bugün

üniversitede çok saygı duyduğum bir hocam vardı. facebook sayesinde artık bırak saygı duymayı resmen tiksiniyorum adamdan.

paso x hoca okey oynadı, tavlanın dibine vurdu, batak'ta ihale hocada kaldı haberlerinden geçilmiyor. geri kalan zamanda da thales şunu dedi, konfüçyus bunu dedi, iskoç atasözü der ki türü gerekli gereksiz ibretlik paylaşımlar yapıyor. bazen overdose yapıp, felsefik ama bi sikime benzemeyen derin laflar söyleyip, altına adını soyadını yazıyor. meğer ne boş beleş adammış. akademisyen dedik facebook filozofu çıktı herif. 2-3 ay'a kadar kesin twitterda da arz-ı endam eder. tabi tahmin edeceğiniz gibi küçük harfin icat olunduğundan habersiz.
çok büyük ibnelik kurbanı oldum sözlük öyle böyle değil... ortalama 34,80 düştü, kaldım.
iktidar yalakası odun herif vermedi finale 1 puan. ya da aşağı doğru yuvarladı puanımı. dağları taşları s*kesim var! sakinleşemiyorum, yediremiyorum kendime.
yediler beni sözlük...
fırlatıp attılar bi kenara.
bu aralar kafayı arabeskle iyice bozdum, bana bir şeyler oluyor.
yalnızlıktan kusucam.
hayatımda kendimden bu kadar nefret ettiğim bir dönem olmamıştı.
gora filmindeki "uzaylılar tarafından kaçırıldım... evet tarafından." repliği ne zaman aklıma gelse burundan sıfıhhh diye gülüyorum, kendimi durduramıyorum.
yeni tasarım gelmiş, güzel olmuş, hoş gelmiş. amaa, açtım istatistiklerimi karıştırıyorum, yenilik sonuçta. bir baktım açtığım 99 başlık var, toplasam 150 entry girilmemiş. en çok 11 entry girilmiş bir başlığa, ben oturmuş burda bilmem kaç bininci entryi giriyorum. olmadı... yakışmadı...

(bkz: loser)
ilahi adalete bazen inanıyorum, bazen inanmıyorum.
restaurantta yemek yiyen, sahilde yuruyen, alisveris merkezinde gezen, trafik isiklarinda bekleyen.. herkese.. ama herkese acaba o mudur diye bakmak.. sonra ya oysa diye bakislari kacirmak..

bir sehri senle hatirliyor senin yuzunden sevmiyorum.

senin yuzunden cok seviyor senin yuzunden ozluyorum

onca yolu seninle ayni havayi solumaya geliyor seni seninle tanismadan geri donuyorum

biliyorum karsilastik aslinda bulent abinin eylul aksamindaki gibi..

sesimizi cikartamadik.

biliyorum.

hep boyle mutlu ol istiyorum.
hamurunu bildiğim insanların şekilleri ile ilgilenmiyorum artık.
sanırım sözlükteki yönetim kavramından da sıkılmaya başladım! neden entryleri beğendirmek zorundayız? ulan acaba hesabımı silsem mi?
- Seni seviyorum dedi mi sana?

- Demedi. Ama seviyor gibiydi. Bana öyle geliyordu yani. Tamam benim gibi sevmiyordu belki ama sevecekti. Beni sevmesi için gereken her şeyi yapıyordum. Tek istediğim umudumu kırmaması ve bana biraz güvenmesiydi.

- Öyle olur mu lan? Sevmek denilen şey böyle bir şey değil. Süs bitkisi gibi ışığı suyu sağlayınca yeşertip büyütemezsin onu. Sana karışık gibi görünen şey aslında çok basit. Birini seviyorsan seversin sevmiyorsan da sevmezsin. Bazen de ikisi birbirine karışır.

- Peki abi, sevip sevmediğini nasıl anlarsın?

- Bak o biraz karışık işte. Bir sevgilim vardı benim. Sürdü bir süre. Geçmiş zaman. Neyse bir hafta sonu beraberdik bununla. Gezdik, yedik, içtik falan. Sonra pazar akşamı trene bindirip uğurladım Ankara'ya. Trenden inince aradı hemen beni. Sanki az önce yanından ayrılmışım gibi değil de aylardır görüşmemişiz gibiydi. Bir ara peş peşe seni seviyorum dedi. Seni seviyorum seni seviyorum seni seviyorum... Çok hoşuma gitti elbet. Biraz daha konuşup kapattık.

- Ee, sonra?

- Salı günü ayrıldık, yine bir telefon konuşmasıyla. Eski sevgilisi aramış bunu, buluşmuşlar. Sonra aslında birbirlerini unutamadıklarını fark edip tekrar denemeye karar vermişler. Ne deniyorlarsa artık. Bozuldum tabi. Ağladım, yalvardım, tehdit, küfür kıyamet.. Ama faydası olmadı tabi.

- Yani yalan mı söylemiş? Sevmiyor muymuş seni?

- Bilmiyorum. Başta öyle zannettim tabi. Sonra zaman geçince şöyle düşünmeye başladım. Belki o ana kadar ve öncesinde gerçekten sevmiştir beni. Hatta belki insan aynı anda iki kişiyi bile sevebiliyordur. Yani belki yalan söylememiştir.

- Yani abi?

- Yanisi şu. Sen artık bir şey yapma. Bırak. Eğer seviyorsa seviyordur. Sevmiyorsa da sevmiyordur. Üzerine gitmenin, sıkıştırmanın hiçbir faydası olmaz. Bırak. Sevecekse seni, sever. Sevmeyecekse de ne yaparsan yap sevmez. O yüzden hezeyana kapılıp saçmalama.

- iyi de abi ben onu çok seviyorum.

- Biliyorum. Bakma inanmaz gibi durduğuna, bence o da biliyordur. Ama şunu unutma bu tek başına hiçbir işe yaramaz. Eğer birini seviyorsan ve o seni sevmiyorsa bundan çok güzel kaos çıkar. Bir sürü şiir, sağlam bir roman ve anlatacak bir sürü hikaye çıkar. Uykusuz geçen geceler, parklarda içilen şaraplar, yerli yersiz kıskançlık krizleri çıkar. Ama sevgine karşılık çıkar mı? O biraz zor işte..
kraloyun.com'da çılgınlar gibi 5 yaşında çocuklar için hazırlanan oyunlardan oynuyorum ve acayip eğleniyorum. sözlük pabucun dama atıldı olm.
güzel uyanmıştım aslında bugün, içimde hiç kötü şeyler olacakmış gibi bir his yoktu, taki işyerine gittiğimde masamda oturan şırfıntıyı görene dek. Benim masamda, üstelik benden önce gitmiş, üstelik bana ait bütün dosyaları açmış bilmiş,bilmiş bakıyor. Delirdim, çıldırdım, kontrolden çıktım ve bütün saygı kurallarını öfkemle devirerek, 'kimsin sen ya? ne münasebet?ne işin var benim masamda? ya konuşsana kimsin? dedim.
gevşek,gevşek yüzüme baktı. 'hımmmm sanırım size bahsetmediler, artık birlikte çalışacağız'dedi. Sonra patron geldi ve dediki 'artık birlikte çalışacaksınız, arkadaşa sistemle ilgili bütün bilgileri lütfen aktarınız'. 'hahahaha nah aktarırım, belliki bana yol görünecek, zira odada iki masa yok, yanyana oturup çalışacakta değiliz, amaç belli ben işi öğreticem, patronda bana verdiği maaştan daha az maaşla birini çalıştırıp kara geçicek.
kendi kendime dedimki 'madem onlar bunca emeği bu kadar kolay ve profosyonel olmayan bir yöntemle, üstelik beni bukadar üzerek hiç sayıyorlar. sende acıma yap pisliğini, aslında gelen salağın hazıra konamıyacağını ve nekadar becereksiz olduğunu, sana nasıl muhtaç olduklarını göster dedim. 2013 yılına ait ve bizzat ellerimle hazırlayıp düzenlediğim herşeyi alt üst ettim.Sistemin kolaylaşması adına düzenlediğim anlaşılabilir olan herşeyi en anlaşılmaz hala dönüştürdüm. Akşama kadar hiç bir iş göstermeden var olan işleride bozarak oturdum. şimdi yarını bekliyorum, o çok bilmiş şırfıntı bakalım çıkabilecekmi işin içinden, yoksa bu ne boktan bir sistem ben toparlıyamam deyip siktir olup gidecekmi?.. ya da gidecek olan ben olucaksam bile, ilk kez pislik yaptığım için acımıyor canım ve acımıycak.
ulan ciğeri üç kuruş etmeyecek insanlar bile mutlu, zengin, huzurlu. bu yaşadıklarını gram haketmiyo yavşaklar. adaletine sokayım dünya.
bunaldım sözlük, çok bunaldım. Insanları çok seviyorum, aynı değeri göremiyorum. Itiraf ise, araftayım sözlük. Eski bir dostum sessiz sedasız kayboldu ortadan.
Ve diğerleri, herkes üzüyor beni canları sağolsun.
insanlar hasta, sakat ya da ac karnina donuyor olabilirler ama ben onlar icin degil kendim icin uzuluyorum bu aksam halk kahramani degilim sadece cok ozluyorum.

edit:geçti.
gecenin bir yarısı ansızin şu an seni düşünüyorum sevgilim, seni seviyorum mesajıyla önce telefonumu sonra derin uykuda dahi olsam kalbimi titreten manyak eski sevgilimi özlüyorum..saat 3 , 4, 5 sana hiç farketmezdi. Canın beni istediğinde uyandırırdın sonra ben okula uykusuz giderdim. Uykusuzluk hiç o kadar tatlı gelmemişti...şimdilerde hala yastığımin altındaki telin vakitsizce titremesini bekliyorum...başımı her yastığa koyduğumda bu dilekle uyuyorum..
bi süredir herkesten gizli kimselere çaktırmadan türkü dinliyorum. Ama çok fena rakçıyımdr

(bkz: Rakçı serpil)
vizem 65 finalim 80 ortalama 77sınıfım 4 şimdi ne diyeyim sözlük ?
evet yalnizim. evet sanirim bir hafta oldu sevismeyeli.
itiraf ediyorum bu dönem aldığım sınav notlarını duyanların verdiği tepkileri gördüğümde al sana ne oldu derste bakış atıyordunuz bana tip tip konuşma der gibi şimdi ne oldu hah hah diye hareket çekip siz şimdi buraya bakın diyesim var kendimi çok zor tutuyorum. hatta aldığım 4 adet 100 ü suratlarına vurasım var.
şekilci pezevengin biri oldum.
tüm güzel kızlar benim olsun tüm çirkin kızlar ölsün istiyorum.
idare eder olanlar da kalsın belki çocukları güzel olur gelecek nesili de düşünmek lazım *
bu aralar saçma sapan şeylere sinirleniyorum, olmadık şeylerle mutlu oluyorum.. normal değil anlayacağınız bu durum, finaller çarptı herhalde.
şu an yemekteyiz programı açık izlemiyorum ya aslında ben annemin yanına oturmaya geldim dün erdal bakkala kırbaç atan insanımsı varlıkta kafam.. ders çalışmaktan gözlerim ağrıyor.. ya da ağlamaktan.. bide ben niye böyle yazıyorum agadaş.. yalnız yemekteyiz ne boktan yarışma yaa