3. kata çıktığımda merdivende karşılaşıp içimi bi tuhaf eden o hissi özledim. dokunamıyordum belki ama yinede güzeldi. hee klasik olacak belki ama çocukluğumu. harçlıksız, yırtık ayakkabılı ama temiz zamanlardı.
tek başıma bir şeyler yaptığımda arkadaşlarımın sorun etmediği zamanlar.
-ama hani beraber gidecektik. (ben işlerimi bitireyim o arada sen boş otur bekle)
-alışverişe mi çıktın tek başına hiç beceremiyorsun düzgün bişey almayı.
küçükken anneannemlere gittiğimizde yaz akşamları bütün aile* dama çıkar otururduk.ben kuzenlerimle koşuştururken aile büyükleri de kendi aralarında sohbet ederlerdi.çok güzeldi o günler.özelliklede küçükken insanın derdi tasası yoktu.hayat oyundan ibaretti.
hiçbir şeyi özlememek nasıl bir duygu pek de bilmiyorum. fakat asosyal olan biri çok da bir şey göremediğinden çok da bir şey özlememesi normaldir. yani, bir şey özlemiyorum lan?
onların kalplerini yangın yerine çeviren, öfkeden çıldırtanlardır zaman zaman. çok uzaklardadırlar, geri de dönmezler, hafızaları unutuş ırmağında yüzmektedir.
yediğim o salçalı ekmekler.
kartopu oynadıktan sonra o örgü ıslak evdivenimin suyunu agzımla emmek.(manyak mıyım neyim.)
leğende yıkanmak.
sporcu kağıtlarımla ütmek ütülmek.
bisikletimle daha önce gitmediğim yerlerde saatlerce dolaşmak.
geçmişe çocukluğuma dair ne varsa özledim. harbi harbi.