deprem. hiç yaşamadım * ama düşüncesi bile berbat. içinde olduğun evin kağıttanmış gibi üzerine yıkılması.. hemen ölmeyip bir şekilde hayatta kalırsan o şekilde yardım beklemek.. saatlerce..
gece yarısı uyanıpta bir palyaçoyu bana bakarken görmek. *
sonraa
yolda yürürken kafamda aşağı su dökülmesi veyahutta bir şey atılması.
sonra
şimdilik bu kadar be cınım.
pazar günü çok da erken olmayan bi saatte kalkmışsın, fırından sıcacık ekmeği almışsın. koltuğunun altında gazetelerin. mükellef kahvaltı sofrasında tek elinde gazete varken uzanma o tuzluğa işte, tuzsuz ye ne olur? dirseğinin çarptığı çay devrilir, o tazecik ekmeğin dibini ıslatır ya, insanın içinden yaşama sevincini alır be. olmasın bunlar lütfen.
"büyük konuşma evladım" der hep annem. bende onun inadına o tezi çürütmek için hep büyük konuşurum ve her seferinde başıma gelir. artık çok büyük bir korku haline geldi benim için ama olsun yinede büyük konşuyorum ben bu tezi çürütecem arkadaş. *