ingilizceden 04 almıştım hoca adını yazana 05 veriyordu halbuki ama soyadımdaki noktalama işaretini yapmayı unutmuşum.(aman bunu bana söyledi eğlendi herhalde kaltak kadın! neyse) sonra ingilizcem coşmuş coşturmuştur. hocama birzamanlar fakir ama gururlu bir genç vardı dönüşü yapamadım içimde uktedir.
(bkz: hoca bana taktı)
bir tarih dersinde aldığım sıfırdır. üstelik yanımda oturan ve tarih dersinin en başarılı öğrencisinden de faydalanamadan hak ederek aldığım en önemli nottur, en önemli derstir.
ve 2 sene boyunca küstüm geometriye. çalışmadım. hep düşük notlar aldım. kafam basmadığından mı? hayır. çünkü bana geometriyi sevdirecek bir öğretmenle karşılaşmamışım o zamana kadar. ama daha sonra geometriyle aram hep iyi oldu. gerçekten öğretmenlerin dersi sevdirip sevdirmeme konusundaki etkisi çok büyük. sevdirirse çalışırsın ve iyi bir not alırsın. olay bundan ibaret.
lise hayatımın ilk senesinde (yani sözel seçmeden önce) matematik o bütün seneyi ağzıma sıçarak geçirmiştir. utancımdan yıldızlı bakınızla yazıyorum bak.*
sonra şerefsizler lise sona da matematik koyunca, ayrı olarak bir de son sene ağzıma sıçıldı.
ulan hiç mi matematikten anlayan bir bölme yokmuş şu beyinde ufacık da olsa. yokmuş demek ki.
Allahtan sözelciyim, Allahtan edebiyatçıyım. oh çok şükür.