sevgilime almak istediğim hediyeye param yetmeyince iki gün hiçbişey yemeyip sürekli ağlamıştım sonra farkettimki ben ona sokaktan bulduğum taşı hediye etsem o taşı bile ölene dek saklıyacak kadar sever.
mutsuzluk kronik bir rahatsızlık olup yapışmış şakaklarıma zamanı yoktur mutsuzluğumun sonbaharın yapraklarını görünce de mutsuzluk kaplar bedenimi karanlıkta kaldığımda da şimdi şu an tam şu lahza da mutsuzluğum akıyor parmaklarımdan dokunduğum her şeye,mutsuzum neden niye ne zaman açıklaması sınırı olmadı olmayacak bu kronik hastalığın bir hastalıktır göz bebeklerimde mutsuzluk savaşmama isteğidir yoruluyoruz mutsuzluğumuzla eğer nazım'ın dediği gibi "elbet bitecektir güneşe hasret günler"sözünde ki mutluluk umut bir gün kapımı çalacaksa gecenin saatlerinde gelsin şimdi mutsuzluğumu tasvir ederken gözümün önüne gelen sönük eski film şeritlerinde ki fotoğraflar hep gecenin görüntüsüdür,mutsuzluğun dozajını arttırmak bizim elimizdeydi insanlara verilen bir lütuf'tu mutsuzluğu yenmek lakin karakter sahibi şahsiyetlere rast gelemediğimizden olsa gerek tebdil-i kıyafetlerimizi bir türlü çıkartamadık kim bilir mutsuzlukla yaşamak mutlulukla yaşamaktan daha iyidir ??