ceyrek asir yasamama ragmen Hic asik olmadim. kimsenin gozlerine askla bakmadim, askla dokunmadim, hayaller kurmadim ona, kalbim kutlemedi yanindayken, ellerindeyken. son 2 yilimi da platonik sayilan ask dedigim bes para etmezle tukettim. hayatta herseyi yasadim ama aski degil. biri ugruna tum fedakarliklari hatta canimi bile verecek aptalliktayim yine o birini bulamayacak kadar da aptalim. belki de bu benim beceriksizligim degil kalbim kotudur diye dusunmeye basladim artik.
içimdekileri zamanında söylememek. şimdiyse en başta kendime ve çevremdekilere söylediğim yalanlar içerisinde yüzüyorum. bu hiç hoş değil, biliyorum. o yüzden üzülüyorum, keşke olmasaydı böyle. inanın bana bazı durumlarda kişinin kendisine ve çevresine söylediği yalanların arkasında çok ama çok güçlü bir sebep yatıyor olabilir. o yüzden siz siz olun çevrenizde yalan söyleyen ve sevdiğiniz biri varsa onu hemen yargılamayın, eğer bir hastalığı yok ise bunun mutlaka mantıklı bir sebebi vardır.
tutarsız oluşum. yaptıklarımla kalbimin her zaman bir olmaması. yalancılık demiyorum. gene o dediklerim doğru ama bir zaman sonra uzaklaşıyorum. nedensizce. ama sevgim, saygım kalıyor içimde.
o kadar pişmanlık var ki hangisine en büyük desem diğerlerine yazık olacak..yapmadığınız ertelediğiniz herşey pişmanlık olarak döner size,arkasını düşünmeden yanlış da olsa birşeyler yapın..
Bundan 5 yıl önceden bu güne kadar yapmak isteyip de yapmadığım dikkatinizi çekerim yapamadığım değil yapmadığım her şey için pişmanlık duyuyorum. O kızı hayatıma sokmayacaktım. Babam yaşıyorken yakasına yapışıp hesap soracaktım. 3 kuruşa it gibi çalıştığım bu işe hiç girmeyecektim. Hepsinden önemlisi hayatımı yaşayamadığım için çok pişmanım.
Pişmanlık denilen şeyin insanın kendisini rahatlatmak için götünden uydurduğu bir şey olduğuna inanırım ve öyle pişman olduğum da bir şey yok. Sonuçta yanlışta olsa ben yaptım ve pişman olmak neyi değiştirir? Kafamda sadece o an neden yapmadığımı düşündüğüm şeyler var belki siz pişmanlık diye adlandırırsınız bilemeyeceğim.