dedem dumlupınar ilköğretim okulunda çalışıyorken kalp krizi geçirip ölmüş. babam uyuklarken annem babama ismimin ne olacağını sorduğunda babamın cevabı "kız olursa pınar, erkek olursa ahshrrrr horr horr..." olmuş.
hayır, adım ahshrrrr değil.
ben doğmadan önce dedem zeynep olsun demiş, amcam zehra olsun demiş, halam damla olsun demiş, dayım fahriye olsun demiş. annemse bu çocuk erkek, boş yere heveslenmeyin demiş. sonra teyzem ercüment, ananem ismail, küçük amcam sezer olsun demiş ama annem ismimi emre koymuş. dikkat ettim de ismimin baya ilginç bir hikayesi varmış, lan herkes ne kadar meraklıymış bana isim bulmaya.
yıl 1999... soğuk bir şubat günü ...
aile büyüklerimizden biri 'ismi kerem olsun mu' şeklinde bir fikir ortaya atıyor. ve diğerleri itiraz etmiyor. sonra herkes sanki bu büyük olay yaşanmamış gibi tvnin karşısına geçiyor. pek havalı değil ama olsun.
babam sagolsun, esının ısmıne uysun dıye secmıs. oyle uygun kı annemı ya da benı cagırdıgında, hangımızı cagırdıgını anlamadıgımız ve tekrar soylemesı ıcın oralı olmadıgımızdan dolayı ıkı kez tekrar etmek zorunda kaldıgı ıcın sımdı bın pısman.