doğacak çocuklarıma nüfus cüzdanı çıkartmak!!!
çocukluğum boyunca bundan korktum sözlük, annemler şakayla karışık sen kiminle evleneceksin dediklerinde hep bu korku yüzünden evlenmeyeceğim ben diyordum, nasıl çıkartılacağını bilmiyordum, yavrucaklarım kimliksiz kalacaklar sanıyordum, sonra gittim annciğime açtım bu durumu gül gül öldükten sonra hiç zor bir şey olmadığını anlatınca evlenmeye karar verdim ben de.
dudu teyze. annemle babamın zorunlu görev yaptığı köydeki teyzelerden biridir. çocukluğumun korkulu rüyası aynı zamanda. beni sürekli şalvarının içine katıp kaçıracağını söylerdi.
bir de bilgisayar monitörü. ablam tarafından az mı kandırıldım. bilgisayarda mario yu çok oynarsam eğer bilgisayar ekranının beni çekeceğini ve o çimlerin arasında kaybolacağımı bir daha asla çıkamayacağımı söylerdi. evet bende yerdim.
fötr şapka. öyle ki, annem ve babamdan izinsiz evden çıkarmışım. o sebeple daire kapısının önüne koyarlarmış şapkayı evden çıkamıyım diye. o derece korkarmısım.
bir şey değişmedi, değişmeyecek de sanırım. tuhaf olan şudur ki hep benim üstüme tırmanırlar, bana doğru gelirler. ben ise michael jackson dansıyla horonu harmanlayıp ortaya güzel bir dans türü çıkartırım.
alt kattaki iğneci teyze. ''Gelip iğne yapar'' derlerdi eğer uslu durmassan. Acı gerçek ile ise 6 yaşında karşılaştım. Hassiktir lan altımızda kimse yokmuş ki! Tamam ya gelmeyin üstüme...
ev 4. katta olmasına rağmen arka odadayken her an balkondan çıkabileceğine inandığım ne olduğu belirsiz varlık. powerpuff girl edasıyla ışık hızıyla oda değiştiriyodum lan. dirseğimle kapının camını indirmişliğim var. allahtan zamanında büyüdük.
karanlıktan ve böceklerden korkardım ki geçen zamanın bu korkularımda sadece böcekleri artık gazeteyle alıp camdan aşağı atmamı değiştirdi hala korkuyorum ikisinden de.
Geceleri ben uyuyunca oyuncaklarımın canlanacağını düşünürdüm. arabaların kendi kendilerine hareket edeceğini, bebeklerin canlanacağını, konuşacaklarını, oyunlar oynayacaklarını düşünürdüm ve çok korkardım. Hatta çalışma masasının, dolabın falanda canlanacağını düşünürdüm. Onları yakalamak için uyuyormuş gibi yapıp, bir anda gözümü açardım. hiç yakalayamamıştım.
Yatağının altındaki canavar korkusu bende de vardı. ayağım yataktan çıkarsa ya da yorganın altından hemen düzeltirdim. Bir de bizim yataklar ranzaydı ben üstte yatardım, kardeşim altta. sanki bir canavar kardeşim uyurken ayağımı çekicekmiş gibi gelirdi.
bir de yolumu kaybetmekten korkardım. kaybolacağım ve bir daha asla yolumu bulamayacağım gibi gelirdi ki şimdi de aynı şeyden korkuyorum sadece şekilleri farklı.