sabahın ilk ışıklarını, kokusuyla dolup taşan odamızda karşılayabileceğim, gözlerinin bambaşka boyutlara açılan kapılar olduğu, kirpiklerinden mısraların döküldüğü, yanaklarının en beyaz bulutları kıskandırdığı, dokunduğu her yerin benim yaşam alanım olduğu bir kadın. ütopik karakter.
nerde ne konuşacağını bilse, her koşul da arkamda dursa bu benim eşim diyebilse, yeri geldiğinde çok eglenip yeri geldiginde dertlesebilse, ailem, arkadaşım, dostum olsa, ay bide trip atmasa yeter vallahi. trip atmayın beyler hiç yakışmıyor.
kaptanın biri 40 yıllık mutlu evliliğini ve
nasıl evlendiğini eşinin yanında anlatıyor;
bir zamanlar 2. kaptan olarak bir yük gemisinde görevliydim.
evlenme zamanım neredeyse geçmişti. aradığım ideal kadını da
bulamıyordum. banka müdürü bir arkadaşım beni bankanın
yemeğine davet etti. bütün şube personeli de yemekteydi.
bundan 2 yıl önce görev aldığım bir geminin italya seferinde
fırtına yüzünden batışını ve başımdan geçenleri anlatıyordum.
geminin yan dönmesini, azgın sulara rağmen yüzerek başka
gemiye çıkışımızı anlatırken genç bir kız bana ciddi ciddi
-- peki! siz bu kazadan kurtulabildiniz mi? demez mi.
hemen banka müdürü arkadaşımın kulağına fısıldadım.
bu kız tam bana göre.. aradığım ideal kadın bu!
bu işi ayarla.
veee,
40 yıldır bu kadınla
mutlu bir evliliğim var!