babamın özene bezene aldığı gümüş çakmağı, bir anda aklıma gelen bir komutla, hala hatırlıyorum o hissiz an'ımı, aniden tuvaletin penceresinden kapıcının evinde denk düşen boşluğuna attım.
babam, o kullanmaya kıyamadığı, kutusunda sakladığı çakmağı yerinde bulamayınca,
-burda çakmak vardı, gördün mü kızım
- .... (saklandığı yerden çıkar) ıııh. hayır baba.
tekrar tekrar sordu. kızmamak için tutuyodu kendini.
kızsa, pişmanlık olarak kalmazdı aklımda eminim. ama yazık adama ya, ne biçim çocukmuşum. 4-5 yaşlarındaydım.
ilk maaşımla, ona o gümüş çakmaktan alıcam. söz baba.
yazarların geçmişte yaptıklarından ya da yap(a)madıklarından ötürü esef duyması,keşke diyecek duruma düşmesi halidir.örneğin:
sevdiğim kıza zamanında "seni seviyorum" diyemediğim için pişamın. yakın arkadaşlarımın kalbini neredeyse bir hiç uğruna kırdığım için de pişmanım. acer aldığım için pişmanım. kendimi nikotine bağımlı hale getirdiğim için pişmanım.ismail yk yı tanıdığım için pişmanım.bunun da ötesinde ve daha vahim olanı ismail yk yı dinlediğim için pişmanım.
sabah uyandığımda onun ölmüş olduğunu öğrendim, değer verdiğim o insanı bir önceki akşam ciddi şekilde kırmıştım oysa, küs ayrıldı benden. çok pişmanım.
yoktur. eğer bir insan bugün ne olduğundan mutluysa, yaşadığı şeylere pişmanlık yerine tecrübe olarak bakar. kişiseldir. oynamak isteyen kaleye mum diksin.