bugün

Olmuyor olmuyor ne yapsam olmuyor.
Çekirdek yemeyi istediğim zaman bırakabiliyorum.
Islerimi hep erteliyorum hep erteliyorum.
Entry'im etkileşim almayınca hiç kimsenin okumadığını düşünüyorum bari eksileyin.
itiraf ediyorum, tüm gün yalandan gülümsedim.
Bunalıma girmemek için işe giren sonra daha çok bunaldığını hissedip işten çıkan sonra bunalımdan çıkmak için saçlarını boyatan ama saçlarının içine ettikten sonra daha çok bunalıma giren mal kim acaba aaa yok tabiki ben değil bi arkadaş.
kafam cok güzel.
amına kodumun dünyasında işlerim hepmi ters gider? hiç bir şey olumlu, istediği gibi gitmezmi insanın siz söyleyin dostlar!
her yerde antep fıstığı 40-50 civarı. 30 liradan carrefourdan aldım. bu kadar mı kapalı kabuklu çıkar. kapalıları biriktirip depozito olarak okutup biraz daha alıcam.
içimde etrafa zarar vermek isteyen başka biri var ve ben sakin kalmakta zorlanıyorum.
Göğsümün ortasında sızılı bir ağrı var, nefes alamıyorum.
Çok seksiyim ama kimse beni anlamıyor.
iki gündür işe gitmiyorum sikerim işini atarlarsa atsınlar umurumda değil.

bugün ilk defa her kadını mutlu eden şeyleri yaptım saçımı değiştirdim kıyamadığım saçlarıma kıydım, alışveriş yaptım salak salak gezindim ki ben bunlarla taşak geçerdim ama umutsuzluktan, biraz iyi gelir kandırdım kendimi sonra yine müslüme bağladım yine olmadı yani.

bak yine taktım herkes neden mutlu yaa.
hayatımın en sancılı dönemini geçiriyorum. sözlüğe de uzun aradan sonra belki biraz ferahlarım diye girdim.
Pornomu izlesem kitap mı okusam diye beş dakikadır içim kazınıyo.
ilkokul 1. sınıfta kopya çekmiştim.
Trafik kazası geçirip ilkokul öğretmenime aşığım diye ertesi gün okula gitmiştim. bol bol ilgi görmüştüm...
bırakmam gereken cok şey var sözlük. hangisinden başlasam bilemiyorum.
ne de çok yakışırdı yeşil, amına kodumun ağaçları.
Derin bir nefes aldıktan sonra titreye titreye nihayetinde tekrar yazıyorum.
Bir zamanlar beni bir hayli etkileyen birisi ki ben ondan ciddi ciddi hoşlanmıştım. Entellektüel kişiliği ve zekası ilede bir hayli etkilenmiştim. Hatta biryerlere gider beraber şarkı bile söylerdik. Bu arada o da bir yazar. Her neyse geçen günlerde yazılarını okurken bile kişiliğinde tek bir sapma bile söz konusu değil.
Kısacası aşk gibi birşeydi ama ben bir türlü açılamadım kendisine çünkü önümüzdeki engeller aşılması çok zor engellerdi ama mümkün olmadığını söylemiyorum.
Ne farkeder ki artık ben eski ben miydim ?
Zaten tahminimce onunda hoşlandığı biri vardır illa zaten gelip bana anlatırdı işte şu var bu var diye bende ondan sonra artık kendisine bir arkadaş gözüyle bakmaya kendimi mecbur kıldım.
Zaman benden o kadar çok şey götürdü ki tutulcak bir tarafım kalmadı.
Acaba çıksa karşıma ve dese bende seni seviyorum yıkılmış hayallerim tekrar elimden tutar mı ?

görsel
Akşam eyelinerımı silmeden yattığım doğrudur.
Bir film izledim, bana en çok dokunan sahnesini de birkaç saat önce yaşadım. Gözlerim umutla birini aradı. O kalabaligin içinde sadece tek bir kişiyi. Toren boyunca etrafa sahte gülücükler dagitmaktan başka da bi şey yapmadım. Eziyet içinde geçen birkaç saat.. 1.5 yıldır beklediğim sözde mükemmel gün.. olmadı be.
-Güven problemim var.
-her şeyi boş vermiş biri gibi görünsem de gelecek kaygım var.
-çok fazla kıskanç bir insanım.
-sabırsızım.
-inatçıyım.
-bazı insanlara sebepsiz içim ısınır ve içimin ısındığı insanları aramızda zerre muhabbet olmasa bile ölümüne koruyabilirim.
-bazı insanlardan sebepsiz yere hazzetmem ve kendini sevdirmek için istediği kadar çabalasa da o insanla hiçbir şekilde anlaşamam. ilk bakışta sevmediğim bir insanı sonra da sevemem.
-sahiplenme, korunma isteği taşısam bile özgürlüğüme de çok düşkün bir insanım.
-altında ezileceğim hissiyatını taşıdığım insanlardan kademe kademe soğumak için kendimle mücadele veririm.
-kaybetme korkum var. Benim için hayatıma değer verdiğim bir insanın daha girmesi, kaybedeceğimden korkacağım yeni bir insanın daha olması demek.
-kötü olaylar gerçekleştiğinde tamamen yıkılmamak için en kötü ihtimali düşünürüm. Gideceğine en çok inandığım insan çevremde en çok sevdiğim insandır. Kendimi ben baştan yavaş yavaş üzerek kötü durumlarda tamamen yıkılmamayı hedeflerim.
-duygusallığımın içeriye girdiği konularda mantığım devre dışı kalır. Mesela yukarıda yazdığım tavırlarım.
-yolunda gitmeyen şeyler olduğunda hissedebiliyorum bunu. ileriki aşamalarda, bu davranışım, paranoyaklığa kadar ilerledi.
-ucuza zaafım var. Her markete girdiğimde aslında birim fiyatına vurunca daha pahalı olduğunu bilsem bile, aç bitir kahvaltılık ürünlerden alıyorum. Kimi zaman yerken iğreniyorum fakat, cebimde param varken hiç şaşmaz, mutlaka alırım.
-para idaresi yapabildiğimi sanarken bütün paramı dengesiz bir şekilde mideye harcadığımı fark ettim.
-gerçekten mutsuz olmam gereken zaman dilimlerinde, büyük bir sorunla karşı karşıya geldiğimde, her halta ağlayan bir insan olarak o durumlarda ağlayamam. Bazen kahkahalarla bile gülerim.
-bir önceki madde sadece yatağa girene kadar geçerli.
-ağlamanın ve aşık olmanın tam bir zayıflık olduğunu düşünüyorum. Elimde olsa ikisine de engel olurdum.
-çocukları çok seviyorum. En büyük zaaflarımdan olabilirler. Sinirlendiğimde yatışmam çok zor olsa bile herhangi bir çocuk gördüğümde tüm nefretim, kızgınlığım, mutsuzluğum geçer.
-hayattaki tek umudumu doğacak çocuğuma bağladım ama dünyaya olan bakış açımdan dolayı çocuk yapmak istemiyorum.
-ayrıntılı ve çok geniş kapsamlı düşünüyorum.
-eğer herhangi bir uğraşa sahip değilsem ya da düşünmem gereken bir şey yoksa kendi kafamda yarattığım dünyaya döner çoğunlukla kendi kendime konuşurum.
-olmayacağını bildiğim hayaller kurmaktan ve sonrasında olmadığı için yıkılmaktansa hayal kurmuyorum.
-hiçbir şeyde ortam yoktur. Ya çok abartılı ya da hiç. Bu yüzden iştahımın açık olduğu dönemler cüssemden beklenmeyecek kadar fazla yerken, bazı vakitler günlerce yemek yemem.
-kendime ait sevdiğim bir özelliğim ya da uzvum yok.
-çok fazla güzel/yakışıklı insanlarla çok yakın arkadaşlık kurmaktan ya da duygusal tüm ilişkilerden uzak dururum.
-iyi biri olduğumu hatta güzel şeyler hak ettiğimi düşünsem bile kendime yönelik tüm olumlu sıfatlardan kaçınırım.
-mutluluktan çok huzur yanlısıyım.
-zeki insanlara karşı zaafım var fakat son zamanlarda zeki insanları kaldırabilecek ya da hak edecebilecek kadar zeki biri olup olmadığımı sorguluyorum.
-hayatı toz pembe yaşayan tüm insanlardan sorgusuz sualsiz nefret ederim.
-pembe renginden ve hayatı çikolata-alışveriş-güzellik üçgeninde yaşayan tüm insanlardan nefret ederim. insanlar yerine kadınlar diyecektim fakat onları kadınsı bile bulmuyorum. Ne yazacağımı bilemedim oraya.
-sevmeyi seviyorum, her ne kadar zatıflık olarak görsem de aşığım da. Ama şu kız whatsapp gruplarında dönen sevgililik muhabbetlerini sevmiyorum.
-belli bir kesime özenip kendisi olmaktan vazgeçip onlara benzemeye çalışan özenti insanlardan nefret ediyorum.
-egoist insanlardan nefret ediyorum.
-her saniye sırıtan insanların suratına tekme atmak istiyorum.
-fazla gamsız insanlardan nefret ediyorum.
Bir bulut olsam gökyüzünde... bir yağmur olsam, saçlarına yağsam... bir kuş olsam, uçsam, kaybolsam... kimseler bulamasa... yok olsam... doğaya karışsam... hiç olmamış gibi...
profil fotoğrafıma, deli gibi olmuşsun dedi bugün biri. ulan çok bozuldum ya.
bazen en ince ayrıntısına kadar cinayet planları yapıyorum, saatler sürüyor.
güncel Önemli Başlıklar