(bkz: dün gece)
"düğününe çağırsın gideceğim yani o derece umrum değil ama benden ve rüyalarımdan uzak dursun dediğim"
eski sevgilim yine mail göndermiş bana, yeni sevgilisinden gizlice açtığı hesaptan.*
-cunku tüm hesapları ve şifreleri hatunda, o kullanıyor yani, öyle yazıyor maillerinde!- **
yazmış yine aynı yalanları.. ama bu sefer şizofren sevgilisi gibi olmuş o da..
birlikte yeni fotograflarını eklemiş falan maile. ** mailde de :
senle geçen yıllar kocaman bir hataydı..simdi nasıl mutluyum görebilmen için foto ekliyorum..rüyada gibiyim..vs vs yazmış. hatırlamıyorum her cümleyi. tam bir kabus! **
(aylar sonra, hiçbir cümlesine, mailine cevap yazmadığım için herhalde delirdi ki rüyalarıma dadandı şizofren.)
evimize hırsız girmiş. ben uyanıyorum. bakıyorum hırsız saldırıya geçiyor. bu arada hırsız da levent kırca'nın skeçlerinde oynayan uzun boylu eleman. kafasında maske var ama tanıyorum. sandalyenin kolunu kırıyorum, dalıyorum hırsıza. vuruyorum vuruyorum, işlemiyor. sanki street fighter'daki gibi korumaya çekilmiş. baktım olcak gibi değil kaçıyorum ben. cama çıkıyorum, yan taraftaki odanın içine girmek için. hırsız da arkamdan geliyor ama salak aşağıya düşüp ölüyor. polisi arıyorum. bi bayan çıkıyor telefona "bi saniye bağlıyorum" diyor telefon açık şarkı dinletmeye başlıyor bana. o kadar çok dinletiyor ki sabah oluyor amk. bizimkiler uyanıyor bu arada. olayı anlatıyorum, hırsızın ölüsünü gösteriyorum camdan aşağıda. sonra nasıl oldu bilmiyorum ikinci rüyaya geçiyorum. to be continued.
Rüyada koca ile birlikte Reina'ya gidilir her niyeyse, orada takılırken bodyguardlar tarafından alıkonulunur. Yine rüyada güya Sabah saatlerinde depo gibi bir yerde deli gibi bir baş ağrısı ve burun tıkanıklığı ile uyanılır. Burun kurcalanınca içinde birşeyler olduğu anlaşılır. Uzun uğraşlar ile her iki burun deliğinden bolca kan pıhtısı ile birlikte sallama poşet bitki çayı çıkarılır.
Sabah uyanınca önce bu rüyaya anlam verilemez, sonra bir süre önce olunan burun ameliyatı ve tampon deneyimi, küçük oğlumun bir türlü açık tutamadığım sümüklü burnu, o gribini rahatlatmak için içirmeye uğraştığım bitki çayları, 2 yıldır eve kapanıp aslında gezip eğlenmeyi ne kadar özlediğim gerçeği hızlıca akıldan geçince rüyanın esbabı mucibesi anlaşılır.
bir rüya gördüm, bir rüya gördüm:
uzun uzun anlatamam, ama,bazılarını madde halinde sıralayabilirim:
yine gecenin bir vakti ulu sözlüğüme giriyordum, aaaa, ne görsem beğenirsiniz!
-bir tane bile ergen işi bel altı başlık açılmamış.
-karşıt görüşlü birine özelden saldırı bindirilmemiş.
-başlık açmadan evvel "sözlükte daha önce açılmış mı acaba" deyip iyice bir araştırılmış
-kimse yorumlarda + basmaya erinmemiş.
-şovenist-faşizan olmayan yorumlar daha fazla yapılmaya başlanmış.
-başlıklarda özellikle kürtlere, kadınlara, lgbtt bireylere özetle "ötekilere" hakaret etmemeye özen gösterilmiş.
ve bendenize "budur abi" dedirtmiş, bir rüyaydı.
bitmesin bu rüya, uyanmak istemiyorum!
"insan rüyaları ve hayal gücü kadar özgürdür" kim dedi hatırlamıyorum, çok da önemli değil sanırım...
3 yıl kendimi sürdürmek dahil her yolu deneyip sonunda tain olup ayrıldığım yere tekrar temelli tainim çıkıyordu. yataktan kendimi atıp intihar etmek istedim.
Mutfağa gidip küçük parmağımı kestim. Akan kanları kahveme şeker yapıp salona geçerken yerde duran benzin bidonuna bir tekme attım. Dış kapıyı kaparken yanan çakmağı benzinin üzerine atıp evimi yaktım. Sokakta, karların üstünde elimde kahvem ve yanmamış bir sigara ile evime baktım, evimin ateşinden sigaramı yakıp anılarımın yanışını izledim. Küller uçarken, ben markete girip "bir sigara alabilir miyim? Evimi yaktım, sonra ödesem olur mu?" dedim. Caddeden aşağı 15 kilometre yürüdüm. Parmağım aklıma geldi, baktım ki kanımın son damlasına kadar akıtmışım. ihtiyacım yok ona diyip yürümeye devam ettim. Elimdeki kupayı kırdım. Sigaramı söndürdüm. Otobüs bekledim. Gelmedi. Küçük parmağıma baktım. Yoktu. Uyandım. Mutfağa gittim. Bir kahve yaptım. Evimi yakamadım. o amına koduğum evini yakamadım. Dediklerimin hiç birini yapamadım. Sözlerimi tutamadım. Karşımdaki boş koltuğu dolduramadım. Dolacağına kendimi inandıramadım. Bu sefer yalan söyleyemedim.
Artık sadece 4 parmağım vardı ve ben bu konuda hiçbir şey yapamadım.
kendi cenazemi gördüm, önce anlamadım sonra masanın üzerinde fotoğrafımı görünce anladım. mezarıma baktım, birer birer insanların gidişini izledim. yağmur başladı, ben hala öylece dikilip izliyordum. yağmur giderek güçlendi sel oldu, su boyuma ulaştı tam boğulucakken sıçradım yataktan. uyanınca nefes nefese kalmıştım, her zaman korku dolu garip rüyalar görüyorum.
evet bir hafta önce kendimi hiç görmediğim bir eve tasınmıs olarak gördüm fakat iki odası var odalarda eskiden karyolalar vardı ustunde döşek olur işte o karyolanın uzerınde yatagın tam ortasından cıkmıs fazlaca buyuk olmayan agac sasırdım nerde yatıcaz bız dedım biriside kım oldugunu gormedım yatır oldugunu soyledı yanına kıvrılıverın dedı ayyyy hala urkutucu .