O kadar acayıp bir rüyaydı ki, geçen yıl dershanedeki türkce öğretmenli kaldırıma yatmış, istiklar marşı için ses veriyorum ' Korkmaa! diyince, avm nin önündeki tüm insanlar etrafımıza toplandı ve istiklal marşını okuduk. Bilinç altımı merak ediyorum.
(bkz: Kıçı açıkta kalmak)
gün boyu gelişen olayların saçma bilinçaltılarından oluşan saçmalıklarıdır.
bir çoğu saçmalık evet. hayır,o değil, çok ilginç, insan bir çoğunu gecesini katletse bile sabah uyandığında anımsayamıyor.bir yolu olsa da resetlesek beynimizi öyle dalsak rüyalara karşılaşmasak hiç biriyle ya da kayda değer bir şeyler görebilsek.sözlükle alakasız istekler ama, rüyalarımı anlaşılacağı üzre somut istiyorum. hani alayım böyle, elimle tutayım "yakaladım seniiii" demek istiyorum kendisine.
ben (bkz: oscar) törenlerine katılmıştım. (bkz: big five) yapan 4 film ve oscar alan ilk türk olma özelliğini elimde bulundurmuştum. ne güzeldi be sevgili sözlük. mutlu oldum.
alarmı erteleyip yattıktan sonra rüyamda grease ten fırlamış gibi giyinen bir takım çocuklarla üstü açık eski bir model arabaya biniyordum.sanırım john travolta tipli çocuklardan bir tanesi de sevgilimdi.paniğe gerek yok,tüm bunların sebebi de alarm sesimin you are the one that i want olmasıdır kanımca efendim.
-hoca matematik dersinde konuştuğumu görüp tahtada yazdığı karmakarışık soruyu bana yöneltiyor. ben de ilginç bir şekilde hiç zorlanmadan üstelik düşüne düşüne yapıyorum. *
-barney stinson bana asılıyordu. *
bilinç altında neler yattığına dair fikirler veren rüyaların tümü. ****
şimdi böyle fonda güzel bir manzara var. yani kamera şu şekide çekiyor. ben, karşımda bir tane kız, elele, gözgöze arkamızda da deniz, orman güneş. kız bizim buralardan değil, anadolu taraflarında değil yani, edirne' den ilerlerde bir yerlerden.
kız bir şeyler anlatıyor, konuşuyor ama ben hiç bir şey anlamıyorum. ulan içinde kız olan bir rüya da, ya kıza aşık olursun sabah da nerde bu kız yaa diye hayıflanırsın. ya da kamyonu devirirsin kalkar banyoya girersin.
şimdi ben bunun hiç bir dediğinden anlamıyorum ya. işte o anda arkamızdan gelen bir kitap, aramızdan geçiyor, bizim o harika manzarımızın üzerinde, çapraz estetik bir biçimde sabitleniyor. ben böyle kitaba bakıyorum mal mal. noluyo lan diye.
hani sabah gazetesi, hürriyet gazetesi kuponla bir şey vereceği zaman reklamların da bir adam kullanıyor ya seslendirme olarak. hani böyle tok sesli bir abi. onun sesi dış ses olarak kayda giriyor.
--spoiler--
diskodan, bardan, plajdan kız kaldırmakta zorlanıyor musunuz? turist kızı yatağa atmak sizin için imkansız mı? 29 kupona bu sözlüğe sahip olun, bütün turist kızların üzerinden geçin.
--spoiler--
hay amk. bu ne lan? o anda kızın bana kaşını gözünü oynatarak sözlüğü işaret etmesi de ayrı bir tuhaflık.
yarın bakıcam, gazetelerden birisi ingilizce sözlük falan veriyor mu?
bir de, bunun tabirini yapabilecek birisi varsa? kız güzeldi ama, keşke ne dediğini anlasaydım.
--spoiler--
sadece 29 kupona sakın kaçırmayın.
--spoiler--
bi siktir git lan, heder ettin rüyayı.
--spoiler--
ilk kupon yarın gazeteniz sabahta.
--spoiler--
bugün ağlayarak uyanmama sebep olan rüya şöyledir,
dersane gibi bir yere görüşmeye çağırıyorlar beni. gidiyorum, kocaman bir bina fakat beni çağırdıkları oda küçücük loş ışıklı bir oda. tam kapıdan girdiğim an odadan bir kız ve küçük kardeşi çıkıyor. orada oturan görevli kadın görüşeceğim kişinin gelmediğini başka zaman gelmemi söylüyor. o kızla aynı anda binadan çıkıyoruz, evlerimize gitmek için trene biniyoruz. konuşmaya daldığımızdan ben ineceğim yeri geçiyorum. neyse burada beraber inelim bende otobüsle dönerim diyorum. çok güzel bir caddeye giriyoruz. her taraf pembe beyaz çiçeklerle dolu. yolun iki tarafında büyük kapılı lüks evler var. birisi çok dikkatimi çekiyor, kapının dürbününden bakıyorum. tam o sırada dürbünden bakan birisinin gözünü görüyorum. bir anda korkup geri çekiliyorum. sonra arkamdaki evin kapısı açılıyor. saçları başka birisi tarafından kökünden yolunmuş, kafa derisi kanayan, elinde beyaz yastık olan birisi çıkıyor. sonra diğer evlerinde kapısı açılıyor ve aynı şekilde saçları köklerinden yolunmuş insanlar çıkıyor ellerinde beyaz yastıklarla. ben ve yanımdaki kızla küçük kardeşi koşarak kaçmaya çalışıyoruz. bir binaya giriyoruz. arkamıza bile bakmadan koşuyoruz,binanın içinde gittikçe ilerliyoruz. sonra bir kapı açılıyor yavaşça ve sessizce. yüzünde çok korkutucu bir gülümseme olan saçları yolunmuş başka bir adam çıkıyor. elinde yine beyaz bir yastık ve içi yolunmuş saçlarla dolu. çığlık atarak üzerimize koşuyor. biz kaçmaya çalıştıkça arkamızdan koşan insanlar çoğalıyor. en sonunda binanın bahçesine çıkıyoruz. upuzun taş duvarlarla çevrili fakat o korkuyla tek seferde tepesine kadar tırmanıyorum. yanımdaki kız ve kardeşi aşağıda kalıyor. ben duvarın diğer tarafına geçip onları arkamda bırakıyorum ağlayarak. çok büyük bir vicdan azabı duyuyorum bunun için. sonra bir taksi görüyorum hemen biniyorum. o anda telefonuma mesaj geliyor en yakın arkadaşımdan iyi misin diye. ne oldu diye soruyorum. başka bir arkadaşımdan bahsederek çok hastaymış durumu çok kötüymüş gidip son kez gör diyor ve bana fotoğrafını yolluyor. simisiyah bir yüz sakalları gereğinden fazla uzun gözleri anlamsız bakıyor. yine ağlamaya başlıyorum. bir an gözüm arabanın dikiz aynasına takılıyor. o anda taksici aynı binadaki korkunç gülümsemeli adama dönüşüyor ve çığlık atarak rüyadan uyanıyorum.
sevgilimle kavga ettikten sonra genelde sıkıntılı rüyalar görürüm. kava ettiğimiz gece rüyamda r.t.e yi gördüm birlikte fotoğraf çektiriyorduk. allah ım sen büyüksün yarappiim.
bir müzik grubu kurup slayer'ın ön grubu olarak bi konsere çıkacakken Tom araya'dan (solist, bas gitarist) iyi bi dayak yemiş soluğu hastanede almıştım. çok koymuştu.
sürekli gün içinde olan şeyleri görürüm ya da bilim kurgu tarzında uçuk kaçık rüyalar. ilki hadi neysede diğerlerinen bir türlü anlam veremiyorum işte.
yakın bir arkadaşımla beraber, onun arabasıyla yolda giderken aracın frenlerinin tutmadığını farkettik. tutmadığı gibi gelene geçene tıklayarak yolculuğumuz devam ederken, arkadaşıma 'arabayı ağaca sür' dememle birlikte araçtan aşağıya atladım, daha sonra da o atladı. araç ağaca çarptı ve yanmaya başladı. böyle enteresan bir rüya. hep benim kullandığım araçrın frenleri tutmazdı, şimdi benim rüyamdaki başka bir şahsiyetin kullanmış olduğu aracın frenleri tutmadı. tövbe estağfurullah.
şimdi evli olan ilk aşkımın evinde onların düğün fotoğaflarını kırıyorum kazayla. yalnız nasıl bir kazaysa üç ayrı koskocaman çerçeveyi kırıyorum * sonrada onlar görmeden gidip çerçevelettirmeye çalışıyorum.