Adam yaşama sevinci içinde
Masaya anahtarlarını koydu
Bakır kaseye çiçekleri koydu
Sütünü yumurtasını koydu
Pencereden gelen ışığı koydu
Bisiklet sesini çıkrık sesini
Ekmeğin havanın yumuşaklığını koydu Adam masaya
Aklında olup bitenleri koydu
Ne yapmak istiyordu hayatta
işte onu koydu
Kimi seviyordu kimi sevmiyordu
Adam masaya onları da koydu
Üç kere üç dokuz ederdi
Adam koydu masaya dokuzu
Pencere yanındaydı gökyüzü yanında
Uzandı masaya sonsuzu koydu
Bir bira içmek istiyordu kaç gündür
Masaya biranın dökülüşünü koydu
Uykusunu koydu uyanıklığını koydu
Tokluğunu açlığını koydu.
Masa da masaymış ha
Bana mısın demedi bu kadar yüke
Bir iki sallandı durdu
Adam ha babam koyuyordu.
-edip cansever
Üşenmeden okurum,okurum,okurum.
Kaçmaya çalıştığın gerçek, bir gün karsina çikacak.
Ve iste o gün kaçacak yerin olmayacak.
Ben senin varligini seviyorum,yoklugunu seviyorum
Sana ulasamadigim dakikalarda seni duymayi seni özlemeyi
Hiç görmesem bile seninle olmayi seviyorum.
Hiç korkmuyorum seni sevmekten.
Senin gülüsünü seviyorum her bana bakisinda
Gözlerine de okudugum o duyguyu
Gözlerindeki gözlerimi seviyorum.
Gönlünü seviyorum özünü seviyorum senin
Dudaklarindaki sözlerimi seviyorum
Yine de korkmuyorum seni sevmekten.
Ben sendeki o sicakligi sana olan uzakligi seviyorum.
Yanaklarindan akan göz yaslarini
En çok, daginik oldugunda saçlarini
Beni arayan ellerini seviyorum.
Yalnizligimi seviyorum sebebi sensen
Ayriligini seviyorum,en çok yalniz kaldigimda
Beni bulan gönlünü seviyorum.
Ben en çok senin bana olan sevgini seviyorum.
Içimden haykirmak geliyor.
Dünyaya sigdiramadigim seni
Kalbime sigdirmak geliyor.
Aglamak geliyor seni görmezsem
Özlemek geçiyor içimden seni sevmek geçiyor.
Içimden sana dogru giden bin bir türlü yol geçiyor.
Içimden sen mutlu olacaksan ölmek bile geçiyor gülüm.
Yine de korkmuyorum seni sevmekten.
Ben yalnizca seni seviyorum,
Ne o muhtesem güzelligin ne kalbimdeki özelligin
Ne de sevdigim için degil,seni yalnizca sen oldugun için,
Ruhun için kalbin için aklin ve sevgin için seviyorum seni.
Ben seni en çok kendim için seviyorum
Belki de ilk defa bencil olusumu sana borçlu oldugum için.
Seni her sey için seviyorum.Ve sahip olmadigim hiçbir sey için.
Yine de korkmuyorum seni sevmekten.
Her dakika seninle olmayi seviyorum.
Gözlerimi her açtigimda aklima gelisini seviyorum.
Her gece uyumadan önce seni sevdigim aklima gelince
Sensiz uyumayi bile seviyorum uyumadan önce seni düsününce.
Ben seni en çok umutsuzlugumda beni buldugun için seviyorum.
Yine de korkmuyorum seni sevmekten.
Ben seni bu sehirde oldugun için degil benimle ayni topraga ayak bastigin için
Benimle ayni gökyüzünü paylastigin için seviyorum.
Geceleri benim yüzüme vuran ay isigi
Senin de gözlerine vurdugu için seviyorum.
Benim kemiklerimi isitan yaz günesi
Sana da sicaklik veriyor diye seviyorum seni.
Bes bin yasindaki bu dünyada
Benimle ayni zamani paylastigin için seviyorum.
Ben seni benimle yasadigin için
Benden hiç gitmedigin için seviyorum
Beni hiç terketmedigin için.
Ellerini seviyorum ALLAH'a açildiginda
Kalbini seviyorum kapilari açildiginda
Ve gözlerini seviyorum her karsimda kapanip açildiginda.
Bana baktiginda içimde yakaladigin coskumu seviyorum,
Her bana baktiginda seni sevdigimi hatirlamayi seviyorum.
Yine de korkmuyorum seni sevmekten.
Her kibrit çaktigimda alevin içinde seni görmeyi seviyorum.
Her sigara yaktigimda dumanin seklinde seni görmeyi seviyorum.
Her bana baktiginda o kadar çok seviyorum ki seni sevmeyi
Yalnizca sen oldugun için hayatimda kendimi bile seviyorum
Sen olunca aklimda kalbimi seviyorum seni seviyor diye
Gözlerimi seviyorum seni görüyor diye.
Ruhumu seviyorum, senin ruhuna bu kadar yakin diye.
Varligimi seviyorum sirf sana borçlu oldugum için
Mutlugumu seviyorum gülümsememi seviyorum seni düsününce
Ayakta kalisimi seviyorum sebebi sen olunca
Yine de korkmuyorum seni sevmekten.
Ben sana olan sevgimi yazan kalemimi seviyorum.
Senin adini yazdigim kagidi seviyorum.
Sana olan sevgime benzettigim her sevgiyi seviyorum.
Bana seni hatirlatan her seyi
Sana giden yollari seviyorum.
O kadar çok seviyorum ki seni,seni kaybetmek korkusunu bile,
Içinde yalnizca, sen oldugun için
Sana karsi duydugum bir duygu oldugu için
Korkumun sebebinde sen oldugun için seviyorum.
Yine de korkmuyorum seni sevmekten.
Aysel git başımdan ben sana göre değilim
Ölümüm birden olacak seziyorum.
Hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim
Aysel git başımdan istemiyorum.
Benim yağmurumda gezinemezsin üşürsün
Dağıtır gecelerim sarışınlığını
Uykularımı uyusan nasıl korkarsın,
hiçbir dakikamı yaşayamazsın.
Aysel git başımdan ben sana göre değilim.
Benim için kirletme aydınlığını,
hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim
Islığımı denesen hemen düşürürsün,
gözlerim hızlandırır tenhalığını
Yanlış şehirlere götürür trenlerim.
Ya ölmek ustalığını kazanırsın,
ya korku biriktirmek yetisini.
Acılarım iyice bol gelir sana,
sevincim bir türlü tutmaz sevincini.
Aysel git başımdan ben sana göre değilim.
Ümitsizliğimi olsun anlasana
hem kötüyüm, karanlığım biraz, çirkinim.
Sevindiğim anda sen üzülürsün.
Sonbahar uğultusu duymamışsın ki
içinden bir gemi kalkıp gitmemiş,
uzak yalnızlık limanlarına.
Aykırı bir yolcuyum dünya geniş,
Büyük bir kulak çınlıyor içimdeki.
Çetrefil yolculuğum kesinleşmiş.
Sakın başka bir şey getirme aklına.
Aysel git başımdan ben sana göre değilim,
ölümüm birden olacak seziyorum,
hem kötüyüm, karanlığım biraz, çirkinim.
Aysel git başımdan seni seviyorum...
Bırakın ince kavak seslerini şehrin içinde
paralar yaşlı kızların koynunda yatarken
bırakın köprülerin üstüne yağmur
ve basma perdelerden lânet bize.
Şaşılacak bir dünyada yaşamaktı; öğrendik
şimdi külçeler yüklüyüz şaşılacak bir biçimde
külçeler yüklüyüz ve çıkmak istiyoruz yokuşu
Sokaklar gittikçe katı bizim adımlarımıza
peşimizde bütün bahçeleri boşaltan ter kokusu
yankımız soyunup sevap rahatlığı alınan yataklarda
yürek elbet acıyor esvap değiştirirken
bizden artık akması beklenilen kan da aktı
kovulduk ölümün geniş resimlerinden.
Efsanelerden kovulduk
kan ve demir kelimeleri söyleyince
elbiseler içindeyiz, şehrin içinde
önümüz iliklenmiş, ayakkaplarımız bağlı
kimsenin uykusunun fesleğen koktuğu yok
altıkırkbeşte vapur ve sancı geç saatlerde
eski savaşçılar vesair geçmiyor bulutlardan
çiçek alıp eve götürüyoruz
bunun bir delilik olduğunu bile bile
en ıssız duyguların ucunda karakollar
asmaların altı tuzak ve tuzak caddelerde
külçeler yüklüyüz, çıkmak istiyoruz yokuşu
gözler kısılıp bakılıyor bize.
Biliniyor
bizim mahsustan yaşadığımız
biliniyor
şarkıların sırası bizde
biliniyor
hayat bizden razıdır
biliniyor
otların sarardığı yerlerde güneş
kurşunun değdiği tende heves kalmıştır.
Merhaba hayat
Yoldan geçerken aşkı gördüm
Küsmüştü bana
Sırılsıklam yağmurun altında
Bir damla gözyaşı bıraktım ona
Korktum tekrar elini tutmaktan
Sarılmaktan, koklamaktan
Artık herşey o kadar yabancı ki
Ve yasaklar
Ve endişeler
Nedir alıp veremediğimiz
Duygularımız çırılçıplak
Günahkar bir aziz gibi
Acaba tekrar tekrar soyunsak
iliklerimize kadar
Soğuk bizi yakana kadar
O zaman aşk tekrar
Bakar mı bana
Bendeki hatıralara
Bende sana
Zaman girdabında
Ateşin etrafında
Dönen bir pervaneden var mı farkımız
Söylesene
Biliyorum bunun sonu nereye gittiğini
Ama senin için yanmak
Kavrulmak, tutuşmak ve kaybolmak
Sen olmayınca var mı bunların bir anlamı
Sen, sen sakın korkma
Çünkü ben sevinçle, neşeyle gidiyorum
Ta ki vuslat gecesi
Gelip çatana dek
Ellerimde şimdi bir parça aşk kaldı
Yalnız bırakma, harap olmasın onlarda
Bakma sen bana
Zıtlıkların dünyasında
Yaşıyorum hâlâ travma.
Hakan Arslanbenzer / Yaş Otuz ~~
Tarık Tufan / Anna
Yavuz Bülent Bakiler / Şaşırdım Kaldım işte
Erdem Beyazıt / Yok Gibi Yaşamak
Sezai Karakoç / Yağmur Duası
Sezai Karakoç / Ötesini Söylemeyeceğim
Saçlarım o eski güzelliğini
Çoktan yitirdi
Şimdi yalnız bilmem neden
Zaman zaman yüzüme vuran
Bir utancı perdeliyor sadece.
Oysa önceleri oysa eskiden
Salınca tarkları tel tel
Düşle ülkesinden sevgiler ülkesinden
Yağmur serinliğinde, incecik
Yumuşacık bir el
Bulutlardan yüreğime kayardı.
Gözlerim kaçamak bakışlarda
Kirpiklerim kırık
Boynum bir çocuğun pembe ağzında
Ürperdikçe uzardı.
Dudaklarım dersen, dudaklarım
Öptüğüm aynalarda kaldı.
Tenime yabancılaştım, etime
Acıma sevincime insan yanıma
Kendime yabancılaştım.
Allah der ki;
Kimi benden çok seversen onu senden alırım.
Ve ekler;
Onsuz yaşayamam deme, seni onsuz da yaşatırım.
Ve mevsim geçer, gölge veren ağaçların dalları kurur,
Sabır taşar,
Canından saydığın yar bile bir gün el olur.
Aklın şaşar, dostun düşmana dönüşür.
Düşman kalkar dostun olur.
Öyle garip bir dünya,
Olmaz dediğin ne varsa olur.
Düşmem dersin düşersin.
Şaşmam dersin şaşarsın.
En garibi de budur ya;
Öldüm der durur yine de yaşarsın... Mevlana Celaleddin Rumi
Nasıl dokunursa insan, öyle dokun..
Yavaşca dokun yaralarıma. Yavaşca..
Annesi dün ölmüş çocuklara dokunurcasına, şefkatle..
Bin yıllık mushâfın sayfalarına nasıl dokunursa insan, öyle dokun..
Ben kolayca incinirim bilirsin.
Kolayca hasta olur,
kolayca vazgeçerim zor olan ne varsa.
Kolayca doğmuşum annem öyle söylüyor..
Bir nefeste doğmuşum gece yarısı.
Bir nefeste ölürüm biliyorum. Zamansız ölürüm.
Seni zamansız gördüm meselâ.
Zamansız kör oldu gözlerim. Zamansız yaşlandım.
Tarık Tufan
Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?
Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı?
Sevmek için güzele mi bakmalı?
Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?
Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır?
Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı?
Hırsızlık; para, malmı çalmaktır?
Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı?
Solması için gülü dalından mı koparmalı?
Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?
Öldürmek için silah, hançer mı olmalı?
Saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı?
Victor hugo