bugün

Yine bir ayrılık sonrası sözlüğe dönüş yaptım.
Birkaç aydır çekip gitmeyi düşünüyorum. Çare değil biliyorum. Ama bazı şeyler ağır geliyor. Bazı şeyler sorun...
çiçekçilerin önünden yavaş yavaş geçerim, içeriyi izlerim. hele de genç bir adam bekliyor ve çiçekçi buket hazırlıyorsa biraz daha yavaşlar geçerim. çiçek sepetinde çok dolanıyorum özellikle güllere çok bakarım. Bana hiç çiçek verilmedi.
Bir insanın hayatı öyle çabucak değişmez.
Aslında zordur tek başına bir şeyleri değiştirmen, bilakis güzelleştirmen.
Bir insan güzelleştirir hayatını; sabah uyandığında onun için açılır gözlerin, sana yeni bir amaç verir, tüm güzelliklerin öznesi olur o.
Şiirler onun için yazılır, hislerinin sahibi bizzat o olur.
En eski insan bunlardan yoksun olandır.
Mavisi yitik bir gökyüzünden halliceyim, öznem eksik.
Değişmiyor hayatım.
Yaklaşık 1 sene oldu askerliği bitireli. Gitmeden 2-3 gün önce gece dağıttim kendimi baya tam gidecegim gün fenalaştım.hiv virüsü kaptığımı düşündüm. O nalet merette kendini hemen kanda belli etmiyormuş sıkıntısı oymuş.neyse gittim askere müptezel samet gibiyim askerde 2 ay falan kafam güzel gezdim askerde hasta hasta sabahim 6 sinda kalktim 5 e kadar eğitim yaptim 8 de yatiyordum acemilikte. 6 ayin sonunda hiv kapmadiğim anlaşildi sanirim bakteriyel bir rahatsizlikti. O 3 ay ölüm psikolojisini dibine kadar hissetim her gece yattiğimda başka bir yakinimi ruyamda görüyordum ölü yada diri sanki hepsiyle tek tek vedalaşıyor gibiydim. Yumurta kapıya dayaninca bazi şeylerin değerini anlıyoruz.yaşamin kiymetini bilmek gerekli klise yaziyorum ama doğru iş isten geçmeden yaşamim kiymeti anlaşilmalı. Tanri tüm ölümcül hastalıklarla boğuşanlarin yardimcisi olsun psikolojisi zor gerçekten.
Bugün bir de üstelik erken uyandım. Sanki dünya bile o saatte uyanık olmamı istiyormuş gibi.
Seda Sayan’ın “ah geceler” şarkısını çok seviyorum.
geri gelmeyeceğini bilmeme rağmen hala bekliyor olmak çok üzücü.
Bir süredir alternatif mektuplar yazıyorum. Benliğimin alternatif sonlarına göre şekilleniyor ve hepsinde hayatımdan geçen, geçmiş insanlara ayrı ayrı kelamlar ile sesleniyorum.
insanın kendi başına mutlu olması çevresindeki insanların ayıbıdır demiş albert camus. Bir iç burhanlığı yaşıyorum ve çevremdeki çoğu insandan tiksiniyorum. Hayatıma yeni girenlerede bir önyargı var içimde beni anlamayacaklar diye hiç açmıyorum ağzımı. insanın hayatında bakışları ile anlaştığı birileri olmalı susarak söyleyebilmeli sıkıntılarını. Sen leb demeden Çorum’u anlamalı...ve maalesef ben bunun acısını yaşıyorum...
Ne zaman canım sıkılsa yada düşünmek istersem bir kaç bira alıyorum. Spotify da Sezen Aksu’dan “akşam güneşi” şarkısını açıp efkarlanıyorum!
bugün akşam üzeri eve geliyordum. arabadan indim.
apartmana doğru yürüdüm.
6 çocuklu karşı komşum mangal yapıyordu.
"kolay gelsin, afiyet olsun" diyip apartmana girdim.
ama nasıl güzel koktu biliyor musun?
sevgili gibi, yeni araba kokusu gibi.

neyse eve girdim falan laptopu açtım.
mutfağa girdim. bir şey yok.
malzeme var ama yorgunum.
neyse uzanıp bir sigara yaktım.

o sırada da mesajlaşıyorum arkadaşlarla.
sonra bir arkadaşıma mesaj yazıyordum:

"kanka olum eve giriyordum bi mangal yakmışlar ah ulan keşke bana da getirseler"

diye yazdım ama tak göndereceğim, kapı çaldı.

açtım kapıyı. sütçü. süt lazım mı diyor?

ne sütü ya? de siktir git.
şu dünyada kimseyi kıskanmadım,
Atatürk'ü gören çocuklar kadar..
Lütfen yeter.
Cinnet geçireceğim.

Lütfen yeter.
Bak Allah aşkına. Yeter.

Nefes alamıyorum ulan.
Azıcık mutlu olalım, yeter.

Burnumdan geliyor.
Seviyorum ama bu nedir anasını satım.

Ülkesini seven iskender Büyük gibiyim.
Sevdiğim tarafından beynim, psikolojim, hayatım silkildi.
Ve daha ülkesiyle olan arasındaki muhabbet dahi belli değil; bir var, bir yok.
entrysini okumadan eksilediğim yazarlar var.
başımda bela gibi bir yazar var. bana inatla türk dizisi izletecek misyonu bu dünyaya bu yüzden gelmiş belli ki. şu an arka sokaklar öneriyor. *

tamam sululuğu bir kenara bırakalım itirafım bu değil. bu yalnızca sitem.

itirafıma gelirsek.. şu an annemin yanına olmak için neler vermezdim. onu çok özlüyorum. canım annem saçlarımla oynasa beni öyle uyutsa mesela yine.
Çok şeyi merak edip öğrendiğimde keşke bilmeseydim dediğim çok oluyor. Bazen bilmek acıtıyor bilmek yaralıyor bilmek öğrenmek kolay unutmak imkansız oluyor.
Çok şey biliyorum sözlük şimdiyse unutmak istiyorum unutamıyorum. içimi kemiriyor atamıyorum..
bugün üç yaşındaki kuzenimin evde kurabiye yaparken çektikleri videoyu izledim. 2 hafta sonra 23 yaşında olacağım. onun yaşındayken ki halimi düşündüm veeeee...

mazi çok acı olabiliyor.
keşke onun kadar şanslı olabilseydim.
az önce "danone mix çilekli yoğurt" yedim.

varmış bir bildikleri şu etiler çocuklarının. enfes bir şey bu.

dur bir de muzlusu var onu da yiyeceğim.

evet... çocukluğum... intikam vakti...
Saçlarımda belirginleşen beyazlar yaşlandığımın göstergesi olabilir ama insan bunu idrak edemediği sürece yaşlandığını hissedemiyor...

Bi kaç gün içerisinde saçlarımı 3 numaraya vurmayı planlıyorum ve bazı yaşlanan insanların saçlarını kısa kestirmesini anlayabiliyorum çünkü beyazlar 3 numarada çok fazla belli olmuyor...

Yaşadığım psikolojik buhran hiç bu kadar yüksek olmamıştı şimdiye kadar. Virüsü eve taşıma korkusu yüzünden sabahlar olmuyor ve sabahların olmaması benim sağlığımı yeterince bozuyor...

Bazen insan bi şey olacaksa hemen olsun yoksa anasını s.kecem diye yükselebiliyor ve şu anda tam olarak o dönemdeyim...

Neyse içmekten ölmedim bu yaşıma kadar belki ama koronadan ölürüm diyorum, çevremdekilere zarar vermeden olursa bu durum sevinirim...

Promili tamamladığıma ve sözlüğe sıçmıkladığıma göre uyuyabilirim. Geceniz güzel olsun...
Abii Ankara'ya taşınan aklımı sikeyim.
Ankaralı linci yemeden önce 2-3 yıldır burada yaşamak istediğimi belirtmek isterim. Ama geliş sebebim ve sonuçları, her şey muazzam boka sardı. Kimseye diyemiyorsun tabi. Bir anda hiç kimseye haber vermeden yapınca bu hareketi kendine bile gitmek istediğini itiraf edemiyor insan.
Bilmiyorum belki sevmek için kalmak ve tanımak lazımdır.
neye inanacağımı bilmiyorum.
4 yaşındaki kuzenim covid-19 a üç bacılı virüs diyor. benim bilmediğim bir olay mı gelişiyor tam olarak ne anlatmak istiyor.
telefon cüzdan saat takıntısı başladı bende. şöyle üçü kaliteli olsun istedim. çok kaliteliye bütçem yetmese de fiyakalı aksesuarlar mutlu ediyor harbi.
itiraf edeceğim kimse yok yakınımda.