Şimdiki hallerimizle gördüm bizi, az buçuk olgunlaşmışız. Yeni tanışıyor gibiydik.
Bana gülümsüyordun.
Heyecandan konuşamıyordum seninle. Sesini duyunca ruhum ferahladı.
Nasıl özlemişim.
Çok kısa, çok etkili...
Evet kuzum, uyanana kadar rüyalar güzel.
9-10 ay önce görmüştüm bu rüyayı.
Balkonda oturuyordum ailemle, camlar açık mahalleyi seyrediyoruz. Karşı apartmandasın. Sen de kendi ailenle balkona serilmişsin. Yazın sıcaklığını bastırmaya çalışıyor herkes. Sokağımız cıvıl cıvıl...
Seni görüyorum orada. Sen bana bakıyorsun, ben sana bakıyorum. iş o an fark ediyoruz birbirimizi.
Öyle kaçamak kaçamak bakışmalar geçiyor aramızda. Sonra sen aşağı iniyorsun, apartmandan çıkıp sizin olan kırmızı arabanın içinde uzanıyorsun. Nasıl oluyorsa arabanın içini görüyorum. Genç bir kadın geliyor yanına, sense onun dizine yatıyorsun. Sanırım bir yakının ya da kız arkadaşındı. Bilemiyordum.
Genç kadın "haydi" diyor "gidelim artık", sen "hayır gitmek istemiyorum" diyorsun.
Sizi seyrederken kıza öfkelenmiştim.
Sonrasında sıkılıp gidiyor yanından.
Aynı gün içinde biraz zaman geçiyor...
Başka bir yerdeyiz.
Ben aileme "bir şeyler almaya gideceğim" diyerek kırtasiyeye gidiyorum. Bir bakıyorum ki, ara bir yerde ablamla konuşuyorsunuz. (Konuşmayı, rüyadan sonra hatırlıyordum; ancak üzerinden çok zaman geçtiği için şimdi unutmuşum)
sizi görmezden gelip gidiyorum kırtasiyeye. Bir kaç tane kalem ve bir silgi alıyorum.
Uzunca silgilerden. Hani içinde 5 parça olur ya, biri bitince onu çekip yukarı takarsın, bastırdığında yenisi gelir, işte onlardan.
Ücreti ödeyip çıkıyorum. Geri dönüş yolundaki merdivenlerdeyim.
Sen ordasın. Karşımda.
Sanki ablamla olan konuşma bittikten sonra oralarda oyalanmış ve beni beklemiş gibi.
Benden iki üç adım önde çıkıyorsun merdivenleri. Bense sessizce geliyorum arkandan.
Bu arada senin üzerinde açık mavi gömleğin, altında da kot pantolonun var.
Merdivenleri bitiriyoruz. işte o an beni kolumdan tutup çekiyorsun. Hiçbir şey söylemeden sarılıyorsun sımsıkı.
O başka bir şeydi. Bir ilaç, bir affediş, bir huzur...
Rüya, bu hislerle birlikte son buluyor. Uyandığımda ise aynı duygular sarmış beni.
Seninle ilgili onlarca rüya gördüm belki ama en güzeli buydu be.
Tek başına hepsine bedeldi.
O son andaki sarılmanın hatrına, hemen ertesi gün o silgiden aldım.
Belki çocukça bir şey ama ben ona bakınca seni hatırlıyorum. O sarılmayı hatırlıyorum.
Şu an masamın üzerinde o silgi. Görünce yazmak istedim.
Silgiyi ara sıra kullansam da sarı renktekine hiç dokunmadım. Kalsın öyle, sen sarıyı seversin.
Bir grup kızla bir mekandayız. Bunlar öğrencilerim aynı zamanda. ingilizce dersindeyiz. Aktivite olsun diye evlilik programında gibi davranıyoruz. Sonra kızlardan biri bana sarılıyor. Saçlarıma burnunu sürtüyor. Ben mayışıyorum ve kucağına bırakıyorum kendimi. Bulunduğum ortamı su basmaya başlıyor. Uyanıp,çantamı alıp çimenlerden atlayıp gidiyorum.
bugünki ile 3 etti. nefes alamıyordum, ve kimsenin umrunda değildi. yine ailevî meseleler..ve yine dışlanan, sevilmeyen ben. bilinçaltım ne diyor..üvey miyim neyim ya. ağla ağla boğuluyorum böyle. boğazım acıyor, tıkanıyor. gidicem merak etmeyin diyorum hıçkırarak, zorla. ve bakmıyorlar bile bana. eşyalarımı aliyim diyorum vermiyorlar. bizim onlar diyorlar. öylece çıkıyorum dışarı perişan halde..önümü görmeden yürüyorum..sonra annemin kuzeni beni farkediyor. ben de anlamasın diye iyi gibi yapmaya çalışıyorum menzilinden çıkana kadar. arkamdan bir şeyler söylüyor.. gece gece nereye gidiyor bu böyle, ne işler karıştıracak kimbilir tüh tüh.. vs.. şeyler diyor. iyice kontrolümü kaybediyorum. yolda birkaç çocuğa rastlıyorum. 8-9-10 yaşlarında. ilk başta bana sataşıcak gibi duruyorlar, sonra kaçayım derken bakıyorum tebessüm ediyorlar bana. bir anda kendimi yanlarında buluyorum. küçük bi erkek çocuğunun kafasını okşuyorum ben de tebessüm ederek. o da bana bakıyor sevinçle. sokak çocuklarıymış galiba masumlar.. yanlarında kalmamı istiyorlar.. gerisini hatırlamıyorum..