir gece de 5 seans büyük para yapar ama her gece 5 seans ile vücut 1 ayda mahvolur. seans-kazanç grafiği ile toplam kazancım maksimuma en yakın olduğunu noktayı inceleyeceğim.
Önceden cumhurbaşkanı, başbakan, bakanlar kurulu yürütmeydi; şimdi cumhurbaşkanı yürütme olacak, yani yürütme yine yürütme diyebilecek bir anayasa komisyon başkanımız var, yastıklarımıza gömülüp ağlayabiliriz.
farklı bir pencereden kendime bakmaya çalıştığımda, uzak bir yerde tek başına kalmam gerektiğini düşünüyorum. hak ettiğim şeyin bu olduğunu. insanlar, çevre ve sosyallik o kadar da matah bir şey değil gibi geliyor. sanırım şimdilerde kimse itiraf edemiyor bunu kendine. ölü saç telleriyle tıkanmış lavabo gideri gibi, hep bir eğreti duruyor sanki varlığım dünya üzerinde. tarihte hiç keşfedilmemiş bir duvar kabartmasında gelişigüzel çizilmiş bir figür olsaydım eminim daha huzur bulurdum aldığım nefeslerde. galiba göçüp gitmeden bahsettiğim o uzaklardaki tabloda kendi kendime ağlayacağım. bir sonbahar olacak, bir yaz gelecek, bir karlar yağacak ama hiçbir şey değişmeyecek.