bir marketin üst katındaydım yaklaşık 3-4 yaşları civarındayım. Üzerimde pembe bir mont. Elimden abim tutuyor. Elektrikli o merdivenlere bir adım attım, diğer adımım geride kaldı yüzüstü o merdivenlere düşüp bir kaç basamak aşağıya indim yüzüstü şekilde ama en çok travma yaratan durum ise şuydu; elimde kutu sakız vardı çilekli. Hepsi düşmüştü merdivenden aşağıya çiğneyemedim. Hâlâ kutu sakız görünce bunu hatırlarım. O kutu sakızlar çok değerlidir benim için, aldığımda biten kutusunu bile atamam. Üzülürüm.
şimdiki yaşamlarını da etkileyen travmalardır. benim travmam babamdı. adam annem ve bir başka kadınla güzel güzel yaşıyordu. 2 gün bizde 3 gün diğer hanıma gidip geliyordu. hiç bir işte durmuyor, annem çalışıyor o yiyordu. annem biz etkilenmeyelim diye susuyordu ama ablamla herşeyin farkındaydık. bir baba vardı ama görevlerini yerine getirmiyordu. annem yıllar sonra babamdam ayrıldı ama uzun yıllar anne, anneanne, kızlardeşle maddi manevi zorluklar çekerek bu günlere geldik.
babam miras olarak bana "güvensizlik" bıraktı ama aslında çok şey de öğretti. beni artık kimse yıkamaz. o kadar güçlü biriyim.
Sanirim birine sinirlenip kapiya tekmeler savurmustum kucukken. O günden beri ayak serçe parmaklarim hep kirik şekilde uzadi. Güzel yaniysa sehpaya veya kanepeye vurdugunuzda pek de rahatsiz olmuyorsunuz, aşinaliktan dolayı.
1. sınıfın ilk günü , ağladık zırladık işte 3. derse doğru bitse de gitsek moduna girmiştim bile. eve geldim oh be kurtulduk yarın bilgisayar oynarım planları yaparken annemin "yarın da var bundan sonra hep olucak" demesiyle birlikte depresyona girmiştim. şimdi üniversite bitiyor daha yeni yeni atlatıyorum dostlarım.