bir pes 2007 macerası ile karşınızdayım değerli okurlar.
pes 2007 hala sıkılmadan şevk ile oynadığım bir oyun,ancak hala türkiye ligi bulundurmadığı için fifa 2007'nin 1 tık gerisinde kalıyor.
bir türk takımı ile bir lig açmak istedim,henüz 2 yıldızlı zorluk derecesinde oynadığım günler.pes 2007'de bulunan tek türk takımı galatasaray'dı.
takımı aldım,elimde ki kadro güzeldi.bunlar ile devam ederim diye düşünüp,ohter league a liginde 38 haftalık mücadeleme başladım.
bulunduğum ligin içinde çok kolay takımlar bulunduğu gibi,çok zorlu juventus ve bayern münchen gibi takımlar vardı.
lige başladım,ligde 10 hafta geçti ve 10 hafta da 30 tam puan ile ne mağlubiyet ne de bir beraberlik olmaksızın 10'da 10 yaparak 30 puan ile liderlik koltuğundaydım.bu sırada 23 puanlı juventus 7 puan fark olmasına rağmen ölümüne beni takip ediyor,3.bayern münchen ise,16 puan ile az da olsa 2. sıraya oturmak için mücadele ediyordu.zira oynadıkları maçların skorlarına baktığımda,şu an için gol averajının yardımı ile,önce 2.sırayı düşünüyorlardı.zira her maçlarında farka koşuyorlardı.
bayern'in mücadelesi şöyle bir kenara dursun,benim yönettiğim galatasaray ise 23.hafta da gene 69 yani tam puan ile coşmuş durumdaydı.bunlar olurken hem benim,hem de bayern'in iştahını açan ve 5.sırada ve ondan önceki sıralarda bulunan takımların iştahını açan bir durum oldu.
ezeli rakibim juventus 69 puanlı beni 60 puan ile takip ediyordu.juventus puan farkını ilk başta da hatırlarsanız çok açmamayı ve dengede tutmayı hedefleyerek buralara kadar peşimde gelmişti.güzel bir futbolu vardı ve o da çoğu maçından galip ayrılıyordu.
ancak 23.haftanın ardından bir kara bulut juventus'un üzerine çöktü,juventus 24.haftadan başlayarak 30.haftaya kadar olan 6 maçından 4 tanesinde sahadan mağlup ayrılmış bunlardan 2 tanesinde ise zar zor berabere kalmıştır.
ben ise bunlar olurken juve'nin sürekli denge de tuttuğu farkı ilk defa 9 puandan daha fazla bir hale getirmiş ve 13 puan fark atmıştım juve'ye.aynı zamanda bayern'de aç kurtlar gibi saldırmış ve önüne gelen takımları 5-0,4-0 gibi farklı skorlarla yenerek,hem gol averajını hem de puan farkını iyice indirmiştir.
bu sırada puan durumu şöyledir.
1-galatasaray 90 puan
2-juventus 77 puan
3-bayern münchen 75 puan
4.celtic 65 puan
30.hafta da bu lig de başarılı olan takımların panoramasına bir bakalım.
galatasaray:30.haftaya kadar 30'da 30 yaparak ligin şampiyonu olduğunu neredeyse kanıtladı,ancak son maçlara kendini saklıyor.söyleyecek bir söz yok.
juventus:ligde favori takımlardan biriydi.ligde istikrarlı bir grafik çizeceği konusunda kimseyi yanıltmadı ve 23.haftaya kadar galatasaray ile arada ki puan farkını çok fazla açtırmadı.24.haftadan sonra ise 5 maç galibiyete hasret kaldı ve büyük bir düşüşe geçti.
bayern münchen:ligde kendinden bekleneni yaparken,çok daha fazlasını yapmaya başladı.juventus ile açık olan puan farkını sürekli gol averajı ile kapattı ve juventusun 5 maçlık galibiyet hasretinden de en iyi şekilde yararlanarak puan farkını 2 ye indirmeyi başardı.
celtic:başından beri ilk 3'ü uzaktan uzaktan izliyor,şampiyonluk ihtimalleri artık kalmadı,3.lük için zorlayacaklar.
ligin 31.haftasında ise,her şeyi belirleyecek maçlar vardı.
galatasaray-sporting lisbon:
ligde şampiyonluğa en yakın takım olan galatasaray prestij için kalan,sporting lisbon ile karşılaşıyor.galibiyetle ayrılırsa şampiyon.
juventus-bayern münchen:
lig de şu an da en çok çekişen 2 takımın büyük maçı.galatasaray-lisbon maçından daha çok ilgi çekeceği şüphesiz.juventus son haftalarda çok kötü bir performans sergiliyor.bu nedenle 3.takım olan bayern ile açtığı puan farkı 2 puan kadar düştü.
eğer bu maçı kazanırsa bayern ile arasında ki puan farkı 5'e çıkacaktı ve az da olsa bir umudu olacaktı,2.lik için.
bayern münchen ise,son haftalarda ki en iyi takımlardan,juventus'un kötü olduğu haftalarda harika bir performans sergiledi ve puan farkını azalttı.bu maçı kazanırsa 1 puan farkla 2.sıraya oturacak.
celtic-porto:
ligde 3.lük için savaşan ancak bu yolda pekte umutlu görünmeyen celtic,ligin ortaların da takılan porto'yu ağırlıyor.kazanırsa 3.takım ile arasında ki puan farkı biraz daha inecek.
bu 4 çok önemli maç başladı.
futbolcularım sahaya çıktı,sporting lisbon kolay bir rakipti.kolay yeneceğimi umuyordum.nitekim öyle oldu,uzaktan şutlarda çok etkili olan cihan haspolatlı uzaktan çektiği füze gibi şutla takımımı 1-0 öne geçirmişti.ama benim aklım bayern-juve maçındaydı.
bu golün ardından,lisbon defansa çekildi.çok defansif bir futbol oynadı ve onları geçmek neredeyse imkansız oldu.kanatlardan saldırmayı denediğim de bile verim alamıyordum.bir korner kazandım.
ceza sahasına,hakan şükür ve necatia ateş'i yerleştirdim.topun başında ise,köşe gönderinde cihan haspolatlı vardı.
cihan güzel bir orta açtı,hakan şükür güzel bir kafa ile farkı biraz daha açtı.skor şimdi 2-0'dı.
2.yarıda necati'yi çıkarıp yerine ümit karan'ı aldım.ümit alır almaz uzaktan bir gol çaktı ve 3-0 oldu.mücadele bu skor ile tamamlanırken.bir an önce bayern-juve maçının skorunu öğrenmek istiyordum.
o da neydi,bayern o tüm haftanın acısını bir maçta çıkarmıştı !
bayern 4-0 juventus.
lig de en ağır yenilgisini alan juventus 3.sıraya geriledi.
celtic ise porto da yediği 2 golün ardından,3.lük yarışına da havlu atmış,4.sırayı sağlama almak için mücadele etmeye başlamıştı.
derken ligin son haftası geldi.sondan bir önceki hafta da(37.hafta) puan durumu şöyleydi.
1-galatasaray 111 puan
2-bayern münchen 88 puan
3-juventus 82 puan
4-celtic 72 puan
son hafta da athenakos adlı bir takım ile sırf formaliteden oynuyordum.lige güzel bir veda yapacaktım.bol gollü bir maç istiyordum.
bu sefer 11'de hakan şükür ile birlikte hem necati'ye hem de ümit karan'a şans vererek 3-4-3 taktiğini uyguladım.
maç başladı,kanatlardan çok zaafı vardı athenakos takımının ve sağ kanatta bulunan ümit karan,sol kanatta bulunan necati ateş buralardan çok iyi toplar çıkarıyordu.
necati aldığı top ile içeri döndü ve ceza sahasına girdi,ileride kalecinin arkasında hakan şükür vardı ona pas verdi hakan güzel bir şut ile 1-0 yaptı.
cihan haspolatlı güzel bir şut ile gene karşımıza çıktı ve 90'a taktığı şut ile durumu 2-0'a getirdi.
inamoto ceza sahasında düşürülünce penaltı kazandım.
hakan topun başına geçti ve güzel bir plase ile kendisinin 2. takımının 3. golünü kaydetti.3-0
ilk yarı böyle bitti.
ikinci yarı inamoto 18'in dışından şansını denedi ve top ağları buldu 4-0.
cihan güzel bir pas ile hakan şükür'e verdi.hakan geride önü boş olan ilic'i gördü ilic güzel bir şut ile durumu 88'de
5-0 yaptı.
mücadele bu skor ile sonuçlandı.
38'de 38 yaparak 114 puan ile şampiyon olmuştum.futbolcularım madalyalarını aldı,kupaları kaldırdık.çok mutluyduk.
2003 yılında world cup 98 ile başlayan futbol oyunları yaşantım en son pes 2009 ile devam ediyordu.ancak fifa 07 ile tanıştığımdan beri belki de psp'de olmasından ötürü,fifa 07 daha yakın geldi.bu yazımda da onunla ilgili bir maceramı okuyacaksınız.
son günler de,2010-11 futbol liglerinin başlaması ile birlikte,bende fifa'da neredeyse tüm ligleri açtım.türkiye ligi ile aynı anda devam ediyorum.şu anda 3 hafta geride kaldı.bazı ligler ise 2.hafta maçlarını oynuyor.
la liga,premier league,championship,serie a derken serie b'ye geldik.serie b'de albinoleffe'yi alarak,lige başlamayı hedefledim.
albinoleffe'yi alarak,italya yollarına koyuldum.yolculuk sırasında neler yapacağımı ve nasıl bir oyun çıkaracaklarını düşündüm.zira takımı hiç tanımıyordum.
albinoleffe'de taraftarlar beni coşku içinde karşıladı.ardından kulüp binasına doğru yola çıktım.oyuncular ile tanıştım.konuştuk.
albinoleffe-modena
[4-1]
ardından ligin ilk hafta mücadelesi gelmişti.takımım hazırdı.oyuncularım bana bende oyuncularıma ısınmıştım.taraftar ise sevgisinden beni s.kecek vaziyetteydi.
ilk hafta ev sahibiydim.takımımın belli bir stadyumu yoktu.oyun bana derme çatma bir stadyum verdi.ama ben kabul etmedim ve stadyumu delle alpi olarak ayarladım.bundan sonra delle alpi'de maça çıkacaktık.
taraftarlarım delle alpi'yi hayatında göremeyeceği bir doluluk oranı ile doldurmuşlardı.hiç boş yer yoktu.mavi formasını kapan herkes takımı desteklemek ve beni görüp ''hea bu adamda iş var olm'' demek için delle alpi'yi hınca hınç doldurmuştu.
ilk hafta rakibim modena'ydı.serie b'de ki juventus hariç hiç bir takımı tanımadığım için,modena'dan da haberim yoktu ve maçta nasıl oynayacaklarını bilmiyordum.
oyuncularıma dizilişimizi anlattım ve sahaya çıktılar.delle alpi'de mücadele başlamıştı.
forvet hattında ıniaco ve rabito adında iki adet isim vardı.gözlerimi özellikle onlara diktim.iyi oynuyorlardı ve kanatlardan harika atak yapıyorlardı.bunun dışında birbirlerine çok iyi uyum sağlıyorlardı.ıniaco rabito'nun,rabito'da ıniaco'nun neler yapacağını çok iyi biliyor,yerini ona göre hazırlıyordu.
ilk 15 dakika boyunca,hem modena'yı hem de albinoleffe'yi tanımaya ve oyun sistemlerini çözmeye çalıştım.modena defansta kanatlardan kapanan ve ataklarını sahanın tam ortasından bodoslama gerçekleştiren bir takımdı.
kanatları büyük bir koruma altına aldıkları için,30.dakika da oyun sistemini değiştirip,orta sahanın gerisinde duran 1 adamı ''sen geç lan şuraya'' diyerek forvet hattına yaklaştırdım.böylece ıniaco ve rabito kanatlara uçtuğunda,bu ortada bulunan adam ara pası ile onların arasında bir köprü olacaktı.
mücadele de 37.dakikaya girildiği sırada maç hala 0-0'dı.ilk yarının bu skor ile tamamlanacağını düşünürken,ınico kanattan değil,tam ortadan kendi başına girişti.uzaktan önünü boş bulunca bir şut çekti ve harika falso alan top,tam 90'a takıldı.
harika bir gol atan ıniaco'yu sevmeye başlamıştım.hem hızlı,hem de uzaktan harika şutlar çekebilen bir oyuncuydu.
ben tam ''ıniaco bu takımı taşır hocu'' derken,rabito uzaktan ''ben de varım lan!''dercesine güzel bir şut çekti ve tam 90'a 2.bir gol takarak albinoleffe'nin ilk yarıyı 2-0 önde kapatmasını sağladı.
mücadele de ikinci yarıya modena 2,ben ise 1 oyuncu değiştirerek başladım.defans hattımda bir boşluk olduğunu düşünerek ve hemde defansı sağlama almak istediğimden dolayı.defans bölümüne taze kan getirdim.
modena ikinci yarıya hızlı başlayan ekipti.takımım kanatlardan ve ara paslardan çok top kaçırıyor ve modena'ya gel farkı 1'e indir diyordu.
nitekim benimkilerin bu isteğini modena hemen yerine getirdi ve modena, kanatlardan gelen bir orta da arka da boş kalan forvette ki bir futbolcu kafa ile golü attı ve farkı 1'e indirdi.
oyuncularımı gol sevincinde yanıma çağırdım ve ''düzelin lan çabuk'' dedim.bu kızgınlığımı anlamış olacaklar ki,hemen ataklara başladılar.ıniaco hemen arkada önü boş olan rabito'yu gördü ve rabito ayağına gelen topu bekletmeden vurup alt 90'a topu yollayarak kendinin 2.takımının 3.golünü atarak farkı tekrar 2 sayıya çıkardı.
modena tekrar defansa çekildi ve oyunu soğuttu.ıniaco bile bir şey yapamıyordu.ileri de boş olan bir takım arkadaşına orta açtı ve ortada topa vuracak olan oyuncum yerde kaldı.
hakem penaltı noktasını gösteriyordu.modena'lı oyuncular itiraz etse de,hakem hayır diyordu.
topun başına ıniaco geçti ve direk kalenin ortasına topu göndererek mücadeleyi 90.dakika da 4-1 yaptı.
santranın ardından mücadele tamamlandı ve albinoleffe lige 3 puanla başladı.hem taraftar,hem futbolcular çok sevinçliydi.
diğer maça çok daha iyi çıkacağımızı biliyorduk.
skor gerçekten muhteşemdi.6-0 gibi harika bir skor almıştım ve bir çok oyuncu gol atmıştı.
bir kaç günlük aranın ardından,takımımla birlikte cesena deplasmanı için,italya'da bildiğim 2. ve son stadyum olan san siro yollarına çıktım.bütün lig de zaten delle alpi,san siro ikilisi arasında geçecek.
oyuncularım ve özellikle forvet hattında bulunan gizli silahlarım ıniaco ve rabito çok moralliydi.hepsi galibiyet bizim diyerek gidiyordu san siro'ya.
otobüsle san siro sınırlarına girer girmez,5.000 kişilik taraftar grubu bizi alkışladı.otobüs içinden onları selamladık.ama asıl selamımızı sahada verecektik.
maça başlamadan önce,geçen hafta yaptığımız defans ve ara pas hatalarını gidermek için geçen hafta yedek kulübesinde oturan 3 adet oyuncuyu alıp defans hattına yerleştirdim.ayrıca onlara bu hataları hatırlattım ve ''forma istiyorsanız bu maçta kendinizi ispatlayın''dedim.3'ü de çıldırdı bildiğin.cesena'nın gelen forvetlerini s.keceklerdi bildiğin.
lig de 5.sırada bulunuyorduk.ancak 1.liği istiyorduk.
maç başladı.cesena kanatlardan denedi.bunlardan 2'si de dışarı kaçtı.top 3 adet yeni taze kanımdan 1.sine geldi.(adlarını mu tutacağım lan aklımda) hemen ileriye doğru bir atak yaptırdım ve sol kanatta bulunan futbolcuma ara pası gönderdim.o da ortasını açtı ve ıniaco kafa ile 25.dakika da topu ağlara gönderdi.durum 0-1'di.
bu gol ardından cesena çözülmeye başladı ve orta sahadan bir futbolcum topu alıp ceza sahasına girdi ve 6 pasın içinden topu zarif bir biçimde ağlara gönderip maçı 0-2 yaptı.
bu golün ardından cesena tel tel döküldü ve 35.dakika da defansını resmen bomboş bıraktı.
rabito koştu defansta kalan son adamı da çalımladı ve kalecinin yanından topu gönderdi.maç 0-3 olmuştu.
defansa koyduğum taze kan 3 birden topu kaptı.önce ıniaco'ya verdi ve o da tekrar taze kan 3'e verdi.taze kan içeriye sokulup sert bir şut çekti ve ilk yarının son anlarında maçı 4-0 yaptı.
ikinci yarı başında orta sahaya takviye yaptım.maç zaten bizimdi ancak daha oynamak istiyorduk.
orta sahaya aldığım yeni oyuncu daha top ilk ayağına değdiği anda 18'e girdi ve oradan çektiği şut ile mücadeleyi 50'de 5-0 yaptı.
mücadele 78'e kadar bu şekilde devam etti ve 78'de ıniaco uzaktan harika bir şut ile durumu 6-0 yaptı.
maç daha sonra iyice durgunlaştı ve mücadele bu şekilde sonra erdi.taraftarlar harika skor karşısında çıldırmış durumdaydı ve çok mutluydu.bu sebeple oyuncularımda mutluydu,onlar mutlu olduğu için bende mutluydum.
son günlerde dünya şampiyonasına bağlı basketbol maçlarını izlemekten,içimde nba live 08 oynamak üzere bir arzu oluştu.12 minutese de alınca bir basket maçı 3 gün sürdü.bu sırada da lig maçlarını ihmal ettim.ama çok şükür bugün hepsi bitti.
neyse biz futbolumuza dönelim.
öncelikle bir not düşeyim buraya.
(#9211408) numaralı entryde anlattığım albinoleffe ile yoluma dolu dizgin devam ediyorum.lider takım olan napolide 4.hafta da berabere kalıp 10 puanda kalınca puan farkı 1'e indi.çekişmeye devam ediyorum.
*****************************************************************************************
şimdi yeni konumuza,yeni maçımızın hikayesine geçelim.
fransa ligi'ne pes 07'den beri beslediğim sempati yeniden açığa çıktı.bende ''bu lige de gitmeliyim'' diyerek,fred,malouda ve wiltord gibi oyuncuları barındıran,lyon takımı ile anlaştım.
fransa'ya gitmek üzere uçağa bindiğimde,albinoleffe macerasında ki gibi şeyler düşünmüyordum.''bu takımla ne yapacağım'' ''nasıl oynatacağım''gibi sorular düşünmedim.çünkü yukarıda söylediğim gibi.pes 07'de fransa ligi'ne girmiştim ve lyon'u almıştım.takımı tanıyordum.
lyon'a ulaştığımda ilk şaşırdığım şey,fred'in saçları olmuştu.pes 07'de uzun,sırma gibi olan saçları..yok lan o kadar değil di,ama uzundu.neyse.saçları gitmişti fred'in.kısacık olmuştu.neyse lan bana ne deyip,takım başkanı ile konuşmaya başladım.
başkan ''sizinle yeniden çalıştığımız için çok mutluyuz'' dedi,bende aynı nezaketle cevap verdim.küçük bir sohbetin ardından,oyuncular ile yeniden çalışmak üzere kulüp binasından ayrılıp,tesislere doğru yola çıktık.
yolculuk boyunca geçen sezon lyon'un halinden bahsettik.güzel sohbet bize yolun ne kadar hızlı akıp gittiğini unutturduğundan,tesislere geldiğimizi bile anlamamıştık.tesislere geldik.antreman sahasına ilk çıktığımda,uzaktan tüm oyuncuları süzdüm.fred bıraktığım gibiydi.aynı uzaktan şutlar,aynı paslaşmalar,hala fred'di.çok iyi bir uyum sağlayacaktım ona.diğer futbolcular ile birlikte.
tüm futbolcuları toplayıp bir konuşma yaptım,onlara ''bıraktığım gibi olmanız beni mutlu etti,bu sezon gene güzel bir iş çıkaracağız''dedim.onlar da aynı şekilde ''sizi özlemişiz''dediler.
derken ilk hafta geldi çattı..
*****************************************************************************************
lıgue 1 orange:1 hafta
fc lorient [1-6] olympique lyon
ilk hafta mücadelesini deplasmanda oynayacaktık.lige deplasmanda başlamak biraz kötüydü.sevdiğim takıma yeniden geldiğim için ilk maçı daha çok taraftarlar önünde seyretmek isterdim.ama böyle nasip olmuş.2.haftaya kaldı iş dedim.
oyuncularım ile konuştum,onlara oyun taktiklerini anlattım ve hepsine gazı verdim ''iyi oynamazsanız döverim''dedim,güldüler.sonra fred'i yanıma çağırdım ''iyi oynamazsan çükünü keserim pampa''dedim.güldü.ehehe.öyle rahat bir takımız.
oyuncularım sahaya çıktı.lorient'in teknik direktörü ile el sıkıştık,sonra yerime geçtim.mücadele başladı.
lorient topu hızlı süren taraftı,ancak bu kontrolsüz bir gidişe sebep oluyordu ve oyuncularımın bu topu kapması zor olmadı.toulalan aldığı topu bekletmeden wiltord'a verdi.wiltord hızlı ve kontrollü bir biçimde koşup,topu ileride bulunan malouda'ya verdi.malouda'nın ortasında fred kafaya çıktı ancak top auta gitti.
lorient hemen atak başlattı.defansımda anlamadığım bir boşluk oluştu ve lorient çok güzel ara pası attı,lorient'li futbolcu bomboş kalınca coupet'e çalımı takıp boş kaleye topu yolladı.
10' fc lorient [1-0] olympique lyon
oyuncularım mücadeleyi yeniden başlattı.artık işimiz daha zordu.lorient kendi sahasındaydı ve taraftar desteğini golden sonra arkasına almıştı.artık daha zorlu oynayacaktı.
ancak bizim takımımızda da abidal vardı.2 adamı çalımlayıp,ileride boş olan fred'e ara pasını verdi.fred plase ile zarif biçimde topu ağlara gönderip eşitliği sağladı.artık güçler eşitti.
17' fc lorient [1-1] olympique lyon
dakika 30'u gösterirken wiltord uzaktan harika bir şut çekti direkten dönen top,fred'in önünde kaldı,fred kafa ile topu ağlara yolladı.
30' fc lorient [1-2] olympique lyon
ilk yarının sonlarına yaklaşırken iyice tek kaleye dönmeye başlamıştı maç.fred bu sefer asist yaptı,malouda topu ağlara yolladı.
43' fc lorient [1-3] olympique lyon
ilk yarı bu skorla sonuçlandı,ikinci yarıya geçtik.
ikinci yarı da lorient dağılmıştı,52.dakika da iyice çözüldüler.
abidal 18'in içinden çektiği şut ile,farkı 3 sayıya yükseltti.
52' fc lorient [1-4] olympique lyon
oyun soğumuştu biraz.fred ceza sahası içinde yere düşürüldü.hakem önce kırmızı kartı sonra penaltı noktasını gösterdi.lorient resmen dağılmıştı.
topun başına abidal'ı koydum.
abidal çok sert bir şut çekti ve topu sağ doksana attı.
68' fc lorient [1-5] olympique lyon
mücadele de 90.dakikaya girildiği sırada malouda uzaktan topu ağlara gönderdi ve maçın skorunu belirledi.
90 + 2 fc lorient [1-6] olympique lyon.
ilk maçın bu denli güzel bir skor ile bitmesi beni mutlu etti.şimdi 2.hafta maçına geçiyoruz.
2.hafta evimdeydim.taraftarımın önündeydim.onlarla yeniden buluşmak,tezahüratlarını alkışlamak çok harika şeylerdi.oyuncularıma ''artık taraftar önündeyiz,daha iyi oynamalıyız''dedim.onlarda ''çok daha güzel oynayacağız''dedi.
sahaya çıktığımızda tüm taraftar alkışladı ve ''lay lay lay lay''diye şarkılar söylemeye başladı.taraftar çok ateşliydi lan.
maça başladık.topu paslaşmalar ile ceza sahası yakınlarına getirdik.abidal uzaktan denedi ancak top üstten dışarı gitti.
le mans oyunu hemen başlattı.daha takım bile oturmamıştı.hemen bir atak yapıp defansımı geçtiler ve 18'den topu ağlara gönderdiler.gene ilk golü ben yemiştim ve bu sinirime dokunmuştu.
05' olympique lyon [0-1] le mans uc 72
oyuncularım hemen oyunu başlattı.abidal sağ kanattan ortayı açtı,fred kafa ile 2 dakika sonra durumu eşitledi.
07' olympique lyon [1-1]le mans uc 72
dakikalar 24'ü gösterirken fred bu sefer kendi girdi ceza sahasına kaleciyi de geçti ve topu ağlara gönderip lyon'u öne geçirdi.
24' olympique lyon [2-1] le mans uc 72
fred çok iyi oynuyordu bu maçta.her geçen gün daha da iyi oluyordu.bu da benim için büyük bir artıydı.
abidal topu sürerken tulio tarafından yere düşürüldü.hakem tulio'ya sarı kart gösterdi.çok güzel bir yerden frikik kullanacaktım.
hemen ön tarafta boş olan wiltord'a topu verdim,o da arkada boş olan fred'e verdi.fred arkası dönük olarak topa vurdu ve kaleciyi yanıltıp topu ters köşeye gönderip 3-1 yaptı.
35' olympique lyon [3-1] le mans uc 72
ilk yarı bu skorla bitti.2.yarı oyun çok durgunlaştı.bir kaç gol kaçırdım.
maçın sonu gelmişti dakikalar 84'ü gösterirken fred uzaktan falsolu bir şut çekti,ve top ağlarla buluştu.bu gol de maçın sonucunu belirledi.
become a legend yani efsane olmak oyunu ile 5. sezonumda lazio formasıyla 16 maçta 7 golüm var.çok fena zevkli birşey, çok gerçekçi amınakoyum, gol kaçırınca evde ne varsa yıkıp geçesim geliyor.daha önceki takımlardaki kariyerim;
atalanta 44 maç 1 gol
fiorentina 55 maç 22 gol
catania 51 maç 18 gol
become a legend modunda türkiye ile avrupa şampiyonluğu yaşadım, hollanda liginde suan 14 maçta 15 golüm var ama takım hep yeniliyo mına koyım. ligin dibine demir attık.