sözlük yazarlarının sevdiği şiirler

entry1812 galeri42
    1623.
  1. Merhaba hayat
    Yoldan geçerken aşkı gördüm
    Küsmüştü bana
    Sırılsıklam yağmurun altında
    Bir damla gözyaşı bıraktım ona
    Korktum tekrar elini tutmaktan
    Sarılmaktan, koklamaktan
    Artık herşey o kadar yabancı ki
    Ve yasaklar
    Ve endişeler
    Nedir alıp veremediğimiz
    Duygularımız çırılçıplak
    Günahkar bir aziz gibi
    Acaba tekrar tekrar soyunsak
    iliklerimize kadar
    Soğuk bizi yakana kadar
    O zaman aşk tekrar
    Bakar mı bana
    Bendeki hatıralara
    Bende sana
    Zaman girdabında
    Ateşin etrafında
    Dönen bir pervaneden var mı farkımız
    Söylesene
    Biliyorum bunun sonu nereye gittiğini
    Ama senin için yanmak
    Kavrulmak, tutuşmak ve kaybolmak
    Sen olmayınca var mı bunların bir anlamı
    Sen, sen sakın korkma
    Çünkü ben sevinçle, neşeyle gidiyorum
    Ta ki vuslat gecesi
    Gelip çatana dek
    Ellerimde şimdi bir parça aşk kaldı
    Yalnız bırakma, harap olmasın onlarda
    Bakma sen bana
    Zıtlıkların dünyasında
    Yaşıyorum hâlâ travma.
    1 ...
  2. 1622.
  3. yok öyle bir şiir.

    daha okumadığım şiirdir.
    1 ...
  4. 1621.
  5. o kızı nerede nasıl görsem
    aklımı başımdan alır ağzı
    saçları şıra köpüğü desem
    kaşları bıçak izi kırmızı

    yakut pulları mı - bu ne görkem
    kanlı gözbebeklerindeki yazı
    beni nasıl büyüledi bilmem
    kirpikleri örümcek kırmızı

    kızıl demirden bir ünlem
    salınması yangın yalazı
    korkmasam öpmeye eğilsem
    dişleri elektrik kırmızı

    çarpılmışım başım sersem
    sevdim jilet yiyen kızı
    göğsündeki kumrulara değsem
    gagaları zehirli kırmızı

    içerse kezzap içer - hem
    sarhoş da olmaz - azıp bazı
    yasak bölgelerine insem
    tüyleri ısırgan kırmızı

    gece gündüz tek düşüncem
    kasıklarımdaki ince sızı
    artık kimseyle sevişemem
    anladım sevişmek kırmızı

    jilet yiyen kız merih'li gecem
    birlikte bulacağız belâmızı
    sonumuz kuşkusuz cehennem
    kırmızı kırmızı kırmızı

    (bkz: attila ilhan)
    0 ...
  6. 1620.
  7. asırlardır en güzel şiir Allahı anmaktır...
    1 ...
  8. 1619.
  9. "Sümerlerden bu yana şiir yazılıyormuş.
    Bakıyorum dünyanın hâline, yazılmasa da olurmuş."
    3 ...
  10. 1620.
  11. mestim bugün aşkınla ay yüzlü güzel konçuy,
    gönlümde esip çınla, ay yüzlü güzel konçuy.

    şevkinle serab ettin, aşkınla harab ettin,
    payında türab ettin, ay yüzlü güzel konçuy.

    sensiz yaşamak boştur, birlikte ölüm hoştur,
    coştum, daha çok coştur, ay yüzlü konçuy.

    sevginle geçip serden, bildim yaralar nerden;
    eyvah kara gözlerden, ay yüzlü güzel konçuy.

    zulmetteki mahımsın, gönlümdeki ahımsın,
    ömrümde günahımsın, ay yüzlü güzel konçuy.

    lebler sücü, bir tas ver; hem neş`e ve hem yas ver;
    hançer mi o kirpikler, ay yüzlü güzel konçuy.

    almış beni albızlar, gönlümde yaran sızlar,
    kurban sana atsızlar, ay yüzlü güzel konçuy...
    4 ...
  12. 1619.
  13. cemal süreyya - biliyorum sana giden yollar kapalı .
    3 ...
  14. 1618.
  15. Bırakın ince kavak seslerini şehrin içinde
    paralar yaşlı kızların koynunda yatarken
    bırakın köprülerin üstüne yağmur
    ve basma perdelerden lânet bize.
    Şaşılacak bir dünyada yaşamaktı; öğrendik
    şimdi külçeler yüklüyüz şaşılacak bir biçimde
    külçeler yüklüyüz ve çıkmak istiyoruz yokuşu
    Sokaklar gittikçe katı bizim adımlarımıza
    peşimizde bütün bahçeleri boşaltan ter kokusu
    yankımız soyunup sevap rahatlığı alınan yataklarda
    yürek elbet acıyor esvap değiştirirken
    bizden artık akması beklenilen kan da aktı
    kovulduk ölümün geniş resimlerinden.
    Efsanelerden kovulduk
    kan ve demir kelimeleri söyleyince
    elbiseler içindeyiz, şehrin içinde
    önümüz iliklenmiş, ayakkaplarımız bağlı
    kimsenin uykusunun fesleğen koktuğu yok
    altıkırkbeşte vapur ve sancı geç saatlerde
    eski savaşçılar vesair geçmiyor bulutlardan
    çiçek alıp eve götürüyoruz
    bunun bir delilik olduğunu bile bile
    en ıssız duyguların ucunda karakollar
    asmaların altı tuzak ve tuzak caddelerde
    külçeler yüklüyüz, çıkmak istiyoruz yokuşu
    gözler kısılıp bakılıyor bize.
    Biliniyor
    bizim mahsustan yaşadığımız
    biliniyor
    şarkıların sırası bizde
    biliniyor
    hayat bizden razıdır
    biliniyor
    otların sarardığı yerlerde güneş
    kurşunun değdiği tende heves kalmıştır.
    2 ...
  16. 1617.
  17. Aysel git başımdan ben sana göre değilim
    Ölümüm birden olacak seziyorum.
    Hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim
    Aysel git başımdan istemiyorum.

    Benim yağmurumda gezinemezsin üşürsün
    Dağıtır gecelerim sarışınlığını
    Uykularımı uyusan nasıl korkarsın,
    hiçbir dakikamı yaşayamazsın.
    Aysel git başımdan ben sana göre değilim.
    Benim için kirletme aydınlığını,
    hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim

    Islığımı denesen hemen düşürürsün,
    gözlerim hızlandırır tenhalığını
    Yanlış şehirlere götürür trenlerim.
    Ya ölmek ustalığını kazanırsın,
    ya korku biriktirmek yetisini.
    Acılarım iyice bol gelir sana,
    sevincim bir türlü tutmaz sevincini.
    Aysel git başımdan ben sana göre değilim.
    Ümitsizliğimi olsun anlasana
    hem kötüyüm, karanlığım biraz, çirkinim.

    Sevindiğim anda sen üzülürsün.
    Sonbahar uğultusu duymamışsın ki
    içinden bir gemi kalkıp gitmemiş,
    uzak yalnızlık limanlarına.
    Aykırı bir yolcuyum dünya geniş,
    Büyük bir kulak çınlıyor içimdeki.
    Çetrefil yolculuğum kesinleşmiş.
    Sakın başka bir şey getirme aklına.
    Aysel git başımdan ben sana göre değilim,
    ölümüm birden olacak seziyorum,
    hem kötüyüm, karanlığım biraz, çirkinim.
    Aysel git başımdan seni seviyorum...
    2 ...
  18. 1616.
  19. Üşenmeden okurum,okurum,okurum.
    Kaçmaya çalıştığın gerçek, bir gün karsina çikacak.
    Ve iste o gün kaçacak yerin olmayacak.
    Ben senin varligini seviyorum,yoklugunu seviyorum
    Sana ulasamadigim dakikalarda seni duymayi seni özlemeyi
    Hiç görmesem bile seninle olmayi seviyorum.
    Hiç korkmuyorum seni sevmekten.
    Senin gülüsünü seviyorum her bana bakisinda
    Gözlerine de okudugum o duyguyu
    Gözlerindeki gözlerimi seviyorum.
    Gönlünü seviyorum özünü seviyorum senin
    Dudaklarindaki sözlerimi seviyorum
    Yine de korkmuyorum seni sevmekten.
    Ben sendeki o sicakligi sana olan uzakligi seviyorum.
    Yanaklarindan akan göz yaslarini
    En çok, daginik oldugunda saçlarini
    Beni arayan ellerini seviyorum.
    Yalnizligimi seviyorum sebebi sensen
    Ayriligini seviyorum,en çok yalniz kaldigimda
    Beni bulan gönlünü seviyorum.
    Ben en çok senin bana olan sevgini seviyorum.
    Içimden haykirmak geliyor.
    Dünyaya sigdiramadigim seni
    Kalbime sigdirmak geliyor.
    Aglamak geliyor seni görmezsem
    Özlemek geçiyor içimden seni sevmek geçiyor.
    Içimden sana dogru giden bin bir türlü yol geçiyor.
    Içimden sen mutlu olacaksan ölmek bile geçiyor gülüm.
    Yine de korkmuyorum seni sevmekten.
    Ben yalnizca seni seviyorum,
    Ne o muhtesem güzelligin ne kalbimdeki özelligin
    Ne de sevdigim için degil,seni yalnizca sen oldugun için,
    Ruhun için kalbin için aklin ve sevgin için seviyorum seni.
    Ben seni en çok kendim için seviyorum
    Belki de ilk defa bencil olusumu sana borçlu oldugum için.
    Seni her sey için seviyorum.Ve sahip olmadigim hiçbir sey için.
    Yine de korkmuyorum seni sevmekten.
    Her dakika seninle olmayi seviyorum.
    Gözlerimi her açtigimda aklima gelisini seviyorum.
    Her gece uyumadan önce seni sevdigim aklima gelince
    Sensiz uyumayi bile seviyorum uyumadan önce seni düsününce.
    Ben seni en çok umutsuzlugumda beni buldugun için seviyorum.
    Yine de korkmuyorum seni sevmekten.
    Ben seni bu sehirde oldugun için degil benimle ayni topraga ayak bastigin için
    Benimle ayni gökyüzünü paylastigin için seviyorum.
    Geceleri benim yüzüme vuran ay isigi
    Senin de gözlerine vurdugu için seviyorum.
    Benim kemiklerimi isitan yaz günesi
    Sana da sicaklik veriyor diye seviyorum seni.
    Bes bin yasindaki bu dünyada
    Benimle ayni zamani paylastigin için seviyorum.
    Ben seni benimle yasadigin için
    Benden hiç gitmedigin için seviyorum
    Beni hiç terketmedigin için.
    Ellerini seviyorum ALLAH'a açildiginda
    Kalbini seviyorum kapilari açildiginda
    Ve gözlerini seviyorum her karsimda kapanip açildiginda.
    Bana baktiginda içimde yakaladigin coskumu seviyorum,
    Her bana baktiginda seni sevdigimi hatirlamayi seviyorum.
    Yine de korkmuyorum seni sevmekten.
    Her kibrit çaktigimda alevin içinde seni görmeyi seviyorum.
    Her sigara yaktigimda dumanin seklinde seni görmeyi seviyorum.
    Her bana baktiginda o kadar çok seviyorum ki seni sevmeyi
    Yalnizca sen oldugun için hayatimda kendimi bile seviyorum
    Sen olunca aklimda kalbimi seviyorum seni seviyor diye
    Gözlerimi seviyorum seni görüyor diye.
    Ruhumu seviyorum, senin ruhuna bu kadar yakin diye.
    Varligimi seviyorum sirf sana borçlu oldugum için
    Mutlugumu seviyorum gülümsememi seviyorum seni düsününce
    Ayakta kalisimi seviyorum sebebi sen olunca
    Yine de korkmuyorum seni sevmekten.
    Ben sana olan sevgimi yazan kalemimi seviyorum.
    Senin adini yazdigim kagidi seviyorum.
    Sana olan sevgime benzettigim her sevgiyi seviyorum.
    Bana seni hatirlatan her seyi
    Sana giden yollari seviyorum.
    O kadar çok seviyorum ki seni,seni kaybetmek korkusunu bile,
    Içinde yalnizca, sen oldugun için
    Sana karsi duydugum bir duygu oldugu için
    Korkumun sebebinde sen oldugun için seviyorum.
    Yine de korkmuyorum seni sevmekten.
    3 ...
  20. 1616.
  21. Adam yaşama sevinci içinde
    Masaya anahtarlarını koydu
    Bakır kaseye çiçekleri koydu
    Sütünü yumurtasını koydu
    Pencereden gelen ışığı koydu
    Bisiklet sesini çıkrık sesini
    Ekmeğin havanın yumuşaklığını koydu Adam masaya
    Aklında olup bitenleri koydu
    Ne yapmak istiyordu hayatta
    işte onu koydu
    Kimi seviyordu kimi sevmiyordu
    Adam masaya onları da koydu
    Üç kere üç dokuz ederdi
    Adam koydu masaya dokuzu
    Pencere yanındaydı gökyüzü yanında
    Uzandı masaya sonsuzu koydu
    Bir bira içmek istiyordu kaç gündür
    Masaya biranın dökülüşünü koydu
    Uykusunu koydu uyanıklığını koydu
    Tokluğunu açlığını koydu.
    Masa da masaymış ha
    Bana mısın demedi bu kadar yüke
    Bir iki sallandı durdu
    Adam ha babam koyuyordu.
    -edip cansever
    3 ...
  22. 1615.
  23. Öyle çabuk geçiyor ki günler
    Hele sen de bir bak hayatına.
    Daha dün doğmuşuz sanki
    Yeni okula başlamışız
    Yeni sevmişiz

    Öyle çabuk geçiyor ki günler
    Hele sen de bir bak hayatına
    Yarın bitecek sanki her şey
    Yarın ölecek gibiyiz.

    Daha doymamışız yaşamasına
    Günlerimiz dün bir, bugün iki
    Sakın bir şey bırakma yarına
    Yarın yok ki.
    Özdemir Asaf
    4 ...
  24. 1614.
  25. ------------
    spoiler
    ----
    Bahar mezarına gömsünler sizi
    Yapraklar gibi buluştunuzdu
    Kokular gibi seviştinizdi
    Bahar mezarına gömsünler sizi
    -----
    cemal süreya - dört mevsim.
    0 ...
  26. 1613.
  27. Lavinya...
    ileride kızım olursa adı lavinya olacak.
    4 ...
  28. 1612.
  29. Siz geniş zamanlar umuyordunuz
    Çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek.
    Yılların telâşlarda bu kadar çabuk
    Geçeceği aklınıza gelmezdi...

    (bkz: behçet necatigil)
    0 ...
  30. 1611.
  31. bir şiir beğeniyorum o da kendi yazdığım. zaten şiir kültürü yok bende. ruh halimi en çok yansıtan şiir kendi şiirim olacağından ve insanlar kendini yansıtan şiirleri seveceğinden sadece kendi şiirimi seviyorum. başka şiir okusam onları da severdim belki.
    0 ...
  32. 1610.
  33. yılmaz erdoğan - yeni bir sayfada sana bakmak.
    2 ...
  34. 1609.
  35. "sakın bir söz söyleme... Yüzüme bakma sakın!
    sesini duyan olur, sana göz koyan olur.
    düşmanımdır seni kim bulursa cana yakın,
    anan bile okşarsa benim bağrım kan olur...

    dilerim tanrı'dan ki, sana açık kucaklar,
    bir daha kapanmadan kara toprakla dolsun.
    kan tükürsün adını candan anan dudaklar,
    sana benim gözümle bakan gözler kör olsun!"

    (bkz: kıskanç)
    (bkz: faruk Nafiz Çamlıbel)
    2 ...
  36. 1608.
  37. işitin ey yarenler
    Kıymetli nesnedir aşk
    Değmelere verilmez
    Hürmetli nesnedir aşk

    Hem cefadır hem sefa
    Hamza’yı attı Kaf’a
    Aşk iledir Mustafa
    Devletli nesnedir aşk

    Dağa düşer kül eyler
    Gönüllere yol eyler
    Sultanları kul eyler
    Cüretli nesnedir aşk

    Kime kim aşk vurdu ok
    Gussa ile kaygı yok
    Feryat ile ahı çok
    Firkatli nesnedir aşk

    Denizleri kaynatır
    Mevce gelir oynatır
    Kayaları söyletir
    Kuvvetli nesnedir aşk

    Akılları şaşırtır
    Deryalara düşürür
    Nice ciğer pişirir
    Key odlu nesnedir aşk

    Miskin Yunus n’eylesin
    Derdin kime söylesin
    Varsın dostu toylasın
    Lezzetli nesnedir aşk.
    0 ...
  38. 1607.
  39. uzak,solgun çocukluğum;
    akşam alacası,kasaba,
    çatılarda kargalar.
    hüzünlü gençliğim;
    sabahçı kahveleri,
    umutsuz aşklar.
    bir anı tüneği şimdi
    yaşadığım geçmiş yıllar.

    ben derim ki;
    ömrüm,ömrüm!
    mumlar neden eriyip sönerler de
    tersine doğru yanmazlar uzayarak yeniden
    ve insan doğmak ister mi
    bir daha ölmek için?

    ölümü arayarak geçti
    bunca yılım.
    kötü annem
    beni komşunun oğlu kadar seven,
    yok olan babamdı belki
    ölüm tutkumu pekiştiren.

    elbet bir gün ölürüm.
    ömrüm,ömrüm
    ve yanan mum
    kara bir fitil bırakan ardında
    ne kadar benziyor birbirine.

    zifiri karanlık gece.
    mum bitti yanmadı tersine.
    beyaz mürekkeple yazdım
    bu şiiri karanlığın üstüne.

    ben derim ki;
    geçip gider zaman.
    geri alınmaz bazı şeyler.

    ömrüm,ömrüm
    ve yanan mum biter.

    soğur cehennem bile.

    (bkz: bir gün ölürüm) (bkz: Metin altıok)
    0 ...
  40. 1606.
  41. artık demir almak günü gelmişse zamandan,
    meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
    hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
    sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.
    rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,
    günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli.
    biçare gönüller. ne giden son gemidir bu.
    hicranlı hayatın ne de son matemidir bu.
    dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
    bilmez ki, giden sevgililer dönmeyecekler.
    bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden.
    bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden.

    (bkz: sessiz gemi)
    2 ...
  42. 1605.
  43. özenle soyduğum şu elma söyle şimdi kimindir
    özenle ne yapıyorsam bilirsin artık senindir

    suya giden bir adam mesela omzunu eğri tutsa
    güneş, su ve adamın omzundaki eğrilik senindir

    ayağa kalkarsın, adına uygunsun ve haklısın
    kararan dünya bildiğin gibi sık sık senindir

    kararan dünya yeni bir güle bir ateş parçasıdır
    bir ateş parçasından arta kalan soylu karanlık senindir

    bir deneyli geçmişi aldın geldin yeniyi güzel boyadın
    ben bilirim sen de bil ilk aydınlık senindir

    benim sevdiğim su senin suyunun öz kardeşidir
    senin suyunun bıraktığı güçler artık senindir

    çünkü bir silah gibi tutarsın tuttuğun her şeyi
    her yeri bir uyarma diye tutan ıslık senindir

    senindir ey sonsuzveren ne varsa hayat gibi
    tutma soluğunu, genişle, öz ve kabuk senindir

    ey en güzel görüntüsü çiçeklere dökülen bir çavlanın
    aşkım, sonsuzum, bu dünyada ne var ne yok senindir
    Turgut Uyar (Çokluk Şiiri )
    1 ...
  44. 1604.
  45. MAVi GÖZLÜ DEV, MiNNACIK KADIN
    VE HANIMELLERi

    O mavi gözlü bir devdi.
    Minnacık bir kadın sevdi.
    Kadının hayali minnacık bir evdi,
    bahçesinde ebruliii
    hanımeli
    açan bir ev.
    Bir dev gibi seviyordu dev.
    Ve elleri öyle büyük işler için
    hazırlanmıştı ki devin,
    yapamazdı yapısını,
    çalamazdı kapısını
    bahçesinde ebruliiii
    hanımeli
    açan evin.
    O mavi gözlü bir devdi.
    Minnacık bir kadın sevdi.
    Mini minnacıktı kadın.
    Rahata acıktı kadın
    yoruldu devin büyük yolunda.
    Ve elveda! deyip mavi gözlü deve,
    girdi zengin bir cücenin kolunda
    bahçesinde ebruliiii
    hanımeli
    açan eve.
    Şimdi anlıyor ki mavi gözlü dev,
    dev gibi sevgilere mezar bile olamaz:
    bahçesinde ebruliiiii
    hanımeli
    açan ev
    1 ...
  46. 1603.
  47. tek sevdiğim şiir.
    Dinosauria, biz
    bu sekilde doğmuşuz
    bunun içine
    tebeşir yüzler gülümserken
    bayan ölüm gülerken
    asansörler bozulurken
    politika manzarası çözülürken
    bakkal çırağı kolej diplomasına kavuşurken
    yağlı balıklar yağlı avlarını tükürürken
    güneş maskelenirken
    biz
    bu şekilde doğmuşuz
    bunun içine
    deli saçması savaşların içine
    kırık fabrika camlı boşluk görüntülerinin içine
    kimsenin artık birbiriyle konuşmadığı barların içine
    bıçaklama ya da silah çekmelerle biten kavgaların içine
    bunun içine doğduk
    o kadar pahalı hastanelerin içine ki ölmek daha ucuz
    o kadar para kesen avukatların içine ki suçlu olmak daha ucuz
    hapishanelerin dolu ve tımarhanelerin kapalı olduğu bir ülkenin içine
    ahmakların zengin kahramanlara yüceltildiği bir yerin içine
    bunun içine doğmuşuz
    bunun içinde yürüyor ve yaşıyor
    bunun yüzünden ölüyoruz
    bunun yüzünden susturulduk
    iğdiş edildik
    ayartıldık
    mahrum bırakıldık
    bu yüzden
    bunun yüzünden kandırıldık
    bunun yüzünden kullanıldık
    bunun yüzünden kirletildik
    bu bizi delirtti hasta etti
    zalim etti
    vahşi etti
    bunun yüzünden
    kalpler karardı
    boyna uzandı eller
    silaha
    bıçağa
    bombaya
    umursamaz bir tanrıya uzandı eller
    şişeye uzandı eller
    haplara
    uyuşturucuya
    bu kederli faniliğin içine doğmuşuz biz
    borçlarının faizini bile ödeyemeyecek
    60 senelik borcu olan hükumetlerin içine doğmuşuz
    ve bankalar yanacak
    para işe yaramayacak
    sokaklarda yargısız infazlar
    silahlar ve başıbozuk çeteler olacak
    toprak işe yaramayacak
    yiyeceklerin verimi azalacak
    nükleer güç kitlelere yayılacak
    patlamalar dünyayı sarsıp duracak
    radyasyonlu robot insanlar birbirlerini avlayacak
    zengin ve seçilmişler uzay platformlarından izleyecek herseyi
    Dante’nin ilahi komedyası çocuk parkı gibi görünecek
    güneş görünmeyecek ve her zaman gece olacak
    ağaçlar ölecek
    bütün bitkiler yok olacak
    radyasyonlu insanlar radyasyonlu insan eti yiyecek
    denizler zehirlenecek
    göller ve nehirler kuruyacak
    yağmur yeni altın olacak
    çürümüş insan ve hayvan vücutları karanlık rüzgarla kokacak
    hayatta kalan bikaç kişi yeni türemiş korkunç hastalıklara yakalanacak
    uzay platformları aşınmayla yok olacak
    yavaş yavaş erzaklar bitecek
    genel bozulmanın doğal sonucu
    ve daha önce hiç duyulmamış muhteşem bir sessizlik olacak
    ondan dışarıya doğmak.
    güneş hala orada saklı
    bir sonraki faslı bekliyor.
    Charles Bukowski
    0 ...
  48. 1602.
  49. Rengini dünyaya ilk defa sunan
    Adsız bir çiçek gibi parlıyorsa gözlerim
    Sevgilim
    Bana 'sen bir şairsin' dediğin zaman.

    Yalnız sana yazıyorum bu şiiri
    istersen bir şiir gibi okuma
    Çünkü her yıl yeniden yazacağım onu
    Soğuklar başlayınca havalanıp
    Millerce yol katettikten sonra
    Güneyi tadan bir kuşun sevinciyle.

    Ve yazmış olacağım bir de
    Her dönemde her çağda
    Sevdanın kendine özgü diliyle.

    Edip CANSEVER
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük