(bkz: ljubljana), (bkz: kuala lumpur) ve (bkz: valetta)'yı gezmeyi çok istiyorum. üçü de birbirinden çok farklı şehirler. özellikle kuala lumpur çok başka bir siklet olmasına rağmen sebebini bilmediğim bir şekilde beni kendine çekiyor.
bu yaz kısmetse ljubljana'yı kesinlikle göreceğim ama.
ay dan dünyaya bakıldığında görülebilecek kadar büyük bir afiş hazırlatıp üzerine arial black fontta "biz ayrıldık" yazdırmak istiyorum. sormayın artık sormayın, onu bana hatırlatmayın! birlikte yemek yediğimiz cafelerdeki çalışanlardan tut, daha bugün a101 deki kasiyer bile onu soruyor bana. lan kasiyersin sen sana ne lan... dile kolay 2 sene. 2 senemi 5 sene gibi yaşattı bana keşke bunlardan da haberleri olsa insanların ve de onu bana sormaktan vazgeçseler. sinirlenip bir sigara daha yakıyorum her cevabımda: "biz ayrıldık". sormayın amk yeter!
Bi kaç kişiyi şöyle öldüresiye dövmek. Suratına suratına vurmak, burnunu kırmak, gözlerini oymak, yanaklarını morartmak, bütün kemikleri parçalanana kadar tekmelemek. Bunları yazarken sinirim hafifledi.
sözlü sınavda hoca saçmasapan sorular sorduğu zaman, hocanın suratına bir bardak suyu fırlatıp 'düzgün soru sor amina koyim, bu ne lan?' demek istiyorum.
yer mi?
yemez.
yiyebilir de, güvenmiyorum kendime *