geç saatlere kadar gözüne uyku girmeden beklenen sevgilidir. gecenin körü olmasına rağmen bir mesaj dahi atmıyorsa hele de.
buna rağmen daha da çok özlemek içini acıtsada insanın, duygular kontrolümüz altına girmedikçe yapılacak birşey yok sanırım. aşkın getirilerini kabul etmek gerek. bazen can yaksalar da .
(bkz: sözlüğün dert dinleme potansiyelinin önlenemez yükselişi)
küçükken mahalle aralarında maç yaptığımız zamanlarda yere düşürülen çocuğun takım arkadaşı maça devam etmesi durumunda kesin birisi çıkıp niye "devam ediyorsun lan" itirazının üzerine "adamın devam etti" klişesini mazeret olarak gösterirdi.
küçüklüğümü özledim, ben yere düştüğüm halde avantaja bırakıp devam eden takım arkadaşıma sövmeyi özledim.
baloncuklar bitince anneden bulaşık jelini kullanarak yeni karışım hazırlamasını istemek, sonra tekrar balkona koşup bütün sokağı baloncukla doldurmak.
kuzenlerle büyük kabakların içini oyarak onlara ağız, göz yapıp içine mum dikerek yola koymak. bir kenara saklanıp arabaların o kabakları fark etmeden ezmelerini seyredip hayal kırıklığına uğramak. sonra yine de hiç yılmadan yeni kabaklar hazırlamak. sonra dededen "o kabaklar kolay yetişmiyor, onlar nimet." laflarını dinleyip bir daha o kabakları ziyan etmeme sözü verme, gizli gizli yeni korkuluklar hazırlayıp yola koymak.
not: olaylar trakya'nın küçük ve çok sevimli bir kasabasında geçmektedir.
bir şeyleri özlüyorum ama bilmiyorum neyi özlediğimi. galiba çok yalnızım bu sıralar. yanımda birileri olsa iyi olurdu. gerçi var da, pek anlayan yok. çok yalnızım lan!
dedemin gül yağı, sabun ve naftalin kokusuna bulanmış misler gibi kokusu.
dedemin, neşeye, insanlığa ve hakikate bulanmış misler gibi sözleri.
dedemin, gülüşe, umuda ve yaşama sevincine bulanmış masmavi gözleri.
dedemin, güvene, sadakate ve tabii ki şefkate bulanmış bembeyaz ve yumuşacık elleri.
dedemin insanı olduğum günleri özlüyorum sözlük.