bilinçaltımın beni kadıköy iskelesi olduğuna inandırdığı bir yerde otururken; uzun, kahverengi pardösüsüyle zeki müren'in yanıma oturduğu ve kendisiyle bir vapur yolculuğuna çıktığımız, yolda elindeki evrakı kaybedip aramaya başladığımız rüya bir örnektir.
güzel bir koltukta otururken etrafta bilimum hollywood hatun erkanı olduğunu farketmek, sonra angelina jolie'nin koşarak yanınıza gelmesi ve "beyim konak yanıyor demesi" . sonra da uyanmak
birgün bir ağacın önünde insanlar sıra oluşturmuş. ben de sıraya giriyorum ama ne olduğunu bilmiyorum. bakıyorum noluyor diye. insanlar ağaca zıplayıp tepedeki 2 beyaz güvercine dokunuyor ve mutlu bir şekilde ordan ayrılıyor. sıra bana geliyo ben de atlamaya çalışıyorum ama 2 beyaz güvercin de kanatlanıp uçuyor.
hayat başlıbaşına bir rüya ve ben çok enteresan buluyorum.
bir ara otobiyoğrafimi yazacağım ama rüyanın bitmesi lazım.
umarım yazmam mümkün olur ve hepiniz okuyabilirsiniz.
parmaklıklar ardındayım rüyanın başında, arabamla* vali ya da kaymakam -tam hatırlamıyorum ama torbalı biriydi- ezmişim. O seviyede birisi yolda niye yürür bana nasıl denk gelir de ezerim anlayabilmiş değilim. Sonra duruşma gibi şeyler oluyor ve beraat ediyorum, bunun şerefine sülale toplanıyor, köye gitmeye karar veriyoruz* koca sülale ufaktan bir minibüse atlamışız yoldayız. Derken bir yerde duruyoruz ben minibüsten çıkıyorum bi bina gibi bi şey var içeri giriyorum karşımda masa başında çekik gözlü bi eleman beni süzüyor, suratını ekşitip hayır anlamında başını sallıyor, meğer bizim köye japonya vizesiyle giriliyomuş, kayseri'nin köyüne japonya vizesi.. sonra minibüsteki sülalem bana sarı peruk veriyo, bunu tak, gözlerini kısarak bak diyo. peruğu takıp gidiyorum adamın yanına adam bakıyo, bakıyo.. -Ivan Dragoooon! diye bağırıyo...adam beni rakideki ivan dragon sanıyo bu bir, ivan dragon'un japonya vatandaşlığı varmış bu iki, ulan hadi hepsini anlarım da o nasıl kontrol kimlik sorma yok birşey yok tipime bakıp ivan dragon la bu diyerek izin veriyo. daha fazla dayanamadım "eeh skecem yeter" diyip uyandım. bazen tırnaklarımı falan yerim ama aslında normal bi insanım ne biliyim.
hırvatistandaki tüm yastıkları toplamışım. hepsini bir odaya doldurup yatmışım üstüne. elçi gönderiyorlar bana. böyle yana taranmış sarı saçları, lacivert üniformasıyla yastık için yalvarıyordu bana. n'olur bir tanecik yastık verin efendim. onu ülkemize götürelim diye. ben de ısrarla onların artık bana ait olduğunu, kesinlikle veremeyeceğimi söylüyordum. büyük bir üzüntüyle çıktı gitti odadan. ne yapacaksın tek bir yastığı be adam damızlık mı yapıcaksın diye sormak uyanınca geldi aklıma.
dün bir rüya görmüşüm öyle böyle değil efenim.şimdi bizim evde böyle büyük bi futbol sahası var.*orda öyle duruyoruz yanımda da birkaç kişi var.sonra 4-5 kişi karşıdan geliyor.o 4-5 kişilik gruptan biri önüm geçiyor ve bana gülümsüyor.üstünde siyah beyaz bi forma var.gözlerime inanamıyorum bu newcastle united formasıydı ve o kişide owen'dı.hadi maç yapalım diyor bende seviçle ekibimi çağırıyorum.evin içindeki büyük sahada maç başlıyor.bir onlar gol atıyor bir biz.aralarda şakalaşıyoruz falan.sonra maç bitiyor ve owen ile karşılıklı oturmyş konuşuyoruz.benle çok samimi bir şekilde konuşuyor sürekli gülüyor.yalnız bir detay dikkatimi çekiyor rüyada gördüğüm tip gerçekteki owen'a pek benzemiyor.ama formasında owen yazıyor ve kendisini owen diye tanıtıyor.neyse efenim öyle sohbet sohbeti açıyor biz çok samimi oluyoruz falan bana diyor sende yetenek var.öyle konuşuyoruz gene ve öyle uyanıyorum.gerçekten çok hoş bi rüyaydı.yalnız o owen'ı ilk gördüğüm sahne harikaydı.hayır owen!a aşık falan değilim.zaten kendisini de pek tanımam en son m.unitede gitmişti yani.ama rüyama nerden girdiyse iyi etmiş iki lafın belini kırdık açıldım valla.
(bkz: götün açıkta kalmasıyla görülen rüyalar)
Cep telefonu çorbası yaptığım rüyadır. Parktan mantar toplar gibi cep telefonu topladım eve geldim ve tencereye attım hepsini. Bir de tahta kaşıkla ezmeye çalışıyorum telefonları. Daha sonra iki üç rus bayan telefonlarının çalındığını söylüyor ve tencereye bakıp işte bunlar diyorlar. Bense parktan topladım onları diyorum. Kan ter içinde uyanıyorum o esnada. Çok bilmiş arkadaşıma anlattım rüyamı. Dedi ki "arkadaşlar, müfettiş tamamdır." efsanevi hababam sınıfı repliği olup bilinçaltımın tamamen sıçtığına delalet bir rüya imiş.
bilinç altımın ettiği gavurluklardan oluşan haylazlık bütünü.
bazen öyle bir sarsıyor ki günlerce o rüyayı yeniden yaşıyor insan
mazallah ya gerçek olsalar
yada keşke gerçek olsalar dedirten şeyler
sevgilimi kurşunladım. öldü. hortlayıp boğazımı sıktı bende öldüm. sonra göğe doğru yürüyen merdiven oluştu beraber gittik. orda thor'u gördük. çekici ile bizi bekliyor,fırça atmak için düşünüyordu. sikerim çekicinide senide ibne ! daha karına sahip çıkamıyorsun çekicini çaldırdın karı kılığına girdin siktir git çay koy dedim. sonra beyaz bir ışık gördüm. sabah olmuştu.
rüya demeye bin şahit ister. bildiğin karabasandı yahu. yerde yatıyoruz. yanımda bir arkadaşım daha var ama ölmüş o. ve ben öldürmüşüm sanki. benim yüzümden ölmüş gibi hissediyorum. uzun boylu, siyah kıyafetli bir adam var, arkadaşımı yakasından tutmuş, hafifçe yukarı kaldırırak bana gösteriyor 'bak senin yüzünden öldü' der gibi. 'hayır olamaz' diyorum. bunun bir rüya olduğunun da farkındayım bir yandan, bilincim yerimde. 'hemen uyanmam lazım' diyorum. bağırmak istiyorum, sesim çıkmıyor. ağzımı açamıyorum. üstümde bir ağırlık. sonunda bir şekilde ağzımı açıp bağırmayı başarabildim ama çok zorladığım için sanırım kızdırdım karabasını. zangır zangır salladı beni. suratına da gördüm o an. çirkin dişli bir şey, tipsiz. sonra kendi bağırmamı duyunca uyandım ve gitti.