Lokantada ekmeğe muhtaç birini görünce hayatta yanında yemek yiyemem. Ya ona da alırım ya da dip tarafa gider görmemesini sağlarım. Hele çocuk olunca aman aman yemek zehir olur bana.
Sevgilimle arabada giderken kırmızı ışıkta durduğumuzda yanımdaki arabadaki şoföre bakarım. erkekse kız arkadaşımı lafa tutarım ki dönüp yana bakmasın. Böyle de bi psikopatım.
yemeğin yanında hem yoğurt hem salata varsa iki ayrı kaşık kullanıyorum. yoğurtlu kase için ayrı,yemek ve salata içi ayrı. sanırım bir süre sonra kaşık sayısı üçe çıkacak. salata için ayrı, yemek için ayrı olacak.
Dış kapının kapandığından emin olmak için kapıyı zorlamak, evin içindeki diğer kapılara da aynı muameleyi göstermek.
Musluğu kapattıktan sonra açıp bir daha kapatmak.
Sifonu her seferinde çeksem bile çılgınlar gibi ya çekmediysem korkusu eşliğinde tuvalete koşup kontrol etmek.
Gece kıyafet dolabımın kapağı açık uyumak. Neden bilmiyorum güvendeyim hissi veriyor.
Ard arda dizilmiş sayılar arasında mutlaka bir örüntü bulmaya çalışmak.
Bir şey hayal ettiğim zaman onu 3 defa düşünmek.
Hastayız galiba...
Cümlenin içindeki kelimeleri saymak, genelde dörder dörder neden dört hiçbir fikrim yok.
Bir yazı okuyorsam ve hoşuma gitmeyen bir ses duyarsam o yazıya baştan başlama isteği duymak. Tabi yine saya saya okuyorum takıntımı unutmazsam o an. Bazen de unutuyorum he*
Bir yere bir elimle çok dokunduysam biraz da diğeriyle dokunmak. Bilgisayar faresi örneğin. Hatta genelde dört veya beş oluyor bu diğeriyle dokunuşum da, burada beşe de kayıyor nedense. Kimi zaman da dördün katları şeklinde.
Simetri takıntısı da diğerleri kadar olmasa da var. Dizüstü bilgisayar ve fareyi böyle tam yanyana koymak gibi.
Hayatı zorlaştırdığı malum ve "bu ne lan çok saçma" da denilebilir fakat birçoğumuzda var maalesef.
Bende; yapmazsam şöyle kötü olacak, bu olacak düşüncesi ortaya çıkmıyor ama yapmadan da olmuyor. Azalarak biter umarım.
her şey potansiyel takıntıdır, kaliteli bir deli için. hatta bir şekilde dinlemeye-odaklanmaya başlarsa, karşısındakinin nefes alması bile. aynı hızda nefes almaya çalışmak, aynı ayarı tutturamamak öldürür. ama herkes ölmez öldürdü diye.
kapı tam olarak kapanmazsa herkesin öleceğini sanıyorum.
özellikle evimizin dış kapısı. her evden çıktığımda kapatıp kapatmadığımı 20 defa kontrol ediyorum. Zorluyorum kapıyı evet kapanmış diyorum alt kata iniyorum ve kafamda bi anda parlayan aynı soru '' acaba tam olarak kapandı mı?'' sonra bir daha. böyle böyle o kapıyı 20 defa kontrol ediyorum. Eğer çok acil çıkmam gerekiyorsa kapıyı kapattıktan sonra fotoğrafını çekiyorum ve fotoğrafa bakıp durumu atlatıyorum. Ya da ailemden birine kapattırıyorum.
Eğer evde koltukların yastıkları derli toplu değilse kendimi yaptığım işe veremiyorum. Mesela yerimden kalkmaya üşenip saatlerce su içmemeyi göze alıyorum ama o yastıklar düzgün olacak arkadaş.. Sonra bir gözüm okuduğum kitapta öbürü o dağınık yastıklarda kalıyor, deliriyorum.
gramer takıntım var.
simetri yapmama, simetriyi bozma, asimetri takıntım var. bu resim derslerinden kaldı galiba.
yaptığım işi sonuçlandırma, başladığım işi bitirme takıntım var.
dudaklarını siyah çerçeveleyip boyayan kadınların makyajını bozma takıntım var ama henüz gerçekleştiremedim.
aydınlık yerde ve cam kapalı ise uyuyamam. yorganı tamamen vücuduma sarmadan uyuyamam. kulaklıksız dışarı çıkmam. türkçe dublaj hiçbir filmi izlemem. tırnaklarımı dibinden kesemem. hiç takıntılı biri değilim.