sözlük yazarlarının sevdiği şiirler

entry1812 galeri42
    573.
  1. Yaşıyorsun uzağımda
    Yoksun işte..
    Belki mutlusun,
    Belki de istediğin gibi gitmiyor hayat !?
    Öyle ya da böyle,
    Mutluluğuna duacıyım...
    Beni unut, en mutlu uykulara yat...

    Sen yine de indirme yüzünden tebessümü...
    Yakışıyor..
    Var mı seni görmeden duracak bir ayna?
    Yok!
    O halde kendini kıskanmak istemiyorsan bakma bana!

    Çıkarsız bir eskici olduğumu sana daha önce söylemiştim?
    Kahkahaların tükendiğinde bana haber ver
    Sana yeni gülüşler getireyim...

    (bkz: Okan Savcı)
    0 ...
  2. 574.
  3. ay karanlık

    Maviye
    Maviye çalar gözlerin,
    Yangın mavisine
    Rüzgarda asi,
    Körsem,
    Senden gayrısına yoksam,
    Bozuksam,
    Can benim, düş benim,
    Ellere nesi?
    Hadi gel,
    Ay karanlık.

    itten aç,
    Yılandan çıplak,
    Vurgun ve bela
    Gelip durmuşsam kapına
    Var mı ki doymazlığım?
    ille de ille
    Sevmelerim,
    Sevmelerim gibisi?
    Oturmuş yazıcılar
    Fermanım yazar
    N'olur gel,
    Ay karanlık.

    Dört yanım puşt zulası,
    Dost yüzlü,
    Dost gülücüklü
    Cıgaramdan yanar.
    Alnım öperler,
    Suskun, hayın, çıyansı.
    Dört yanım puşt zulası,
    Dönerim dönerim çıkmaz.
    En leylim gecede ölesim tutmuş,

    Etme gel,
    Ay karanlık...
    (bkz: ahmed arif)
    1 ...
  4. 575.
  5. Kırılgan bir çocuğum ben
    Yüreğim cam kırığı
    Bütün duygulardan önce
    Öğrendim ayrılığı
    Saldırgan diyorlar bana
    Oysa kırılganım ben
    Gözyaşlarım mücevher
    Saklıyorum herkesten
    Ürküyorlar gözümdeki ateşten
    Ürküyorlar dilimdeki zehirden
    Ürküyorlar o dur durak bilmeyen gözükara cesaretimden
    Diyorlar:Bir yanı sarp bir uçurum,
    Bir yanı çılgın dağ doruğu.
    Oysa böyle yapmasam ben
    Nasıl korurum
    içimdeki çocuğu?
    Bir yanım çılgın nar ağacı
    Bir yanım buz sarayı.

    Murathan Mungan.
    1 ...
  6. 576.
  7. isyanlı Sükût

    Gitmişti makama arz-ı hâl için,
    'Bey' dedi, yutkundu, eğdi başını.
    Bir azar yedi ki oldu o biçim...
    'Şey' dedi, yutkundu, eğdi başını.

    Kapıdan dört büklüm çıktı dışarı,
    Gözler çakmak çakmak, benzi sapsarı...
    Bir baktı konağa alttan yukarı,
    'Vay' dedi, yutkundu, eğdi başını.

    Çekti ayakları kahveye vardı,
    Açtı tabakasın, sigara sardı.
    Daldı.. neden sonra garsonu gördü,
    'Çay' dedi, yutkundu, eğdi başını.

    içmedi, masada unuttu çayı;
    Kalktı ki garsona vere parayı,
    Uzattı çakmağı ve sigarayı,
    'Say' dedi, yutkundu, eğdi başını.

    Döndü, gözlerinde bulgur bulgur yaş,
    Sandım can evime döktüler ateş.
    Sordum: 'memleketin neresi gardaş? '
    'Köy' dedi, yutkundu, eğdi başını.

    Yürüdü, kör-topal çıktı şehirden,
    Ağzına küfürler doldu zehirden;
    Salladı dilini... vazgeçti birden,
    'Oy' dedi, yutkundu, eğdi başını.

    Abdurrahim Karakoç
    0 ...
  8. 577.
  9. 578.
  10. iki yemin

    ben hep çabuk çekilen tetiğe yaşadım
    yemin ettim
    yüreğimdeki ve bedenimdeki
    bütün yaralar adına
    yüzünün kuyusuna düştüğüm kuytuda
    sana olanca aydınlığım ve karanlığımla baktım
    aşktan yorgun düştü dinim
    dağıldı kehribarım
    gül ve buğday yetiştiren ömrüm adına yemin ederim ki
    ben seçmedim bu ölümü
    kaçmasan vurmayacaktım.

    murathan mungan
    0 ...
  11. 579.
  12. Aklımın olmazlarından darmadağın ettim geceyi

    Kaçtığım aşka yakalandım sonunda.

    Bulduğum an yitirdiğim sözcükler gibiyim

    Sesimden kaçıyorum ele veriyorum kendimi

    Serserinin biriyim...

    Gecenin bir vakti yürüyüp gidiyorum içimden

    Yazımın her zaman ağlayan bir imi

    Yüzümün yarım kalan gülüşleri resmeder bir hali var...

    Önümde hep iki yol

    Birini yürüsem geç kalıyorum birine.

    Kırgınım mızıkçının biriyim

    Hep ucu ucuna yetişmeyim sevmelere...

    Başı boş bir rüzgar gibi gelip geçiyorum nesneden

    Gizli bir özneyim adımı çağırmıyor kimse...

    Hep bir ayrılığı soyunup giyiniyorum

    Hep yarım kalıyor nota

    Hep aynı şarkıyı söyleyip aynı yerde detone olan biriyim...

    Bezginim kaldırmaz aldanışları artık yüreğim...

    inceldiği yerden bir düğüm daha atabilirim

    Delinin biriyim asfaltın ortasına yatabilirim...

    Bir düğüm daha atabilirim

    Dönüp baktığımda ipteki düğüm sayısıdır yaşamalar bilirim...

    Anne bana daha iyi bir yalan bul!

    Kendimi avutmaya gücüm yok artık

    Kendimi sırtımda taşımaktan yoruldum

    Anahtarı kırılmış kapı gibiyim...

    Kilitliyim üstelik

    Suya atılmış buz parçası gibiyim...

    Vakitsiz bir yağmurum

    Bir gün bir yerde apansız dinebilirim...

    Anne beni bu kez doğurma bir daha!
    1 ...
  13. 580.
  14. ey sevgili!
    en sevgili!
    uzatma dünya sürgünümü benim!
    1 ...
  15. 579.
  16. aysel git başımdan-atilla ilhan.
    1 ...
  17. 580.
  18. GÖĞE BAKMA DURAĞI

    ikimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
    Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
    Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından
    Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
    Şu aranıp duran korkak ellerimi tut
    Bu evleri atla bu evleri de bunları da
    Göğe bakalım

    Falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım
    inecek var deriz otobüs durur ineriz
    Bu karanlık böyle iyi afferin Tanrıya
    Herkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorum
    Hırsızlar polisler açlar toklar uyusun
    Herkes uyusun bir seni uyutmam birde ben uyumam
    Herkes yokken biz oluruz biz uyumıyalım
    Nasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda
    Beni bırak göğe bakalım

    Senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım
    Tuttukca güçleniyorum kalabalık oluyorum
    Bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi
    Sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor
    Seni aldım bu sunturlu yere getirdim
    Sayısız penceren vardı bir bir kapattım
    Bana dönesin diye bir bir kapattım
    Şimdi otobüs gelir biner gideriz
    Dönmiyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
    Bir ellerin bir ellerim yeter belliyelim yetsin
    Seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
    Durma kendini hatırlat
    Durma göğe bakalım

    Turgut UYAR.
    1 ...
  19. 581.
  20. Piyale

    Sıra hep son kadehe geliyordu
    Dudakların başkalarının masasında lâle
    Ben boynumdaki ipe bir düğüm daha atıyordum
    Peşinden başka gidecek yer yoktu
    Seni artık hiç sevmediğim halde

    Senin o eskisi olmamana imkân yoktu
    Ama inadından yapıyordun bunu Cemile
    inattandı hep o içip içip gitmeler
    Bense boşalttığın kadehleri satın alıyordum
    Enayilik ettiğimi bile bile

    Hele o çıkışın yok mu kapıdan
    O Allahın belâsı herifle
    Başkasının olmayı bir türlü beceremiyordun
    Millet arkandan gülüyordu
    Düştüğün hale...

    Cemal Süreya.
    0 ...
  21. 582.
  22. Haziran

    Aşktır, yırtıldı yırtılacak bir anı gibi
    eski sesli haziranın tam ortasından,
    tam duyuldu duyulacak derken yalnızlığın
    sesi aşktır, açılır bir şiirin her yerinde:
    -Yalnızlık kokuyorsun demiş miydi Edip Bey,
    öyleyse haziran kokuyorsun demiştir bir de
    şunu: Bir anıya bir başka anıdan ne
    kalır, elbet aşkın ortasında haziran kalır!
    Bir yazı bile şurda-burda birlikte
    tamamlamadan henüz, bir yaz daha
    çıkarma telaşından sakın! Ne haziran
    kalır geriye ne o adamla kadın!
    Şimdiden teşekkürler bir anıyı böyle
    dayanıklı kılan iyiliğine, aşkın
    ve haziranın trenini kaçırma, ocakta
    ateşçi ol ve öv onu, hızlı geçen
    şubatta yavaşlığına bak kırların, martta
    makas değiştir, istasyonda bekleyen çocuğu
    benim için öp, o senin çocukluğun!
    Mayısı havalandır, sonrası hazirandır...

    Hazirandır, yalnızlık gibi aşkın ortasındadır.

    Haydar ERGÜLEN
    1 ...
  23. 583.
  24. 584.
  25. --spoiler--
    Ağlasam sesimi duyarmısınız
    Mısralarımda
    Dokunubilirmisiniz gözyaşlarıma
    Ellerinizle

    Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel
    Kelimelerise kifayetsiz olduğunu
    Bu derde düşmeden önce

    Bir yer var bilmiyorum
    Her şeyi söylemek mümkün
    Epeyce yaklaşmışım duyuyorum
    Anlatamıyorum
    --spoiler--
    0 ...
  26. 585.
  27. matruşka bir hayat benimkisi
    Açıldıkça ufalırken bir yanım,
    Bir tarafım büyüyorsa gitgide
    Herkesten ve herseyden bagimsiz,
    ve her seferinde;
    Şasırtıyorum aslında aynı olusumla
    insanlığı....

    Barbunya
    2 ...
  28. 586.
  29. evet süzme balım
    evet sensin en güzeli yalan dünyanın
    hala her şeyimsin aşkın kimyasına inat.
    daha ne kadar sürer bilemem
    bu tacı kutsanmamış saltanat.
    suya bir resim çiz ki ikimize benzesin
    istersen arka fona kara bulutları tak.
    es cenaptan. es şimalimden
    es tozu dumana katarak.
    dolu dizgin bizi eskitmede olan zamana inat
    gülümse belli belirsiz.
    gülümse çizdiğin resmi yutan
    o azgın sulara bakarak.

    ya da sazına tak dillenmemiş türküyü
    tilkiye ya kargayı sor ya kürkünü
    fark etmez nasılsa dinlemez seni.
    ya dikenli telde tüyleri
    Ya kümeste barut kokulu külleri.
    bırak dik kalsın kuyruğu
    nasılsa sayılı bitecek günleri.
    ya bir bardak rakının renginde kaybol
    kapat gözlerini.
    ya da sazına tak dillenmemiş türküyü.
    yaşat sözlerini.

    ya dikene dokunmayı öğren ellerin kanamadan
    alacasında gel akşamın uzamadan önce gölgeler
    dokun yüreğimdekilere birer birer.
    aşıma düş. ya neşeden ya acıdan.
    düşlerime astım ya seni kaçışın yok
    ne geceden ne bacadan.
    sende yaprak rengi bir gömlek
    bende al tonlarda bir fistan
    olsun... yakışır be anam.
    atması benden tutması senden.
    gayrı sen bilin
    bundan öte anlatamam
    adak taşımdaki isim falsızlığımdaki adam
    ya dikene dokunmayı öğren ellerin kanamadan
    ya da uzaktan seyret yaşama sokulmadan
    ya da anıları unut vakit geldiği zaman
    şal kırmızı gül de aynı şimdi boğaların zamanı.
    tül ince sihir de öyle bozma bu anı.
    ya sessizliğime sığın kurtulmak için çığlığımdan
    ya da gülleri unut vakit geldiği zaman
    mum ışığı yetmez. yetmez dalgaların sesi.
    deniz fenerlerini çağır yıkılıyor kız kulesi.
    ya yokluğuma sığın kurtulmak için varlığımdan
    ya da anıları unut vakit geldiği zaman.*
    0 ...
  30. 587.
  31. durakta üç kişi
    adam kadın ve çocuk

    adamın elleri ceplerinde
    kadın çocuğun elini tutmuş

    adam hüzünlü
    hüzünlü şarkılar gibi hüzünlü

    kadın güzel
    güzel anılar gibi güzel

    çocuk
    güzel anılar gibi hüzünlü
    hüzünlü şarkılar gibi güzel

    cemal süreya
    0 ...
  32. 588.
  33. dolarsız gönlüme ne etki eder euro, ne de sterlin!
    of be güzelim şunu bil! benim ilacım sensin...
    lalelerle kuşattım dış cephemin dört yAnını,
    aşk içinde boğuluyorum, sarmalıyıver bağrımı!
    risk aldım ölüyorum, tutuver kalbimi, tutuver aşkımı!
    0 ...
  34. 589.
  35. Kandıramadım seni süslü cümlelerle
    Gurur yaptım söyleyemedim;terketme!
    Bense hiç değmeyecek birine bile dedim ya;gitme
    Sende tutuldum kaldım sessizce,
    Giderken sarıldın ya sadece
    Keşke sarılırken baksaydın gözlerime
    0 ...
  36. 590.
  37. en uzun ölümü günlerce tatmis
    son demi yaklasan bir kurt var inde:
    magranin agzini bir tas kapatmis,
    acliktan ölüyor bir kurt icinde.

    cig gibi tepeden inen kayanin
    farki yok gitgide mezar tasindan.
    kan siziyor bu kana doymiyanin
    duvardan duvara vuran basindan...

    gözünde karanlik ecellesirken,
    az daha yastmak icin canini
    her gün el kaniyle ziyafet ceken
    koca kurt yaliyor kendi kanini.

    at, coban, postunu omuzlarina,
    koy artik meydana bütün varini:
    ya cikar, ya cikmaz o kurt yarina,
    yaylaya zararsiz sal davarini.

    sakiyor magranin önünde sesin.
    gec, atlim, belli ki ruhun kanatli.
    atinin nallari tasa degmesin,
    o zaman canindan olursun, atli!

    ey cimen gözleri, papatya basi
    bahara benziyen, yazi andiran!
    bir kimildatirsan eger bu tasi,
    and olsun, ölüme gelmistir siran.

    kalbime benzetin çırpınan kurdu
    kapanan mağrayı gögsüm sayınız
    bu açlık boğmadan ininde kurdu
    yolcular bu taşa dokunmayınız.

    faruk nafiz çamlıbel
    0 ...
  38. 591.
  39. 592.
  40. tahir olmak ta ayıp değil
    zühre olmakta
    hatta sevda yüzünden ölmek te ayıp değil
    bütün iş tahir ile zühre olabilmekte yani yürekte....
    mesela bir barikatta döğüşerek
    mesela kuzey kutbu'nu keşfe giderken
    mesela denerken damarlarında bir serumu ölmek ayıp olur mu?
    tahir olmak ta ayıp değil zühre olmak ta
    hatta sevda yüzünden ölmek te ayıp değil..
    seversin dünyayı doludizgin ama o bunun farkında değildir
    ayrılmak istersen dünyadan ama o senden ayrılacak
    yani sen elmayı seviyorsun diye elmanın da seni sevmesi şart mı?
    yani tahir'i zühre sevmeseydi artık yahut hiç sevmeseydi tahir ne kaybederdi tahir'liğinden
    tahir olmak ta ayıp değil
    zühre olmak ta
    hatta sevda yüzünden ölmek te ayıp değil...

    nazım hikmet
    0 ...
  41. 593.
  42. tarifi de, tasviri de zor
    bir kırmızı sevişmek
    ama imkânsız değil
    mor şaraplar eşliğinde.

    bir yudumu bir şiir,
    anlamı ise başka.

    gecenin en mavisinde,
    saç diplerinden parmak uçlarına.
    ölü bir bedenden, hayata
    mor şaraplar eşliğinde.

    bir yudumu bir şiir,
    anlamı ise başka .
    0 ...
  43. 594.
  44. Durakta üç kişi
    Adam kadın ve çocuk

    Adamın elleri ceplerinde
    Kadın çocuğun elini tutmuş

    Adam hüzünlü
    Hüzünlü şarkılar gibi hüzünlü

    Kadın güzel
    Güzel anılar gibi güzel

    Çocuk
    Güzel anılar gibi hüzünlü
    Hüzünlü şarkılar gibi güzel...

    Cemal Süreya - Durakta Üç Kişi
    4 ...
  45. 595.
  46. BUĞU BANYOSU

    Kırgızistan´da batık bir vadide

    Men seni bela sandım.

    Kalbimden uzakta çok uzakta bir kurt öldü.

    Şarap kızılı bir lale sızıpdur şimdi orada farkında mısın?

    Geceyarısı batkıları ve al kanlar içinde ekşimden

    öle budum. Yıllar ve yıllar var ki Bizansiyya´nın

    tungasında erguvani balıkçıl gibi yaşadım.

    Çünk heeç, heç görmedim dosttan vefa. Gözyaşım duştu.

    Gözelsiz, vefasız, hakikisiz

    Meleksiz, çeçeksiz, heykelsiz

    Ben bu yerde yaşamadım.

    Sonunda bir gün könlüme bir buğu banyosu yaptım.

    Bulanık bir yağmur yağdı. Batkın eşklerden kendimi

    kurtarıp başka bir tür Aşk´lara aldım.

    Ben bu Aşk´a düşeli kimse yüzüm bakmaz.

    Sevmiş bulundum güzelim gayri ne çare.

    Ela gözlerim teninizin en derenlerine getti.

    Batıl bir evlenme yaşadım. Sevsem de öldürüyorlardı

    Sevmesem de. Düşerler onlar da yıkılıp düşer bir gün.

    Heeç ağlamadım. Mavi kuzgun buğday başaklarını sıyırdı.

    Gözyaşım duştu. Ben bu yerde heç yaşamadım.

    lale müldür
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük