kaydırağın tepesindeyken aşağıdakilerin kafalarına tükürmek. hele de tam kafasını kaldırmış sana doğru bakarken yapınca acayip bir haz veriyor. pislik bir şey ama zevkli. özellikle de karlı havada çok tatlı oluyor. zaten ıslak ve nemli olan tene değince kuru havadaki kadar iğrendirmiyor da. tükür ve kaç. işte hayat bu. özellikle de hatun kişiye tükürülmüşse son derece zevkli dakikalar geliyor ardından. tavsiye ederim kesinlikle.
bogazda waafle yiyip tatli krizimi durdurmak sonra kendime mal mal.gulmek.
cihangir sanatkarlar parkinda oturup. cekirdek ve bira ile uskudar adalar ve sarayburnuna bakmak.. gecen yolcu gemileri hakkinda tahminnyurutup hayal kurmak..
mahallede hic tanimadigim ufak cocuklara cikolata ismarlayip benide maclarina almalarini saglamak...
sevdigim insanlara sarilip iyiki varsiniz demek.
amelia filminin film muziklerini acip onun sesi ilr uyumak.
evdeki papatya ile( kedimizin ismi) beraber uyuyup kazara bi yerine basinca tirnaksiz patisi ile bana vurdugu anda gozlerine bakmak..
çok saçma ama sıkışık trafikteki şoförlere dışarıdan bakmak çok zevkli geliyor bana. özellikle iş çıkışlarında. kısacık mesafeye bile yürüyemeyen insanların trafiği bu hale getirmelerinden dolayı kızıyorum çünkü. hatta bazen hava güzel olduğunda tam iş çıkışı saatlerinde bisikletimle bu araçların yanından vızır vızır geçmek bahanesiyle dışarı çıkıyorum.
ayrildiktan sonra geri donen hatunlari rezil etmek.
yaptiklari dangalakliklari bir bir yuzune vurmak sonra degerli oluyorsun, seviyorum bunu.
dip not: oyle eksilersin iste keko seni.*
en çok keyif veren şeylerden birisi, küllüğe basmama rağmen sönmemekte ısrar edip mütecaviz biçimde ince ince de olsa yanmakta ve duman çıkarmakta direnen sigaranın üstüne yavaşça su döküp o cısss sesini dinlemek.
tek başıma kulaklığımı takıp müziği son ses açıp motorsikletimle yollarda hız yapıp rüzgarı hissetmek gibisi yoktur. haa bir de saatlerce aç kaldıktan sonra orucumu açtığım ezan vaktidir. işte hayat budur.