çoğu yazarın çocukken yaşadığı basit deneyimlerdir. mesela benimki; çok iyi taso oynayan bi çocuk tasolarımı kökmüştü, çocukluk aklıyla çok üzülüp geri istemiştim vermeyince itmiştim yere düşmüştü ben de tasolarımı alıp gitmiştim. dövüş denirse...
ikimizin olmayan, kuzenimin olan bisikleti istedi sonra veririm dedim çünkü ben biniyordum o ara. sonra bi ağacın altına geçip piç dedi. gerisi zaten yerle bir ilişki içinde bitti, o'nun için tabi. böyle vesselam.
ilkokul ikideydim hiç unutmam. dövüştüğüm çocuğun adı oğuz'du. kalın çerçeveli gözlükleri yüzünden herkes ona pilot derdi. kavganın nedenini hiç hatırlamıyorum ama tenefüste yaşandı ve nöbetçi öğretmen gelene dek sürmüştü. öğretmen ikimizi de kulağından tuttuğu gibi öğretmenler odasına, sııf öğretmenimize götürmüştü. içerisi kalabalıktı ve ikimizin de başları öndeydi. birden öğretmen "hadi bakalım burda da kavga edin de görelim" dedi sert bir ifadeyle. bir an oğuz ile göz göze gelip birbirimize tekrar daldığımızı hatırlıyorum. tabi kavga öğretmenin bizi şamarlamasıyla sona erdi.
hatırladığım ilk kavga 1992 yılındaki bu müthiş kavgadır.
ilkokul 4. sınıftayım. ahmet diye bücür bi çocuk var sürekli benimle uğraşan. çıkışta yine bana laf atmıştı bende burnuna yumruk atmıştım. sonra eve gidip bizimkilere böbürlene böbürlene anlatmıştım. çocukluk işte.:)
ilkokul kavgaları farklıdır ama lise de kavgalar daha da farklıdır.yaşadığım bir olay.
yıl 2005, lise 3. sınıfa giden bir genç,mahallesinde,evin yakınlarında görmek istemediği birine bunu açık açık söyler ve tartışma başlar.Daha önce çok fazla ciddi kavgaya tutuşmayan gencin karşısında tamda bu işin erbabı bir sokak serserisi vardır.konuşurken yediği ilk yumruğun siniriyle serseriyi bir güzel pataklar,etrafta insanlar vardır.gence engel olamazlar,dayak yiyen serserinin arkadaşları yardıma gelir ama kimsenin kıçı yemez bu brave liselinin yanına yaklaşmaya.serseri ağır bir şekilde rezil olmakla beraber kolu ve burnu da kırılmıştır.aradan aşağı yukarı 1.5-2 ay geçmiş olay unutulmuştur.gence göre kavgayla sorun çözülmüştür,2 aydır o serseri o mahallede dolaşmıyordur.bu olay sayesinde okulda da değeri artmıştır gencin.
günlerden bir gün arkadaşlarında ayrıldıktan sonra evine giderken dayak yine eleman yanında 3 kişiyle karşısına dikilir. brave liselinin bu sefer şansı azdır,etrafta yardım edecek insanda yoktur.liselinin yardımına şans eseri oradan geçen bir polis yetişir.genç bu fırsatı iyi kullanır ve paçayı yırtar.eve gidince bir süre evinden dışarı çıkmamaya,okula servisle gitmeye karar verir.
kısacası kavga en son çare olmalı.
"vay amk" demeliktir. *
tabi şimdi meister anlatmazsa olmaz...
bir gün lisedeyim taam mı...
yok lan. hayatımda kimseyle kavga etmedim şu güne kadar. hatta ufak çaplı "fayt" bile hatırlamıyorum. kardeşimle çok dövüşürüm. 8 yaşındaki çocuktan yediğim dayak sayılacaksa anlatayım hacı. bi' patlattı bu kulağıma. "mnıskim!" demeye kalmadan burnuma yedim(burnumda bir problem var, fazla hassas. çok acıyor o yüzden, dokununca bile amk). sonra o sinirle kalktım, kendime hakim olamayıp bir geçirdim yanağına.
hayatta kavga gürültü bilmeyen biriydim taa ki lise 2 ye kadar. sokakta iki kız iki erkek arkadaş yürüyorduk ve arabayla geçen iki dallama yanımızdaki bayanlara laf attılar, küfrettiler. ( bu arada yanımızdaki bayanlar kız arkadaşlarımız değil, neredeyse kız kardeşimiz sayılacak arkadaşlarımızdı.)
laf attıklarını duyan murat çantasını üstüme fırlatıp yavaş giden arabaya koştu. sürücüyü koltuğundan çıkarttı ve tekma tokat daldı. ben de mal gibi kaldım ama yolcu koltuğundan çıkan diğer elemanı görünce " evet teac1983, zamanı geldi, milli oluyorsun " diyip arabaya koştum. tokatladığımı hatırlıyorum ve galiba cüssemden korktuğu için benden kaçtığını. halbuki bendeki kuru gürültüydü. iki tane çaksa yere çöker ağlardım.
hasılı murat kendi adamını fena patakladı ama ben benimki ile utanmasam dost kalacakmışım gibi ayrldık. kimseye anlatmadım sözlük,bak kıymetini bil.
ilkokul 3 e gidiyordum, teneffüste her zaman yaptığımız gibi kovalamaca oynuyorduk sınıfın erkekleri olarak. oynarken sınıfın en ibne en tembel en kavgacı çocuğu beni hırkam dan tutup çekti ve hırkam yırtıldı arkamı dönünce çocuğu mal mal gülerken görünce çok sinirlendim ve yakasına yapıştım. hemen diğer arkadaşlarımız geldi bizi ayırdı, orada olay olmadı bende oyundan çıktım ama direk hırsımdan gidip tuvalete ağladım. teneffüs zili çalınca da tuvaletten çıkarken çocuk beni gördü "ana bebeye bak ağlamış" tarzında laflar etti. etrafıma baktım nöbetçi öğretmenler falan vardı koridorda, orada saldırırsam öğretmenler ayırır dövemem diye düşündüm.(kesin döverim ya çocuk her gün kavgada, o yaşta kendinden büyüklerle takılıyor falan ben hayatımda kavga etmemiş süt,akılma sıçayım) o yüzden, o saniyede plan kurdum onu arkamdan koşturup, sınıfta sokup, sınıfta dövecektim. usulca yanına yaklaşıp utana utana "orospu çocuğusun sen" dedim ve o saniyede sınıfa doğru koşmaya başladım, arkamdan da çocuk beni yakalamak için koşuyordu. sınıfa yaklaşmıştım deli gibi koşuyordum oda arkamdan "sikicem seni" gibi şeyler söyleyerek koşuyordu. son bir atağa kalktım ve kapıyı açıp içeri girip çocuğun suratına kapıyı kapattım. tekrar kapıyı açınca çocuk yerdeydi kapıya toslamış. ayaklarından tutup içeri sürükledim çocuğu. tekrar kapıyı kapattıp, üstüne yattım yumruklamaya başladım çocuğu. arkamdan bir elin yakamdan tutup havaya kaldırdığını hatırlıyorum. dışarı çıkardı sınıf öğretmenim beni, kadın inanamadı neler olduğuna sınıfın en uslu çocuğu, en yaramaz çocuğu dövmüştü. hemen beni müdürün odasına bıraktı gitti benim kavga ettiğim çocugun yanına. ailemi aradılar annem gelmişti. müdürün odasından çıkarken de çocuğun alnına falan buz tutarlarken görmüştüm. içim kalkmıştı. bir daha da kavga etmem ben diye kendi kendime söz verdim. ertesi günde çocukten kendi rızam ile gidip özürdiledim.
he o söz tutuldu mu hayır. ama belki yüzde elli tutuldu. kimsenin yanına kavgaya geldim ben deyip gitmedim. her zaman insanları kendime çektim kavgayı başlatanlar hep onlar oldu, e tabi suçlularda onlar oldu :)
1. ya da 2. sınıftaydım -3 te olabilir.- sürekli bana sataşan aynı sınıfta olmamıza rağmen benim kiloca iki katım olan bi çocuk vardı. bir gün canıma "tak" etti. gelip sataştığı anda suratının ortasına bi yumruk geçirmiştim. yere düşmüştü -ne hikmetse- sonra kalkıp bayapğı bayağı kavgaya girmiştik ki anlık olarak attığım yumruk bi b.ka yaramamış bi de üstüne dayak yemiştim.
on yaşımdayken mahallede benden bir yaş büyük bir abiye sataşmam.
sonuç olarak dayak yedim tabii. ama iyi ki yemişim; o günden beri hiç kavga etmedim*.
böyle kafama vurmuştu bir arkadaşım ama bir kaç kere vurmuştu, böyle döndüm yumruğu bir salladım adamın burnundan oluk oluk kan akmaya başlamıştı. acayip korkmuştum, hoca da okuldan atacağız seni falan diyordu, ağladım sözlük hocam nolur atmayın diye. sonuç olarak atmadılar işte. üniversitede sürtüyoruz şimdi.
lise yeni bitmişti. dersaneye yazılmıştım. kimseyle doğru düzgün görüşemiyordum. bayram vesilesiyle de arkadaşlarla buluştum. bayramın 2.günüydü, çay ocağına gittik. çay ocağı da çok kalabalıktı, oturacak yer yoktu. neyse, üç tane tabure bulduk bir köşeye yumulduk. çayımızı içiyorduk arkadaşlarla.
kalktım, lavaboya gittim. o sırada yan tarafımızda oturan psikopat görünümlü 2 kişinin yanına biri daha gelmiş. benim tabureyi almış, oturmuş. benim gerizekalı arkadaşlarım da, o sandalyeyi alırken mal gibi adamın suratına bakmışlar. neyse efenim, ben lavabodan çıktım, bakıyorum etrafa, yok... nerde diye soruyorum arkadaşlara, şu eleman aldı diyorlar. adamın tipine baktım, o arada zaten göz göze geldik. hem irice bir şey hem de deli gibi bakışları var. dayanamadım söyledim:
-erturk:abi benim sandalyeyi almışsın. lavabodaydım ben heralde görmedin.
-xxx:aldıysak aldık lan. git kendine başka sandalye bul.
-erturk:o benim sandalyemdi dayı. (abiden dayıya tırsmanın etkisiyle geçişler yaşanmaya başlamıştı)
-xxx:siktir git lan piç!
(o anda her şeyi unutan ben)
-erturk:sensin lan piç, amına koduğumun çocuğu.
(bu sözü söyler söylemez, o ve arkadaşları beni kolumdan tutup dışarı çıkardılar.)
arkadaşlarından bir tanesi o çocuğa, kasap ayıptır olum, yapma, küçük çocuk. (kasap diyince dizlerimde derman kalmadı) şerefsizin evladı, arkadaşını hiç dinlemeden bana kafayı gömdü. biraz sendeledim ama düşmedim. cadde kalabalık oldu, herkes bize bakıyordu ama ayırmaya gelen yoktu. benim salak arkadaşlarım da tırsmış olacaklardı ki, ortalarda gözükmüyorlardı. sonra bu üçü beni boş bi araziye götürdüler. çok kötü dayak yedim. öyle böyle değil yani. onlar bana vurdukça ben bunların sülalesine daha fazla küfür ediyordum. en sonunda o kadar dayak yedim ki, adamlar yoruldular, bıraktılar beni. sadece üstüm başım çamur olmuştu. hiçbir yerim kanamıyordu. çarşının içine doğru yürürken benim gerizekalı arkadaşlarım yanında 5 kişiyle geliyolar.
-metin:nerde lan o orosbuçocukları?
-erturk:ne bileyim olm. adamlar dövmekten yoruldular beni. siz nerdeydiniz?
-metin:adam topladık biz de.
-erturk:erken gelmişsiz...
bi keresinde bi çocuktan kafa yemiştim sonra bende ona bi yumruk salladım ama kafasının üstüne geldi o kadar. sonra ayırdılar. lise 3de oldu bu olay. başka da kavga etmişliğim yok.