butun beraber gecilen anlari.. butun saniyeleri ozledim.. her bir detayi.. hepsini cok ozledim.. irili ufakli onemli onemsiz her detayi..hepsi aklimda..
Kafam rahat şekilde bütün bir gün boyunca mahallede bisiklet sürdüğüm zamanları, küçüklüğümü özledim.
Hayatımda aşık olduğum tek kişiyi özledim.
Yıllar önce ölen, şimdiye kadar beni en iyi dinleyen canlı olduğu şüphesiz olan kaplumbağam Alica'yı özledim.
Derslerime çalışmadan yüksek notlar alabildiğim eski okul hayatımı özledim.
Kitap okumaya vaktim olmasını özledim.
Yazı, Marmaris'i, denizi özledim.
Resim yapmayı özledim.
Uzakta olan birkaç arkadaşımı göresim var, sanırım onları özledim.
Bir de küs olduklarım, arama mesafe koymak zorunda kaldıklarım, sizlerle eski günlerimizi özledim.
Ama en çok; tek sorunumun annemin dondurma almama izin verip vermemesi olan günlerimi, yani küçüklüğümü özledim.
dayımı özledim. onunla atışmayı özledim. bazen kavga etmeyi özledim. sonra bana sarılmasını özledim. sabahları okula giderken evinin camında gazete okuduğunu görmeyi özledim. buz gibi havada camı açıp bana " iyi dersler yeğenim" demesini özledim. dayııı, seni çok özledim.
banyoda annemin beni sert (tel fırçadan hallice) lif yordamıyla yıkadığı (!) zamanlar.
amaç üzerimizdeki kirleri atmak olsa da üst derinin ciddi bir kısmına da veda ederdik gözyaşları içinde. canım annem..
tabi bi de banyodan çıktıktan sonraki huzur. kıpkırmızı yanaklarla soba başında bedeni kurumaya bırakmak. çocuksu saflığı da hemen yanıbaşına tabii.