Bu konuda bolca istisnanın olduğunu söyleyeyim, ayrıca bahsettiğim kişiler imla kurallarını bilip de uygulamayan değil, bilmeyen kişiler.
Şimdi imla kurallarını bilmeyen tanıdığınız gördüğünüz insanları aklınızda bir canlandırın, nasıl insanlar olduklarını düşünün. Ortak özellikleri var bu insanların.
yazmayı bilmeyen insan okumuyordur, okuyorsa da okumuş olmak için okuyordur, bu kadar basit bir şeyi öğrenemeyecek kadar az okumuştur.
Bizim bölümde bir kız vardı mesela, sürekli kitap kahve lokum filan paylaşan o güruhtandı, Aynı kişi Starbucks bardağı, bmw logolu direksiyon falan da paylaşıyordu neyse ya o kafaları anladınız siz. Her kitap paylaşımında içimden "yürrrrüüü" diyordum, "anca kendin gibi yüzeysel sosyal medya amiplerini kandırırsın". Çünkü normal hayatta mesaj de değil ciddi ciddi yazarken ortalama bir cümlenin en az yarısını, ekleri, bağlaçları Vs her şeyi yanlış yazıyordu.
telefon çantadaysa belli aralıklarla telefonu kontrol etmek,
yemek yedikten sonra önce elleri sonra ağzı ve sonra tekrar elleri yıkamak,
tosttaki kaşarları boş yer kalmayacak şekilde yerleştirmek,
telefon şarjı yüzde yüz olmadan çıkartamamak,
temizlik için hazırlanan kovadaki suya yüzey temizleyiciyle beraber bir miktar sirke koymak. hafiften sirkenin kokusu burnuma gelmezse ev temizlenmemiş gibi hissetmek.
Telefonu uçak moduna almadan uyumamak, odadaki tüm ışık ve elektrik kaynaklarını da kapatıyorum. Olmazsa da uyku gözlüğü takıyorum. Takıntı değil aslında, olması gereken bu.
Bende de var epey.
Başkası 600 kilo olsun dönüp bakmam ama aldığım bir kilodan bile nefret ediyorum.
Kapının açık durması sinirimi bozuyor, uyuyamam.
Ucuz olan her şeyin kalitesiz olduğuna kendimi inandırmışım bir kere, iki ürün arasında kalırsam pahalısını seçerim.
Margarini ve margarinden yapılan hiçbir şeyi yanıma yaklaştırmam.
Bacağını sallayan insanların bacağını alıp götüne sokasım geliyor.
Benim bulunduğum ortamda koyun, kuzu eti pişemez. Kokusu iğrenç.
Belirli markalar dışında ayakkabı giyemiyorum, bedava verseler almam.
Kıyafetimde leke varsa kafam takılır, leke belirgin değilse de günüm onu düşünerek geçer.
Pis olduğunu düşündüğüm biri bana azıcık dokunsa bile her tarafım ama her tarafım yara bere içinde kalıyor.
Odanın kapısı açıksa o odada uyuyamam. Gece biri odaya girdiğinde kapiyi kaptmadan çıkarsa farkedip kalkıp kpatmışlığım vardır.Kendime engel olamiyorum.
Her gece kartlarımı, kimliklerimi, araba anahtarı ve ruhsatını kontrol eder öyle uyurum. Sağolsun abim bunlarla ilgili sürekli korkunç hikayeler anlattığı için.
aklıma kötü bir şey gelince tahtaya vuruyorum. bunu yapmazsam sanki aklıma gelen şey gerçek olacakmış gibi hissediyorum. son altı aydır çıktı bu iyice uyuz ediyor.