okuldaki sosyal ve hiyerarşik konumumu üst seviyelere taşıyarak bitirdiğim 2012 -2013 yüksek öğrenim yılından sonra 2013 - 2014 yılında bunun tadını çıkarırken bir yandan da daha da yükselme planları içerisinde zevkten binbeşyüzbinmilyon köşe oluyorum şu an..
ulan anlamıyorum. benimde içinde olduğum bir takım insanlar var. dışarda görsen mutlu hayatları on numara herşey istedikleri gibi gidiyor. ama sosyal medyaya geliyoruz hepimiz bunalım hepimiz mutsuz hepimiz bişeylerden dertli. yeni birileriyle konuşmak, hiç tanımadığımız insanlara birşeyler anlatmak çok hoşumuza gidiyor. sanki onlardan biraz anlayış bekliyoruz. sanki dışarda hiç sevgi yok, sadece buralarda var, burdaki insanlar bize sevgi gösteriyor.
yaşıyor mu yaşamıyor mu. yaşıyorsa insan ben yaşıyorum demez mi. hayır yani genel alışkanlığı arada bir çıkar ben yaşıyorum derdi. bu kadar uzun süre, insanın merak etmemesi zor.
şu an dördüncü boyutta olsaydım eğer, her şey bir hayalden ibaret olurdu. belki ben şu anda bilgisayarıma değil, ayaklarıma, hatta toprağa bile tuşluyor olabilirdim. etrafımdaki her şey yalan olabilirdi. neyse, o dördüncü boyutun amk. ama tek gerçek, mazhar fuat özkan'ın 'yalnızlık ömür boyu' adlı şarkısı olurdu herhalde. çünkü o şarkının sözleri, hafızamda yer edinmiş durumda. solucan deliğine girmiş olsam da o şarkı benimle olacak. o şarkı sözlerinin de amk.
insanlar bencil olmasa dünya çok sıkıcı bir yer olurdu. insanlar akıllı ve bencil olsaydı hayat bir satranç oyunu gibi olurdu. insanların çoğu aptal ve bencil olduğu için dünya böyle. welcome to the jungle