anne tarafım kendi babalarının ismini, baba tarafım ise kendi babalarının isimini koymak için harekete geçmişler, baya tartışmışlar falan, bir sonuca varmayınca babam gidip doğumu yaptıran doktorun ismini koymuş.
Babam ilk kahramanlığımı yapmam için beklemiş. Emeklemeye başlayıp silah kullanmadan elimle ilk defa ayı avladıktan sonra zamanı geldi oğul demiş ve kulağıma fısıldamış;
babaannem babasının ismini istiyormuş babamlar olmaz deyince babaannem acil durum planı yapıyor ve hooop rahmetli babasını görüyor rüyasında en ak sakallı haliyle bu çocuğa benim adımı verin demiş.
istediğini yaptırır benim babaannem.
- baba erkek torunun oldu.
+ iyi, hayırlara vesile olsun ismi ural olsun!
Not:
Bu kadar nasıl bir hikaye bekliyorsunuz ki, bende demek isterim kurtuluşun savaşı sırasında siperlerin içerisindeki dedeme bir şey görünüp, '' bak evlat senin bir torunun olacak ve ona ne olursa olsun Ural ismini koy ''
falan gibisinden birşeyler anlatmayı.
dedemin ismi ilk ismim; hocalarımdan başka pek kimse bilmez bu ismimi. ikinci ismim ise, ben anne karnındayken etrafta bayağı yaygınmış. iki ismi olsun demişler, okumuşlar kulağıma.
ilkokuldaydım. çocuk denecek yaştaydım. bir matematik öğretmenim vardı adı hakandı, tıknaz biriydi. hızla bana yaklaştı ve buyurdu "senin adın hakan benim adım hakan, bundan sonra senin adın hakaneren olsun" o günden sonra herkes bana hakan demeye devam etti.
orijinal ismim erdal benim. şuan ise eray. ben yedi yaşındayken dünyaya gelen ikinci kardeşim, yakalandığı hastalıktan sebep vefat etti. ailem de, kendisinin ismi olan eray'ı: "en azından küçüğümüzün ismi yaşasın" diyerek bana uygun gördü. erdal iken, eray oldu ismim. nüfus kaydım da bu isme göre düzenlendi. hala daha bazı akrabalarım, "erdal" şeklinde çağırırlar beni.