sözlük yazarlarının sevdiği şiirler

entry1812 galeri42
    401.
  1. 402.
  2. on kalır benden geriye, dokuzdan önceki on
    dokuz değil on kalır
    on çicek, on güneş, on haziran
    on eylül, on haziran
    on adam kalır benden, onu da
    bal gibi parlayan, kekik gibi bunalan
    on adam kalır.

    ne kalır ne kalır
    tuz gibi susayan, nane gibi yayılan
    dokuzu unutulmuş on yüz mü kalır
    onu da unutulmuş bir şiir belki kalır
    on çizik, on çizik, on dudak izi
    aşklardan sevgilerden
    suya yeni indirilmiş bir kayık gibi
    akıp gecmişsem, gidip gelmişsem
    bir de bu kalır.

    ne kalır benden geriye, benden sonrası kalır
    asıl bu kalır.

    on yerde adım geçse geçmese
    dağlardan tepelerden inen bir düzlüktüm, anlaşılır.

    aksam olur bir günden dibe çökerim
    su içer dibe çökerim
    iyimser bir duvarcıyım her gün bir tuğla düşurürüm elimden
    bu yüzden gecikirim
    size bu sıkıntı kalır.

    ne kalır

    kahvelerde kalın kalın kayısı vakti
    dişleri kesmeyenin en az kayısı vakti
    dişleri hic kesmeyenden
    gün gecer kendi kalır
    kahvelerde kayısı.

    gezginim, açık denizlerden yanayım
    biraz da akdenizliyim, bu işte böyle kalır
    akdenizli herkes konuşur duyarlığını
    baska ne kalır
    biz ki bir konuşuruz geriye on şey kalır.

    benim göğüm gövdemin böyle yuvarlak vakti
    kolları açılmış kalır.

    ben buyum, dersin, arkadaş
    sevgilim ben buyum
    yüreğim vurgun, dişlerim altın
    ceketim sol omuzumda
    vakit vakit incelen vakit.

    edip cansever
    1 ...
  3. 403.
  4. safak turkusu

    beni burada arama
    arama anne
    kapida adimi sorma
    saclarina yildiz dusmus
    koparma anne aglama.
    kac zamandir yuzun trasli
    gozlerim safak bekledim
    uzarken ellerim kulagim kiriste
    olumu ozledim anne.
    yasamak isterseken delice
    ah..verebilseydim keske
    yuregi avcunda kosan herbir anneye
    tepeden tirnaga ogula
    ve kiza kesmis
    bir ulkeye armagan
    duslerimle sinirsiz
    diretmisligimle genc
    saskinligimla cocuk devrederken sirdasima
    usulca aci verdi yanagimda tomurcuk
    pir sultan´i dusun anne, seyh bedretinn´i
    borkluce´yi, torlak kemal´i
    insanlari dusun anne
    dusun ki yuregin sallansin
    dusun ki o an guzel gunlere inanan
    mutlu bir yusufcuk havalansin

    yani benim guzel annem
    ala safaginda ulkemin yildiz ucurmak varken
    oturup yildizlar icinde kendi buruk kanimi ictim
    ne garip duygu su olmek
    optugum kizlar geliyor aklima
    bir aciklamasi vardir elbet giderken dar agacina
    geride masa ustunde boynu bukuk
    kaldi kagit kalem.
    bagisla beni guzel annem
    ogul tadinda bir mektup yazamadim diye
    kizma bana.
    elleri deysin istemedim
    gozleri deysin istemedim
    aglayip kokluyacaktin
    belki bir omur tasiyacaktin koynunda.

    yasamak agrisi asildi boynumda
    oysa turku tadinda yasamak isterdim
    olmek ne garip sey anne
    bayram kartlarinin tutsakligindan asirip bayrami
    sedef kakmali bir kutu icinde
    vermek isterdim cocuklarin ellerine
    sonra, sonra benim guzel annem
    damdan duser gibi vurulmak isterdim bir kiza
    gecenin kiyisinda durmusum
    kefenin cebi yok
    koynuma yildiz doldurmusum
    kosun cocuklar kosun
    sabah ustume ustume geliyor
    kisacasi guzel annem
    bir cicegi dusunurken urpermek yok
    gulmek umud etmek ozlemek
    ya da mektup beklemek
    gozleri yatirip iraklara.
    olmek ne garip anne
    artik duvarlari kanatircasina tirnagimla
    saskin umutlu siirler yazamiyacagim
    mutlak bir inancla gozlerimi tavana cakamiyacagim
    baba olamiyacagim ornegin
    toprak olmak ne garip sey anne.
    ucurumlarki sende buyur
    dagdir ki sende gocer
    ben bayram derim cicek derim
    cam diplerine acmis kanatlarini kozalak derim
    gul yanakli cocuga benzer
    yinede oglunu yitirmek ne garip sey anne
    her kavgada olen benim
    bayrak tutan carpisan
    her kadin topragi tirnakliyarak
    dogurur beni
    ozlem beni kavga benim ask benim

    bekle beni anne.
    bir sabah cikagelirim
    bir sabah anne bir sabah
    acini supurmek icin actiginda kapiyi
    adi baska sesi baska
    nice yasitim
    koynunda cicekler
    cicekler icinde bir ulke getirirler.
    1 ...
  5. 404.
  6. ustad 'neyzen' in en esasli siiridir.

    be hey durzu
    ne ararsin tanri ile aramda!
    sen kimsin ki orucumu sorarsin
    hakikaten gozun yoksa haramda
    basi aciga niye turban sorarsin
    raki, sarap iciyorsam sana ne
    yoksa sana bir zararim, icerim
    ikimiz de gelsek kildan kopruye,
    ben durustsem sarhosken de gecerim
    esir iken mumkun mudur ibadet
    yatip kalkip ataturke dua et
    senin gibi durzulerin yuzunden,
    dininden de soguyacak bu millet
    isgaldeki hali sakin unutma
    ataturke dil uzatma sebepsiz
    sen anandan yine cikardin amma
    baban kimdi bilemezdin serefsiz
    1 ...
  7. 405.
  8. Ben doktor olacağım
    Hastalara bakacağım
    Acıları dindirecek
    Bundan sevinç duyacağım.
    2 ...
  9. 406.
  10. aşk resmi geçiti

    birincisi o incecik, o dal gibi kız,
    şimdi galiba bir tüccar karısı.
    ne kadar şişmanlamıştır kim bilir.
    ama yine de görmeyi çok isterim,
    kolay mı? ilk göz ağrısı.

    ikincisi münevver abla, benden büyük
    yazıp yazıp bahçesine attığım mektupları
    gülmekten katılırdı, okudukca.
    bense bugünmüş gibi utanırım
    o mektupları hatırladıkca.

    ............ çıkar
    ............ dururduk mahallede
    ...................... halde
    ............ yan yana yazılırdı duvarlara
    ................. yangın yerlerinde.

    dördüncüsü azgın bir kadın,
    açık saçık şeyler anlatırdı bana.
    bir gün de önümde soyunuverdi
    yıllar geçti aradan, unutamadım,
    kaç defa rüyama girdi.

    beşinciyi geçip altıncıya geldim.
    onun adı da nurinnisa.
    ah güzelim
    ah esmerim
    ah
    canımın içi nurinnisa.

    yedincisi, aliye, kibar bir kadın.
    ama ben pek varamadım tadına.
    bütün kibar kadınlar gibi
    küpe fiyatına, kürk fiyatına.

    sekizinci de o bokun soyu.
    elin karısında namus ara,
    kendinde arandı mı küplere bin.
    üstelik .....
    yalanın düzenin bini bir para.

    ayten'di dokuzuncunun adı.
    iş başında şunun bunun esiri,
    ama bardan çıktı mı,
    kiminle isterse onunla yatar.

    onuncusu akıllı çıktı
    ..... gitti........
    ama haksız da değildi hani.
    sevişmek zenginlerin harcıymış
    işsizlerin harcıymış.
    iki gönül bir olunca
    samanlık seyranmış ama,
    iki çıplak da, olsa olsa,
    bir hamama yakışırmış.

    işine bağlı bir kadındı on birinci.
    hoş, olmasın da ne yapsın,
    bir zalimin yanında gündelikci.
    .......leksandra
    geceleri odama gelir,
    sabahlara kadar kalır.
    konyak içer sarhoş olur,
    sabahı da işbaşı yapardı şafakla.

    gelelim sonuncuya.
    hiçbirine bağlanmadım
    ona bağlandığım kadar.
    sade kadın değil, insan.
    ne kibarlik budalası,
    ne malda mülkte gözü var.
    hür olsak der,
    eşit olsak der.
    insanları sevmesini bilir
    yaşamayı sevdiği kadar.

    orhan veli kanık

    sereserpe

    Uzanıp yatıvermiş sereserpe
    Entarisi sıyrılmış hafiften
    Kolunu kaldırmış kolluğu görünüyor
    Bir eliyle de göğsünü tutmuş
    içinde kötülük yok biliyorum
    Yok, benim de yok ama
    Olmaz ki
    Böyle de yatılmaz ki

    orhan veli kanık

    hadi usta bak saat 12'yi geçti sözlüğe şifreyi koyunda başlayalım hafiften, ben ısındım gördüğün gibi. *
    1 ...
  11. 407.
  12. 408.
  13. CANIM iSTANBUL

    Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;
    Onu istanbul diye toprağa kondurmuşlar.

    içimde tüten birşey; hava, renk, eda, iklim;
    O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim.

    Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur;
    Ay ve güneş ezelden iki istanbulludur.

    Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale,
    Ve kavuşmuş rüzgar onda, onda misale.

    istanbul benim canım;
    Vatanım da vatanım...

    istanbul,
    istanbul...

    Tarihin gözleri var, surlarda delik delik;
    Servi, endamlı servi, ahirete perdelik...

    Bulutta şaha kalkmış Fatih'ten kalma kır at;
    Pırlantadan kubbeler, belki bir milyar kırat...

    Şahadet parmağıdır göğe doğru minare;
    Her nakışta o mana: Öleceğiz ne çare?..

    Hayattan canlı ölüm, günahtan baskın rahmet;
    Beyoğlu tepinirken ağlar Karacaahmet...

    O manayı bul da bul!
    ille Istanbul'da bul!

    istanbul,
    istanbul...

    Boğaz gümüş bir mangal, kaynatır serinliği;
    Çamlıca'da, yerdedir göklerin derinliği.

    Oynak sular yalının alt katına misafir;
    Yeni dünyadan mahzun, resimde eski sefir.

    Her akşam camlarında yangın çıkan Üsküdar,
    Perili ahşap konak, koca bir şehir kadar...

    Bir ses, bilemem tanbur gibi mi, ud gibi mi?
    Cumbalı odalarda inletir "Katibim" i...

    Kadını keskin bıçak,
    Taze kan gibi sıcak.

    istanbul,
    istanbul...

    Yedi tepe üstünde zaman bir gergef işler!
    Yedi renk, yedi sesten sayısız belirişler...

    Eyüp öksüz, Kadıköy süslü, Moda kurumlu,
    Adada rüzgar, uçan eteklerden sorumlu.

    Her şafak Hisarlarda oklar çıkar yayından
    Hala çığlıklar gelir Topkapı sarayından.

    Ana gibi yar olmaz, istanbul gibi diyar;
    Güleni şöyle dursun, ağlayanı bahtiyar...

    Gecesi sünbül kokan
    Türkçesi bülbül kokan,

    istanbul,
    istanbul...

    Necip Fazıl Kısakürek
    1 ...
  14. 409.
  15. ölüyorum tanrım
    bu da oldu işte.

    her ölüm erken ölümdür
    biliyorum tanrım.

    ama, ayrıca, aldığın şu hayat
    fena değildir...

    üstü kalsın...

    (cemal süreyya)
    1 ...
  16. 410.
  17. SEN BENiM HiÇBiR ŞEYiMSiN

    Sen benim hiçbir şeyimsin,
    Yazdıklarımdan çok daha az
    Hiç kimse misin bilmem ki nesin
    Lüzumundan fazla beyaz
    Sen benim hiçbir şeyimsin
    Varlığın yokluğun anlaşılmaz.

    Galiba eski liman üzerindesin
    Nasıl karanlığıma bir yıldız olmak
    Dudaklarınla cama çizdiğin
    En fazla sonbahar otellerinde
    Üniversiteli bir kız uykusu bulmak
    Yalnızlığı öldüresiye çirkin
    Sabaha karşı öldüresiye korkak
    Kulağı çabucak telefon zillerinde.

    Sen benim hiçbir şeyimsin
    Hiçbir sevişmek yaşamışlığım
    Henüz boş bir roman sahifesinde
    Hiç kimse misin bilmem ki nesin
    Ne çok çığlıkların silemediği
    Zaten yok bir tren penceresinde.

    Sen benim hiçbir şeyimsin
    Yabancı bir şarkı gibi yarım
    Yağmurlu bir ağaç gibi ıslak
    Hiç kimse misin bilmem ki nesin
    Uykumun arasında çağırdığım
    Çocukluk sesimle ağlayarak

    Sen benim hiçbir şeyimsin.

    ATTiLA iLHAN
    1 ...
  18. 411.
  19. Ayrılık

    iki rayı gibiyiz
    Bir tren yolunun
    Yakın olması
    Neyi değiştirir
    Son istasyonun
    1 ...
  20. 412.
  21. Ben Ruhi Bey, nasıl olan Ruhi Bey
    Nasılım...
    (bkz: edip cansever)
    1 ...
  22. 413.
  23. Bu akşam o kadar durgun ki sular
    Gömül benim gibi kedere diyor.
    içimde maziden kalma duygular
    Ağla geri gelmez günlere diyor.

    Ey gönül, gidenden ümidini kes!
    Kaçan bir hayale benziyor herkes,
    Sanki kulağıma gaipten bir ses
    Buluşmalar kaldı mahşere diyor.

    Enginden engine koşarken rüzgar,
    Bende bir yolculuk heyecanı var...
    Yattığım kayaya çarpan dalgalar
    Çıkıver bir sonsuz sefere diyor.

    necip fazıl kısakürek
    2 ...
  24. 414.
  25. Ey zahit şaraba eyle ihtiram
    insan ol cihanda bu dünya fani
    Ehliye helâldır , naehle haram
    Biz içeriz bize yoktur vebali.

    Sevap almak için içeriz şarap
    içmezsek oluruz düçar-ı azap
    Senin aklın ermez bu başka hesap
    Meyhanede bulduk biz bu kemali.

    Kandil geceleri kandil oluruz
    Kandilin içinde fitil oluruz
    Hakkı göstermeye delil oluruz
    Fakat kör olanlar görmez bu hali.

    Sen münkirsin sana haramdır bade
    Bekle ki içesin öbür dünyada
    Bahs açma Harab-i bundan ziyade
    Çünkü bilmez haram ile helali.

    (bkz: harabi)
    3 ...
  26. 415.
  27. 416.
  28. BULUŞMAK ÜZERE

    Diyelim yağmura tutuldun bir gün
    Bardaktan boşanırcasına yağıyor mübarek
    Öbür yanda güneş kendi keyfinde
    Ne de olsa yaz yağmuru
    Pırıl pırıl düşüyor damlalar
    Eteklerin uça uça bir koşudur kopardın
    Dar attın kendini karşı evin sundurmasına
    işte o evin kapısında bulacaksın beni
    Diyelim için çekti bir sabah vakti
    Erkenceden denize gireyim dedin
    Kulaç attıkça sen
    Patiska çarşaflar gibi yırtılıyor su ortadan
    Ege denizi bu efendi deniz
    Seslenmiyor
    Derken bi de dibe dalayım diyorsun
    içine doğdu belki de
    işte çil çil koşuşan balıklar
    Lapinalar gümüşler var ya
    Eylim eylim salınan yosunlar
    Onların arasında bulacaksın beni

    Diyelim sapına kadar şair bir herif çıkmış ortaya
    Çakmak çakmak gözleri
    Meydan ya Taksim ya Beyazıt meydanı
    Herkes orda sen de ordasın
    Herif bizden söz ediyor bu ülkenin çocuklarından
    Yürüyelim arkadaşlar diyor yürüyelim
    Özgürlüğe mutluluğa doğru
    Her işin başında sevgi diyor
    Gözlerin yağmurdan sonra yaprakların yeşili
    Bi de başını çeviriyorsun ki
    Yanında ben varım...

    Can Yücel
    1 ...
  29. 417.
  30. büyüklerle ben yapamıyorum
    çocuklarsa almıyorlar beni oyunlarına
    devlet dairesinde yangından kurtarılamayacak bir çekmece gibiyim
    açılamıyorum sana.
    1 ...
  31. 418.
  32. 419.
  33. Uzanıp yatıvermiş sereserpe
    Entarisi sıyrılmış hafiften
    Kolunu kaldırmış kolluğu görünüyor
    Bir eliyle de göğsünü tutmuş
    içinde kötülük yok biliyorum
    Yok, benim de yok ama
    Olmaz ki
    Böyle de yatılmaz ki

    Orhan Veli
    1 ...
  34. 420.
  35. Lavinia

    Sana gitme demeyeceğim.
    Üşüyorsun ceketimi al.
    Günün en güzel saatleri bunlar.
    Yanımda kal.

    Sana gitme demeyeceğim.
    Gene de sen bilirsin.
    Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim,
    incinirsin.

    Sana gitme demeyeceğim,
    Ama gitme, Lavinia.
    Adını gizleyeceğim
    Sen de bilme, Lavinia.

    1957

    Özdemir Asaf
    2 ...
  36. 421.
  37. korunaklı şiirler yaz bana, sevgilim olmayan sevgili
    sağanak yağışlı günlerimde sığınacağım bir yer bulunsun
    bari, şiirlerde bir ev'cağızım olsun

    üç oda bir salon yalnızlığımı kiraya vereceğim
    heveslenme, senin için düşlerim başka
    aklını başından alıp, gezmeye götüreceğim

    ne güzel gülüyorsun, dudaklarında eski istanbul resimleri
    öyle kal lütfen, yüzüme baktığın anın resmini çekeceğim

    sana söz veriyorum, sen de bana umut ver
    sonra her şeyi unutup, ülkeme geri döneceğim

    bende bir hoşum, şarkıların belalı güzelliğine vuruldum
    o uzak ay'da kaldı onayladığım gülüşler
    raks eden sevişmelerin çingene zamanındayım,
    'gel' desen, gidemeyecek kadar sarhoştur özlemler

    anlayışımı kaybettim, beni anla
    karşılığında gözlerimin kahvesinden içireceğim
    düşe kalka düşledim, son baharım kaldı
    beni şimdi tutmazsan, dudaklarına devrileceğim

    oturaklı şiirler yaz bana, sevgilim olmayan sevgili
    yorgun günlerimde dinleneceğim bir yer bulunsun
    şiirlerde bari, bir nefeslik yerim olsun

    pelin onay / dilimde ay tutuldu dilsizim.
    1 ...
  38. 422.
  39. Yan yana yürümeyelim diye dar yapılmıştı kaldırımlar.
    Ve yine yan yana yürümeyelim diye dar kafalıydı insanlar.
    Ve sırf dardı diye kafalar,
    ...düşünmeyi bırakıp sevmeyi denedik,
    sarılmak yakar bizi deyip aşkı hep uzaktan sevdik.
    2 ...
  40. 423.
  41. Beklenen

    Ne hasta bekler sabahı,
    Ne taze ölüyü mezar.
    Ne de şeytan, bir günahı,
    Seni beklediğim kadar.

    Geçti istemem gelmeni,
    Yokluğunda buldum seni;
    Bırak vehmimde gölgeni,
    Gelme, artık neye yarar?

    Necip Fazıl Kısakürek.
    2 ...
  42. 424.
  43. AYTEN'iN SONU

    Ayten'i Markiz pastanesinde vurdular
    Onu ben vurdum
    Ayten kanlar içinde düştü yere
    Bense ağlıyordum

    Şimşek gibi loşluğunda Markizin
    Bir usturaydı ellerimde parlayan
    Vurdum,ve baktım dağılmış yüzüne
    Dedim;o da güzeldi bir zaman

    Onun da gözleri vardı,dudakları vardı
    Mermerler dile gelirdi konuşunca
    Ya elleri her zaman duygulu,serin
    Başım dönerdi ellerini tutunca

    Önce bir garson gördü ikimizi
    Sonra yabancı adamlar gördü,kadınlar gördü
    Ayten'i hiç ayıplamadım
    O anda kim olsa ölürdü

    Renkli bir balon gibi sönüverdi
    Koluna gömleğimin kanı damladı
    O lekeden başka şimdi
    Ayten'den eser kalmadı

    Aldılar götürdüler beni
    Bu cinayetin hesbını sordular
    Dedim:Ayten'i ben vurmadım
    Onu Markiz pastanesinde vurdular.
    1 ...
  44. 425.
© 2025 uludağ sözlük