bugün

inanma kalacak.
güzel kız kalmamış, nerde o barok dönem.
Sanırım artık huzura erdim ve mutluyum. Yaklaşık 4 ayın sonunda o boktan halden çıkmayı başardım. Uykusuz gecelerim, her şarkıda onu hatırlayıp hüzünlenmem bitti ve ayrıca her kurduğum hayale dahil etmiyorum artık onu. Hem o olduğu yerde mutlu hem de ben olduğum yerden yani yalnızlığımla mutluyum. Yalnızlığın hep kötü bir şey olarak adledildiğini düşünüyorum. Yok öyle bir şey külliyen yalan. En güzel şeydir yalnızken mutlu olabilmek. Böyle işte içim rahat artık paylaşmak istedim mutluluğumu sözlük. Hepinizi seviyorum len. (Gereksizler dışında)
ne zaman birine aşık olsam ve karşılık bulamasam, ne zaman terk edilsem sözlüğe kafa dağıtmaya geliyorum.

bir kıza felaket aşık oldum fakat o beni umursamıyor.
Nastenkalar yaşıyor, hem de tam aramızda.
(img:#1680435)

Doğum Günü tuhaflığını yaşadığım bir sabaha uyandım. Biraz buruk sevinç biraz duygusallık.
Selam itiraf. Çok uzun zaman olmuş yazmayalı. Açıkçası iki kelam muhabbetin belini kırabilmek için giriyorum sözlüğe. Ancak sözlük yazarları bir garip. Kadın erkek farketmez mesaj yazıyorsun özelden, sokaktan geçen biri yazmış gibi algılayıp, geçiştirici cevap veriyorlar. Halbuki ben muhabbet etmek için mesaj yazıyorum.

izmire yeni taşındım. 3 ay oldu. Yeni motosiklet aldım. Yeni bir motosiklet grubuyla tanıştım. Ancak üniversitede ki motosiklet klübü arkadaşlıklarının tadını veremiyecekler gibi hissediyorum. Sanırım bir düzen olmadığından kaynaklanıyor. Zaten klüp de değiller.

Yeni taşındım dedim ya, üniversiteyi izmir de okumak varmış. Zira lisede ki arkadaşlarımın izmir de okuyanları da mezun olup başka şehirlere gittikleri için hiç tanıdığım kalmamış.

Bir çay içmeye gideceğim kimsem yok. Kordondan geçerken arkadaşım olmamasına öyle üzülüyorum ki...
Yok canım o kadar da üzülmüyorum. Sadece arkadaş istiyorum. Ama böyle her saçmalığı yapabilecek, gerektiğinde ciddi konuları konuşabilecek. illa olaylar sevişmeye kaymayacak. Sonuçta arkadaş istiyorum. Fakbadi ya da sevgili istemiyorum. Ha yeri gelir muhabbeti yapılır.
Sevişecek kız çok da, yukarda yazdıklarımı yapabilecek bir arkadaş yok.
eski beni buldum galiba, eskiden olduğum gibiyim kendimi kontrol edebiliyorum ve kontrolümü kaybetmemek için ne kaybetmem gerekiyorsa kaybederim.
Bundan 3 sene evvelce, okulda sevdiğim ve teklif ettiğim bir kız vardı. Utana sıkıla, tüm cesaretimi toplayıp kendisine açıldım.
Öncesinde de az da olsa bir samimiyetimiz vardı. Merhabalaşır, ayak üstü sohbet ederdik.
Neyse, işte ben içimden geçenleri kendisine söyledim. Kendisi de gayet medeni ve açık sözlü bir şekilde ; bana karşı bir şey hissetmediğini, hislerinin arkadaşlıktan öteye geçemeyeceğini belirtti.
Ben de kendisine saygı duydum ve bu olayın üzerine toprak örttük.

Belki 6 ay sonra ben yine dayanamadım ve whatsapp'tan sınavla ilgili fikir alışverişinde bulunurken, kendisini sevdiğimi yineledim. Kendisi benzer şekilde bana karşı bir sey hissetmediğini, eğer iletişimimiz bana zarar verecekse, iletişimi koparmamızı teklif etti.
Ben de kendime küfredip, sinir oldum bir kez daha. Hayır dedim, bir daha bu konuyu sana açmicam. iletişimimizi koparmamıza gerek yok.

Yıllar yılları izledi ve büyüdük. Kendisi ile seviyeli ve dostane iletişimimiz devam etti.
Mezun olma durumuna geldik. Kendisi de ben de okulu uzattık.
Uzattığımız sene içerisinde yani bu sene, kendisi ile sohbetimiz daha da arttı.
Bu vakte kadar benimle asgari düzeyde iletişim kuran, sohbetimizin derslerden öteye gitmediği kız gitmiş, yerine sohbete açık, daha sıcak ve samimi bir kız gelmişti.
Elbette kendisinin de yaşı 24-25 civarı olmuştu.

Daha önce bana duygularından, iç dünyasından hiç bahsetmeyen kız, artık hayallerinden bahsediyor, hedeflerini paylaşıyor adeta benden güç ve tavsiye istiyor, bir nevi benimle dertleşiyordu.
Bi insanın size iç dünyasından, dertlerinden, hayallerinden söz etmesi çok kıymetli bir şeydir.

işte yine böyle sohbetlerde, arada bir laf evliliğe geliyor, kız şaka yollu; "kpss'yi kazanamazsam evlenerim artık" diyip gülüyordu.

Hislerime ve bilhassa da 6. Hissime pek güvenirim. Kızın yaşı da evlilik yaşına gelince, ben adeta onun için bir "acaba" olmuştum. Zihninde evlilik konusunda bir acaba oluşturmuştum. ilk kez belki de şöyle adam akıllı beni tanımaya, süzmeye başlamıştı.
Neden olmasındı ; eli yüzü düzgün, efendi, aynı bölümdeyiz... Olabilir demişti belki de.

işte bu derece samimiyeti, içtenliği bu yüzdendi.
Ama ben küstüm, birinin son tercihi olmak, belki de son raddede, çaresizlikten aklına geliyor olmak reddedilmekten, sevilmemiş olmaktan daha kırıcıydı.

"beni de kırdılar içimde kırdılar
karanlık camlardan sular akıyordu
şimşekli bir boşlukta saat vurdu
beni de kırdılar belki yalnızdılar
belki onların da çocukluğu yoktu
bütün şarkılara kapalıydılar
bir genç kız değmemişti saçlarına

beni de kırdılar ben artık küsüm
yağmurları yağmıyor ağaçlarıma
sularından içmiyorum susadım ama
beni de kırdılar soğuk bir ölüm
çevik bir bıçak gibi çakıldı aklıma
oysa bir şarkıyım yeniden doğan günüm
bütün şarkılara kapalıydılar"

Attila ilhan-ben artık küsüm.
sadece bir hatuna oral seks yaptım.
Çocukluğumu kıskanıyorum.çocukken yaptığım şeyleri,sevdiğim renkleri yeniden tekrarlamaya çalışıyorum. Çocukken yaptığım şeylerden uzaklaştıkça daha da çekilmez oluyor hayatım.küçükken arkadaş edinmede o kadar iyiydim ki sayamayacağım kadar çok arkadaşım vardı.ama şimdi bir tane bile yok.büyüdükçe ince ayrıntılara daha çok takılır oldum ve bu yüzden yalnız kalan biri oldum.

Çabalamaya uğraştıkça hiçbir şeyin değişmediğini,hatta daha da kötüleştiğini gördüm.artık çabalamıyorum hiçbir şey için.

sevdigim insan için bile çaba sarfedemeyecek kadar yoruldum.isterse gelir istemezse gelmez.ben onun için mücadele etmek istemiyorum.mücadele ettikçe hiçbir şeyin değişmediğini gördüm bu yaşıma kadar.
"Dinle neyden nasıl hikayet eder
Ayrılıklardan şikayet eder"

Der Mevlana, mesnevi'nin girişinde.

insan ; eşref-i mahlukattır. Yani yaradılmışların en hayırlısıdır. Mayasında meleklerden daha üstün olmakta vardır, şeytandan daha aşağıda da.
Tanrı insanı yarattı. insan, yasağa uymayarak, cennetten yani özyurdundan kovuldu.

Ney; kamıştan yapılır. Dertli ve içlidir sesi. Öz yurdundan ayrılanların ve özyurduna özlem duyanların kederini taşır sesinde. Beslenip büyüdüğü sazlıklardan koparılmıştır. Dertli dertli izlemesi de bundandır.

insan da tıpkı ney gibi ; özyurdundan yani cennetten kovulmuş, dünya cehennemine sürgün edilmiştir. Bundandır insanın da tıpkı ney gibi dertlerle boğuşması, üzülmesi, kederlenmesi.
Kökleri bu dünya cehennemine ait değildir, özlemi asıl yurdu olan cennetedir.
Bu dünya, ahiretin cehennemidir.cehennemde mutluluk olmaz, keder olur; üzüntü, hastalık,acı, özlem... Olur...
merhaba yine ben. uykusuzken alın telefonu elimden çok saçmalıyorum. ulan! ulan çok aciziz be! başka açıklaması yok yani bunun. yenik düşmek.. ne garip lan. ben daha garibim. ağladığını bile kabul etmekten aciz mahlukat. yan ulan. allah dertsiz birakmasın. derdin yoksa yoksun demişler. derler. dikkat et. kabul et. bazı şeylerin açıklaması olmaz arama boşuna. her şeyi anlayamazsın. o beynine söz geçirmeyi öğren. kendinle kavga etme. yeter. uyu artık lütfen. işimiz gücümüz var. uyumak iyidir.
seviyorum demekle bir insanı gerçek sevmiş olurmuyız? insanlar insanlar insanlıktan çıkmışlar.insanları tanıdıkça yalnızlığımı seviyorum.
herşey çok iyi gidiyor. kesin bir bokluk çıkacak.

3 gün sonra gelen Edit: çıktı.
ailen dışında kimse seni sen olduğun sevmeyecek. insanların senden menfaatleri kadar varsın.
Bu aralar fazlasıyla öfkeli ve nefret dolu hissediyorum duruşmalarımda bile bazen bağırmak gibi hissiyat geliyor. Oysaki kadınız ağlasak herşey düzelicek.
yıllar sonra baktığımda "vay be ne kadar zaman geçmiş üstünden" diyerek okuyacağım samimi bir itiraf bırakmayı umuyorum- buraya. söz konusu zaman geçiyor elbette ona müdahale edemezsin. ama değişmiyorsa hiçbir şey onun geriye veya ileriye akmasının hiçbir önemi yoktur. artık ileriye aktığının farkındaysak bu anlık farkındalığı ne kadar sürdürebilirizin farkındalığıyla değiştirmeden durumunu önlem almaya gerek var mıdır; çünkü sonuç aynıdır. sahip olduklarımızın farkına yalnızca geçmişe bakınca varıyoruz. o sebeple buraya not düşüyoruz. bir zamanlar şiirlerle şarkılarla vuku bulan ruhum şimdi bedenimde sıkışıp kalmış gibi. bir bahanesi yok. iyiyim ama üzüntülü buluyorum yaşam gayesini. galiba beklentileri beklemekle sarf edilen zamanın yükümlülüğü olsa gerek. ya da bilmiyorum anlatmakla anlamak istediklerimin arasındaki ayrımı yapamıyorum galiba. sanki istemsizce üstlenilen bir rolün suflörüyüm. bu oyunu seviyorum ama rolüm iğreti getirdi.
sürekli etrafımdakilere iyi olmadığımı belli etmemek için gülüyorum, konuşuyorum hiçbir sıkıntım yokmuş gibi yapıyorum ve hiçbir derdimi , sıkıntımı ne aileme anlatıyorum ne de arkadaşlarıma bahsediyorum her şeyi şakaya vurmaya başladım ve herhangi bir gün etrafımdakiler biraz durgun olduğumu görünce şaşırıyorlar ve “sende bugün bir şeyler var” diyorlar aslında bilmiyorlar ya da o kadar iyi oynuyorum ki her gün içimde fırtınalar koptuğundan haberleri yok.o kadar içime attım ki bazen bu yükü bütün vücudumda hissediyorum ve altında kalmaktan korkuyorum .
ilkokul da sıra arkadaşım her gün çantasına jelibon atardı hepsini çalar okul binasının arkasında çaktırmadan yerdim. Yine ilkokul zamanları marketten cips falan çalardım. Allah'tan büyüyünce hırsızlık yapmaya devam etmedim.
Bazı şeyler çok kolay anlaşılıyor. Evet buna yalandan gülümseme yalandan hal hatır sorma dahil.
2 ay önce hepsiburadadaki %50 indirim kuponunu vermeyen kankamın powerbankı ve arabanın yedek anahtarı bende belki görürde ister.buda burda dursun belki aramaktan vazgeçer artık.
hiç olmadığı kadar özlüyorum.
tekrar boşluğa girecek gibiyim.Korkuyorum herhalde.
sözlükten kız arkadaşım olmuştur yanlış yaptım.