herkesin artık bir şeyleri aşmış,cahillik diye bir şey kalmamış,bütün çocuk ve gençlerimizin okuduğu,kürt türk ayrımı yapılmayan,pkk olmayan,çalışkanlıkta sınır tanınmayan bir türkiye dir.
bütün vatandaşlarımızın, ayyıldızlı bayrağın altında şerefle yaşadığı bir türkiye hayal ediyorum...
bir hayalim var: başını örtenle, açanın aynı üniversitede yasaksız, kavgasız kardeşçe yaşadığı bir ülke hayal ediyorum...
bir hayalim var: kürt-türkmen, alevi-sünni ayrımı olmadan, zengin-fakir ayrıcalığı görülmeden imtiyazsız, sınıfsız, kaynaşmış bir türkiye istiyorum...
kısacası; adriyatikten, çin seddine kadar kaynaşmış, güçlü bir türk dünyası hayal ediyorum. büyük bir türkiye hayal ediyorum... (bkz: muhsin yazıcıoğlu)
--spoiler--
tayyipsiz, badem bıyıksız, fettoşsuz, din istismarcısız, öğrencilerin gözüne biber gazı sıkılmayan, insanların suçsuz yere aylarca cezaevlerinde tutulmadıkları, kraldan çok kralcı yalakaların bulunmadığı, ülkeyi yönetenlerin sanata ve spora saygı gösterdikleri bir türkiye...
--spoiler--
düdüt: mesaj geldi. "kürtleri unutmuşsunuz" diye.
ekliyorum;
--spoiler--
...sanata ve spora saygı gösterdikleri kürtlerden arındırılmış bir türkiye.
--spoiler--
türk silahlı kuvvetleriyle uğraşanların olmadığı bir ülkedir hayalim. bugüne bugün, şu ülke için canını vermiş binlerce mehmedimize ve şehid subaylarına sahip çıkılan bir ülke. yok ergenekonmuş, yok balyozmuş boş işler bunlar geçin artık. artık elinizi çekin türk silahlı kuvvetlerinden. burası öyle bir yerdir ki, tüm dini inançlar orduda anlayışla karşılanır. tabi istisnalar hariç. aslında benimde tam olarak değinmek istediğim nokta bu. orduda birkaç temizlik yapılsa türk silahlı kuvvetleri eskisi kadar lekelenemez artık. biliyoruz, ordu içinde neler döndüğünü şu an. ve bende gerçek bir vatansever olarak bu tür durumların yaşanmasından açıkça rahatsızım. pkk terör örgütünün zamanında planlamış olduğu tsk dinsizdir projesi, bugün tüm anadoluya yayılmış ve neredeyse orduyu bir din düşmanı olarak görmekteler. özelliklede islam. halbuki çok yanılıyorlar. bir kışlada yapılan birkaç hata tüm orduya mal edilemez. bir birlikte kışla komutanı dini inançlara saygı gösterebilirken, öbür birlikte ise kışla komutanı kuralları daha sıkı tutabilir. aslında bu da disiplinden meydana gelen birşeydir. emin olun bugün türk ordusu, amerikan ordusu gibi gevşek ve lakayık bir tavır sergilemiyorsa ordunun kendi disiplinindendir. vatanına, milletine ve dinine savaşta her zaman sahip çıkmıştır, çıkacaktır. bu milleti başka bir devlete asla köpek etmeyecek, ettirmeyecektir. allah her zaman türk ordusunu korusun.
- sabahları "günaydın" dendiğinde en azından bir gülümsemeyle karşılık alabildiğim * ,
- erkek erkeğe kalındığında, en ummadığın adamın bile bir bayan gördüğünde öküz gibi dikiz yapmasına şaşırmadığım,
- hayır, mevlüt, düğün, şirket yemeği v.s. ortamlarda arkasındakileri düşünmeden, hayvan gibi hörgücünü doldurmaya çalışan pislik insanların sayısının az olduğu,
- trafikte sinyal verildiği,
- sırf oy verdiği için kendisini inanılmaz demokratik ve ülke yönetiminde payı olduğunu zanneden ama sallasan içinden bi gram bilgi parçacığı bile çıkmayacak insanların yok olduğu,
- kazalı arabasına kazasız diyen, çatısı akan evinin çatısını satmadan 2 gün evvel sıvalatıp kamufle eden, herkesin içinde çürük meyveyi ayırıp kendisine sağlamları seçen ve o çürükleri ordan alıp çöpe atmayan çakalların azaldığı,
- gençlerin birbirine saygıyla hitap etmek dururken, mafya babası gibi "aga" "muhtar" "müdür" gibi iğrenç kavramlara başvurmadığı,
- 5 tane ağaç gölgesi bulup da altına uzanabilmek için 80-100 km gitmenin gerekmediği,
- cahil ve saf insanların televizyonlarda aslında olmayan ümitler uğruna maskara edilmediği,
- toplumun coğrafyaya, doğaya, sanata (download edilemeyen sanatlara) ilgi duyduğu
eğitim ve işsizlik problemlerinin çözüldüğü, cahillikten kurtulmuş ve üretken bir türkiye. ülkenin en esas problemleri budur. diğer bütün dertler bunlardan kaynaklıdır. şu an öne serilen problemlerin hepsi bu esas problemlerin türevi ya da bunları örtbas etmek için ortaya atılan suni problemlerdir.
mesai bitiminde akşam namazını kaçırmamak için koşturan bir türbanlıyla, aynı saatlerde barda buluşmak üzere arkadaşlarına söz verdiği için koşturan bir bayanın aynı kurumda çalıştığı bir türkiye..
sevgilinin babası bir imam ve onunla evlenmene asla izin veremem demeye dili varmayan bir albayın görev yaptığı bir ordunun muhafaza etmekle mükellef olduğu bir türkiye..
o kız kapanmadan asla istemeye gitmeyiz demek yerine kapalılığın ne olmadığı konusunda düşünmeye sevk eden bir dine tabi olmuş babanın yönettiği evlerin olduğu bir türkiye..
halka lazım olanı halk düşünemeyecek kadar düşük bir seviyeye sahiptir demeyi yüksek seviyede olma emaresi gören yöneticnin halkın seviyesinin neden yükeltilmediğini görmeye başlayan halka yönetimi teslim edebilecek kadar zayıfladığı bir türkiye..
kişi başına düşen bilgisayar sayısını bir kalkınma hamlesi olarak yutturmaya çalışan büyüklerimizin kişi başına günlük girilen porno sitesi ortalaması hakkında da düşünebildiği, kalkınırken mallaştığımız bilincini de bir kenara koyabildiği bir türkiye..
sözleşmeli öğretmen gibi saçma sapan bir mesai şekli, saçma sapan bir maaş ve saçma sapan bir statü icat etmekten çekinmeyen devletin, vali maaşının savcı maaşının orgeneral maaşının ne gibi oranlarda seyrettiğini halkından gizlemeyecek kadar şeffaflaşabildiği bir türkiye..
alevilere ayrımcılık yapanları, alevileri bağrına basma operasyonu kapsamında lanetlediği gözümüzden kaçmayan, cemevine mabed statüsü kazandırmaktan çekinmeyecek kadar herkese eşit olan bir yönetimin olduğu türkiye..
türkiyede neredeyse her 3 insanın birinde otomobil olmasına rağmen benzine, mazota özel tüketim vergisi uygulayan bir devlet yapısının özel tüketim kavramını üç beş kez düşünebileceği bir türkiye..
darbe planına yardım ettikleri gerekçesiyle hapse tıkılmış insanların hala orada olmasına rağmen sözkonusu planı yapıp uygulamaya koyulan paşaların tahliye edilmesinin hiçbir açıklama getirilmeyerek üzerinin örtülmeyeceği kadar adaletin hak edene değil haklı olana dağıtıldığı bir türkiye..
uluslararası düzeyde bilimsel anlamda hiçbir vasıf taşımayan üniversitelerde okuyan öğrencilerin üniversitenin asıl amacını ana eksen dışına itip abuk subuk şeyler için protestoya yeltenmekten kaçınıp, türkiyede üniversite mezunu olup da 1 tane bile kitap okumamış insan sayısının toplam üniversite mezunu sayısının yüzde 70 ine denk geldiği gerçeğini gözlerine sokabilecekleri bir türkiye..
devletin savunulması mı yoksa bireyin hakkımı sorusuna devlet cevabı veren hakim sayısının yüzde 67 olduğu bir ortamda, bireyin hakkını kim koruyacak diye hesap soramayan bir muhalefetin aklı başında siyaset üretebildiği bir türkiye..
kore adlı ülkeye kendi insanını gönderip kırdırmayı kahraman geçmişine izafe etmekten utanmayan kafa yapısına karşın, balkan soykırımından kaçıp türkiyeye sığınan türklere; türkiye sınırları dışında türk yoktur diye cevap verebilmiş bir insanın milli şef olarak anılamayacağı bir türkiye..
ırkın, dinin, mezhepin vs. sorun olmadığı mutlak eşitliğin düşünülmediği ama insanların en fakirinin bile güzel şartlarda, yüksek ekonomik refah düzeyinde yaşadığı bir ülke. hani şu sikimize takmayız dediğiniz ülkelerden: izlanda, hollanda filan gibi. düşman yok, ne içimizde ne dışımızda( bunun farkına varın) ve refah düzeyi yüksek...
aklın ve bilimin hakim olduğu,
herkesin insanca yaşam standardına sahip olduğu,
daha demokratik, muhalefete hoşgörülü, farklı inançlara saygılı, adaletin hızlı ve herkese eşit dağıtıldığı,
dünyanın ekonomi, bilim, ticaret, sanat alanında sayılı bir yere sahip olan bir türkiye'dir.
metal müziğe önem verilen, her önüne gelenin iki şarkı sözü yazıp sanatçıyım diye gezmediği bir ülke. eğitimin koyun yetiştirmek, tek tip insan yaratmak olmadığı bir ülke. dalga geçer gibi maaşlara 3-5 tl zam yapılmayan bir ülke. başbakanın dürüst olduğu bir ülke. neyse, sonuçta adı üstünde "hayal."
böyle kimse kimseye karışmasa hani. özgür olsa herkes. insanlar önyargılı olmasa, karşısındakini dinlemeyi öğrense. adalet düzgün işlese hak eden cezasını bulsa, hak etmeyen boşuna suçlanmasa. cezalar caydırıcı olsa, suçlu suç işlemekten korksa. insanlar daha fazla ayrım yapmasa, kardeş kardeşe düşman olmasa. birbirimize kenetlensek ve güçlü olsak. kalkınmak ve gelişmek için dışarıya bağımlı olmasak, aksine onlar bizim elimize baksa...**