karanlık kasvetli bi fırına girmişim kucağımda beyaz bir kedi, kedinin adı mualla. neyse efenim sonra fırıncıdan çemenli çörek istiyorum. sonra fırından çıkıp bi samsun 216 yakıyorum. *
yazarın ricası: böyle çemenli memenli bi çörek varmı lan cidden ?? yoksa mucidi benim mk.
bir yere gidiyordum. oradan çok garip ama çıktığımı hatırlamadığım halde evde oluyordum. ve karşımda ise bir yılan. yavru veya büyük fark etmez. zaten çok korktum. besliyorda besliyorum. allah ne verdiyse artık. bir süre sonra çok bağlanıyorum bu yılana. ve sonunda yatağımın içinde uyutmaya çalışıyorum. bende o yatakta uyurken üstünü ezip onu öldürüyorum. bir kısmını görüyorum sadece yılanın. ama yaşadığı süre içerisinde bana hiç saldırmıyordu. garip.
rüya içinde, çocukluğum ve içinde bulunduğumuz zaman dilimi arasında gidip geldim. çocukluğuma gidiyorum çocukluk karelerim, o anda uyuyorum normal zamana dönüyorum. rüyamda uyuyorum ya. değişik bişey. geçişler bile normal değildi. uçakta flan uyanıyorum rüyamda. hayırdır inş.
dört beş ay önce gördüğüm ve halen aklımdan çıkmayan rüyadır:
bir arkadaşım gece 1-2 halı maçı var diye mesaj atıyor ve tamam oynarız diyorum ama arkadaşım yanında flüt getir diyor ne alaka diyorum ses çıkarmıyor.Neyse maç saati geliyor ve maça başlıyoruz maç başladıktan yarım saat sonra halısahanın tepesinde bir cisim beliriyor bir ufo gibi sonra ışık demeti tam tepemize vuruyor ve halı saha sahibi bağırıyor çabuk flütlerinizi çıkartın sonra herkez flütleri çıkarıyor ikişerli sıra halinde diz çöküp oturuyoruz halısahada arka arkaya sonra herkez flütten aynı melodiyi çalıyor ama gözyaşları içerisinde tabii ben dumur oluyorum noluyo diye bende eşlik ediyorum ve sonra bir uzaylı ve bir kadın ufodan aşağı inip bizim çaldığımız flüt melodisiyle tango yapıp gidiyorlar ufoya binip sonra bizde maça devam ediyoruz..
uynadıktan sonra bir iki saat kendime gelememiştim gülsemmi ağlasammı diye...
benim gün içinde yaşadığım herhangi bir olayı gece rüyamda görme gibi bir durumum var. istisnasız her akşam görüyorum ve bazen gün içinde gerçeklerle karıştırıyorum. gerçekmiydi yoksa rüyamıydı diye.
iki saatlik güzellik uykumda gördüğüm rüyadır;
biri nonoş, biri normal iki tanımadığım erkekle öpüştüğümü gördüm sözlük. neyseki erken uyandım. meali: elime bir yerden para geçecekmiş.
görmedim, hissettim
Masumiyetini içimde bi yerlerde
Rüyalarım verdiğim kararlarda fazlaca etkilidir
Ne denli sorunlu bi insan olduğum değil konumuz
Saat çok geçti ve ben ayaktaydım yine
Uykusuzluk afyonum olmuş, hayallerimde dolaşıyordum
Beynimi toparlamaya çalıştım bi ara uyumam ya da en azından uzanmam gerektiğini hissettim
Kendim için değildi bu
Zira ben kendimi düşünemezdim bu tür durumlarda
Çok sevdiğim sütü zorla bi yudumda içip yatağıma geçtim
Uyumadan önce kendimi okşamam sapıkça değildi
Yalnızca karnımı örtmem de gereksiz
Tesadüfler sorgulanmaz rüyalarda
Oradaydı , aylar sonra karşımdaydı yine
Ne oldu sana dedi
Bunu ne için söylediğini anlamadım ya da öyle görünmek istedim işte
Bu sarılış öyle mutlu değildi, şefkat kokuyordu
Dirayetli duruşumdan bir şey kaybetmemiştim yine
Oturalım biraz dedi
Bir şeyler dökülmeliydi ağzımdan, iri gözleri bekledi havadan sudan konuşurken
Farketmedim ya da öyle görünmek istedim işte*
Yeniden dedi
Sesimi çıkarmadım
Her şeye rağmen deyip uzun uzun baktı gözlerime
O son bir kaç kelimeyle parçalar oturdu yerine
Yüzü yoktu o adamın
Sadece sözleri vardı
Artık seni sevmiyorumları
Yıkık dökük ama kapıları açık olan limana sığınmak iyiydi
ikimiz için de
Ben bu rüyayı isteyerek görmedim
Ya da öyle görünmek istiyorum işte*
önce gerçekte tanımadığım ama rüyamda çok yakın arkadaşım olan biriyle köye inelim domuzlar tarlaya dadanmasın vuralım diyoruz. köye inmek dediğimiz eylem rüyada çok farklıymış. bildiğin evereste çıktık lan. o nasıl inmek? neyse ilk domuzu gördük tam tüfeği ateşledim o bommm sesi geldi birden okulun bölüm başkanlığında buldum kendimi.
yine aynı elemanla bölüm başkanlığında staj işlerini konuşuyoruz sekreterle. 7 tane fotoğraf getirin diyor, vesikalık olsun. sonra da ekliyor ama isterseniz arkasında dağ, ırmak falan da olabilir. ne diyor lan bu diye söylenirken arkadaş teşekkür ediyor, çıkarken sekreter bana bakıp güle güle hanım efendi diyor. ulan ne hanım efendisi sakalı da mı görmüyorsun deyyus. diyorum ve çıkıyorum odadan. yalnız sakal da yoktur normalde. ama rüyamda kerry king gibiydim. tam sekreterliğin kapısını kapattım, kapı tak etti bu sefer taksim meydanında buldum kendimi.
tekim ama arkadaş gitmiş heralde, haber de vermedi yazıklar olsun. neyse ne yapsam ne etsem derken yürüyeyim diyorum. inönü stadına doğru yürüyorum, fiziksel olarak yalnızım ama sanki yanımda biri varmış gibi. neyse stadın orda bir park var heh işte o parkı çok severim ben oraya çok sevdiğim biriyle gitmiştim ilk. neyse girdim parka oturayım boğaza doğru derken ağacın altında onu gördüm. tam ben kimim diye elimi gözlerine koymuştum ki bu sefer boğazdan yürüyerek geçerken yakaladım kendimi.
köprüden değil lan denizden yürüyerek geçiyordum. tam denizi ortalıyorum asya ile avrupa arasında kendi kendime sen yüzme bilmiyorsun, suyu da sevmiyorsun ama suda ne işin var diye düşünürken bu çizgi filmlerde olur ya hani uçuruma gelir 3-5 saniye havada kalır sonra düşer. öyle oluyorum. aklımdan yüzme bilmediğimi geçirdikten 3 saniye sonra kendimi serin suyun dibine doğru batarken görüyorum. tam öleceğim, nefesi verdiğim an kendimi bu sefer boğaz köprüsünde buluyorum. tam ortasına geliyorum köprünün. lan aslında çok da yüksek değilmiş her gün geçe geçe alıştım ya da diyorum. sonra çıkıyorum halatın üzerine. halatta yürüyerek köprü ayağının en tepesine çıkıyorum. gtadaki gibi paraşüt var orda da. takıyorum paraşütü atlıyorum aşağıya. çekiyorum çekiyorum açılmıyor paraşüt. denize çakılacağım yani kaçış yok. kaçınılmaz son yaklaşırken birden bir mucize oluyor. denize temas ettiğim an trambolin etkisi yapıyor durana kadar zıplıyorum.
en son bir teknenin içine düşüyorum bakıyorum bütün sevdiğim insanlar orada. iyi ki doğdun diyorlar. lan diyorum benim doğum günüm nisanda, şubat ne alaka şimdi? erken kutlayalım sen nisana kadar yaşayamayacaksın malesef diyorlar. ne demek yaşayamayacağım diye bağırıp çağırıyorum, etrafa yumruklar sallıyorum ve tam kaptanın suratına yumruğu patlattığım an elimde tarif edemediğim bir acı ile uyanıyorum. karşımda boyası dökülmüş bir duvarla güne başlıyorum. ve evet sanırım baya baya açıkta kaldım gece.
uykusuz geçen 3günün sonrasındaki 16 saatlik uykuda gördüğüm rüyalardan bazıları:
- biri sigara istiyor, paketi çıkarıyorum. en sağdaki sigarayı verecek oluyorum ve diyorum ki "aa bu sigara ıslanmış, şaftı kaymıştı." diyorum -gerçekte de öyle zaten- ve başka bi tanesini veriyorum.
-hatırlayınca devam edeceğim, yeni unuttum.
- 0.facebook'a giriyorum telefondan. birkaç sayfa gezdikten sonra vahiy geliyor sanki ve diyorum ki "bu beleş değil.". ardından kırmızı tuşa basıp çıkıyorum. ve uyuyorum. yoksa bu gerçekten mi oldu?
- rus ajanı olmuşum. bana bi şeyi bulmam söyleniyor. böyle damlardan atlıyorum, paravan kimliklerle şirketlere falan giriyorum, bilgisayarda uğraşıyorum falan bir sürü şeyle. ama yok olmuyor. ben dedim zaten benden ajan olmaz diye. ben türkiye'de öğrenciyim lan.
rakı içip komalık olunan akşamlarda görülen rüyada buzdolabını açıp buz gibi su şisesini kafaya dikerek dakikalarca içmek eyleminin içinde bulunduğu rüya.
eski kankamla yemek yiyoruz okulda. üç çeşit yemek. ben de okulun en beceriksizi seçilmişim. bu yüzden de bana tatlı veriyorlar ve dört çeşit yemek var önümüzde. eski kankam, çekinme sen de ye diyor. sonra iki kişi daha var yanımızda iştahla yiyoruz. sonra dans etmeye başlıyoruz. bunu kızlar istiyor. ve bizi black eyed peas' a benzettiklerini söylüyolar. eskisi gibi onlarla mutluydum. *
saçma sapan rüyamın içinde araya karışmış bir parça, yatmadan önce olası ömer üründül tweetleri ni okudum onun etkisiyle gördüğüm bir kısım.
ömer üründül den bir Tweet geliyor; uludağ da zirve yapıyorsunuz gelmiyorsunuz, dondum soğuktan.
--spoiler--
efendim şimdi ben o gün baya yedim içtim. her neyse 2 gibi uyumaya çekildim. ve bunca yıllık hayatımdaki en garip rüyayı gördüm. ercüment çözer * benim peşimdeydi!
--spoiler--
ercüment ve onun 2 tane kodaman adamı bi caddenin sağ tarafındaki kuruyemişçinin önündeki beton yerde oturuyorlar, gece 1 gibi falan yalnız, yere de kilim falan atmışlar peynir ekmek domates yiyo adamlar. la a.k demek istiyorum bu noktada, bu ne lan?!
her neyse, ortama ben damlıyorum, ercüment'in peşimde olduğunu bile bile.
ercü: o hoş geldin sparrow, gözlerimiz yollarda kaldı...
sparrow: bi dur la, geldik işte...
ercüment çözer, *** silahını çıkarıyo, adamın benimle hesabı var. bu arada ben de onlarla yemek yiyorum, bi parça ekmeğin arasına kaşar domates sıkıştırmış tıkınıyorum. silahı görünce;
sparrow: la bi dur oğlum, bi soluklanıyım az bi doyuralım kendimizi...
ercümentten bi sırıtış. şu özel sırıtışı ;** http://video.beyazgazete....1/06/23/2011062323206.jpg
sonra ben elimde küçücük ekmekle kalkıyorum, ercü nereye diyor, telefonum çalıyo oğlum diyorum.
hea, ercüment de maldı di mi?
sparrow safı da gidip babasını arıyo. hey tanrım nerdeyim ben, nasıl bir rüyadayım. babamı arayıp, baba ben taksi durağının ordayım, gel beni al çok önemli diyorum.ercüment'e de bi arkadaşımla konuşuyomuş gibi yapıyorum. ha evet, ercüment maldı tekrar, evet.
şimdi, bizim oturduğumuz yerin karşısında taksi durağı var, ne hikmetse ben bu adamları tanıyorum, yakınlar bana yani. telefonu kapatıp, ercüment' e doğru yürüyorum, elimde bi gıdım ekmek. biliyorum, ekmek bitince sıçtım, onun bakışında da o var zaten.ayağa kalkıyor bizim ercü, benim elimde az bir parça ekmek. ben de az bi sırıtıp * ekmeği yere atıp kaçıyorum.lanet olsun ki o sırada babam geliyor... ve o noktada ben taksi durağına dalıyorum, ercüment ateşe başlıyor taksi durağına. lan babam var lan orda lan!
çok kötü bi yerlere kaydığımı hissedince uyanıyorum abi. uyanınca bi beş dakika tavana bakıyorum mal mal. sonra heyecanlanıyorum devam ediyim diyorum, kafamda bir şeyler planlayıp rüyama geri dönmeye çalışıyorum. uykuya dalıyorum bölük pörçük rüyaya devam ediyorum ama bir son bulamıyorum hep son sahnelerei yeniden yaşıyorum... sabah 5'i buluyorum böylece.
not: kıçım açıkta kalmış. tatlıyı da fazla kaçırmışım. kabızmışım bi de galiba.