evin ya da ofisin kapısını kitleyip ordan uzaklaşınca, içime bi şüpe düşüyor acaba iyi kitledim mi diye. kendi kendime kuşkulanıp geri dönüyorum, kapalı olduğunu görünce bir daha kuşkulanmak yok diyorum ama yine yapıyorum.
biri gözlerimin içine direkt bakarsa rahatsız olurum.
çatalın ve tabağın masada düzgün durmasına dikkat ederim.
yiyeceklerin tabak olmadan, doğrudan masaya konulmasına sinir olurum, biri benim yanımda bunu yaparsa kavga çıkarırım.
tv veya radyonun sesini , tek rakamlarda bırakmam , birisi tek rakamda bıraktıysa muhakkak onu çift yaparım .
eve girmeden önce ayakkabılarımı temizler sonra girerim .
odamda , biri bir şey yerken yere dökerse yemediği laf kalmaz .
oturduğum sofrada biri ağzını şapurdatıyorsa yemek yemem .
Renkli külot giymemek yani regl dönemimde değilsem asla giyemem. Yürürken kaldırım taşlarının kenarlarına basmadan yürümeye çalışmak,akşam yemeği yememek bunu kilo almamak için falan değil gerçekten takıntım var akşam yemeği yemiyorum. Birde en ilginç takıntım mavi renge karşı olan. Yani her şeyim mavi olmalı ayakkabım montum şapkam vs.
Nedir bu itiraf mektubu mu yoksa Kafkaya özenen bünyemin yankısı mı, emin değilim ve aslında bir o kadar da önemsemiyorum.
Hayatım boyunca dikkat çekmeyi ve bu uğurda bir şeyler yapmayı kendime amaç edindim. Her konu hakkında tek tük bilgimin olması bu basit arzumdan ötürüdür. insanların düşüncesini kazanmaktan Hitlerin faşist zevkini aratmayacak biz haz alıyor ardından dost ya da aşk vari ilişkilerimi bir bunalıma iterek kendimce uzay boşluğunun daha anlamlı olduğun uğraşlar var ediyordum. Küçük dünyalar peşinde koşturup dururken birden oldu The Big Bang. Oysa artık biliyorum ki evrim teorisinin yalnızca biyolojik kalıplara dayanması üzücü.
Sahip olduğum nesne ve insanlarla öyle mutluyum ki kendi Olymposumu kurdum. Arada geçmişimi bıçaklamak istediğim de doğrudur. Evrende kendi maestromla yaşamayı öğrendim. Mutluluklarım ufak, korkularım basit, üzüntülerim kaderci ve arzularım ulaşılabilir. *
bir kızın önce gözlerine bakarım, yeşil gözlüyse hemen bi çarpıntı oluyo. ona doğru iten anlamsız bi duygu oluyo.
yeşil göz e aşırı bi zaafım var heralde.
uyuduğum odanın kapısı muhakkak kapalı olmalı ve odayı biri girdiğinde ışığı açmamalı,
kahvaltıda dahi büyük çatal kullanmalıyım.
herhangi bir tabelada ya da başka bir yerdeki yazım hatalarına dikkat etmek.
yoldan geçen bütün taşıtların plakalarındaki sayılarla 4 işlem yapmak.