çocuklumu özledim lan küçücük şeylerden mutlu oluşumu çizgi film seyretmeyi evcilik oyunlarımı arkadaşlarımı sınırsız hayal gücümü hayal kurmayı özledim lan insan büyüdükçe hayal kuramıyomuş küçükken hep büyümek isterdim ama büyünce anladım çocukluğun çok büyük bi nimet olduğunu şimdi düşünüyorum da çocukluma dönmek için neleri feda etmezdim ki.
9-10 yaslarindayken babamla her hafta fenerbahcemin maclarini izlemeye giderdik kiraataneye.o zamanlar babam bira icerken arada pet bardaga doldururdu kendinkininden.oyle o sekilde pederle oturusumuzu,pederin fenerbahce yendigi zaman nasil mutlu oldugunu.(hele ki derbilerde) ve o tuzlu fistik kokusu ile bira kokusunun karsimini cok ozledim.simdi ne kadar bira/fistik ikilemesi yaparsam yapayim,babamla yaptigim kadar guzel olmuyor.ayrica bunun asla geriye gelmeyecek olmasi benim icimi parcaliyor...
belirli bir nefesin ciğerlerime kattığı, arsız bir çöle sürgün edilmiş kölenin, işkence ile geçen uzun ve acı dolu günleri boyunca çektiği susuzluğa, tek bir damla ile çare olup hayat veren su tanesinin huzurunu aratmayan cennet kokusu...
bir adamı özledim...geçmişe ait yaşadıklarımızdan bir film karesi aklımda. başka bir şehirde yeni işi için mülakata girmiş, mülakattan hemen sonra beni arıyor. olan biteni ve tüm heyecanını bana anlatıyor. bense onun bu mülakatta başarılı olması için dualar etmişim. telefon konuşmamızdan sonra gece mesajlaşmamız devam etmiş. ve sabah olduğunda ben işe gitmek için hazırlanırken beni aramış, hala başka şehirde gibi rol yapmış. evden çıktığımda gideceğim yönün ters istikametine garip bir içgüdüyle bakmışım ve onu görmüşüm. sabah ilk uçakla gelmiş ve ben işe gitmeden sürpriz yapmak istemiş. onu görmenin verdiği heyecan, görmek istediği tek insan olmanın verdiği mutluluk nasıl da güzeldi...özlediğim adam işte bu adam...pahaca küçük ama anlamca büyük şeylerle beni mutlu eden, gülümseten, içimi ısıtan o adamı özledim...
şimdi benden fersah fersah uzakta gibi olan bu adamla o adam aynı adam mı? nerede benim özlediğim adam?
duygu yüklü bir anda bu satırları yazarken düşünüyorum; aşk adil değil...sevdiğin kadar sevilmek diye bir şey yok. özlediğin kadar özlenilmek diye de bir şey yok...