birini teselli ederken çok duygusuz konuşuyorum. özellikle yakın arkadaşımsa.
her şeyi bilimsel gerçeklere ve insan psikolojisine bağlayarak açıklıyorum, aslında teselli etmiyorum sanırım.
evde kulaklıkla müzik dinlerken, bir şeyler izlerken acaip huzursuz oluyorum. ben yüksek seste müzik dinlerken içerde kan gövdeyi götürüyormuş gibi geliyor. sanki eve zorla biri girmiş ve ailemi katlediyor onlar da umutsuzca bana sesleniyorlar gibi hissediyorum. 5 dakikada bir çıkartır ve etrafı dinlerim.
şu an saat 23:55. ben böyle saatlerde bir işe başlayamıyorum. bir işe başlamam için, uyumak dahil, böyle kesin ve net saatler olması lazım.* misal;
23:15 canımı ye.
23:35 senden tiksiniyorum
08:15 gözümün nurusun
09:40 git lan başımdan.
böyle yani. uyumaya katiyen 22.20 gibi bir saatte başlayamam.*
22:15 çok iyi ama benim için.
not: aşıyorum aşıyorum. iki üç gündür çok abidik kubidik saatlerde uyuyorum.
- 00:00'da sol frame'i yenilemeden edememek, görülen ilk başlığa entry girmek. an itibariyle içinde bulunduğum durum buna örnektir.
- saçları balerin topuzu diye tabir ettiğim modelden yapmadan denize girememek, uyuyamamak.
- küçük bir çocuk gördüğünde yabancı da olsa hemen kendine çekip hayatla ilgili öğütler vermek, böylelikle topluma bir yönüyle farklı düşünebilen bir birey kazandırdığını düşünmek, bunu yapmazsa rahatsız hissetmek.
bir isim duyunca direk bir renk geliyor aklıma, isimden isime değişiyor ama.
mesela; ahmet-beyaz, mehmet-kahverengi, hande-pembe, ali-kırmızı, serkan-beyaz, osman-gri vs.
şehirler de öyle oluyor şehir isimleri de.
mesela; ankara-kahverengi, mersin-kırmızı, antalya-mavi, konya-sarı vs.
bişeylere başlayacaksam, ya da ne bileyim bi işi başarmışsam, hayat yolunda ise, ailem hakkındaki iyi dileklerimi düşünürken, sevdiğim kızı düşünürken, ders çalışırken ve benzeri durumlarda sağ elimle kalbimin üzerine 2 kere olmak üzere 3'erli yumruk atarım * 3-4 seneden beri bunu huy edindim işte. *
kesin saatler.
her cisme, mahluka, rakama vs her şeye renk belirlemem istem dışı.
kilitlediğim tüm kapı, pencere vs. 2 hatta 3. kez kontrol etmem.
bir tuşa asla çift sayılar kadar basmamak.
elektronik esyaların ölçü basamaklarını tek sayılara ayarlamak.
çift saatlere alarm kurmamak.
fenerbahçeli olduğum halde fenere en çok ben 'fenev' derim. en çok ben dalga geçerim ve yine en çok ben beşiktaşa laf kondurtmam. sor bana ama fenerbahçeliyim. *
bir odaya girerken yavaş olamıyorum. hemen açıp girmek istiyorum farkında olmadan. ve bu yüzdendir ki kapının kolunu yeterince aşşağı indirmemiş olduğum zamanlar "kapı açıldı" zannedip abanıyorum hemen üzerine. ve tabii ki o hışımla dalınca ve kapı açılmamış olunca güm diye kapıya yapışıyorum.
Minibuste gordugum guzel bi kizla evlendigimizi, gelecek yillari, cocuklarimi, is hayatimi ve en sonunda da ondan ayrildigimi hayal ediyorum. Garip bi huy oldu bende.
arabada bir adet mızıka duruyor. trafikte orda burda mal mal bekleyeceğime arabada mızıka çalışayım dedim ve buna gerçekten alıştım. şaka maka iyi çalmaya başladım sözlük.*