yükseklik,asansör,karanlık. özellikle başkaları benimle aynı yükseklikteyse tam bir eziyete dönüşüyor. eskiden yüksekten baktıklarını gördüğümde kalbim hızlanırdı artık koca terasın ortasında bile dursalar kalbim hızlanıyor. ben zaten bakamıyorum . asansörü yendiğimi düşünüyordum ama geri geldi daha beter olarak. karanlık çocukluktan kalma zaten.o apayrı bir konu.
küçükken manyak bir akrabamız bana el kuklası hediye etmiş. o zamandan hatıra kaldı bu fobi bende. çocukken bildiğin korkardım, o kuklanın olduğu odada uyumazdım. şimdi korku yerini tedirginliğe bıraktı. susam sokağı'ndaki kuklalar değil de daha gerçekçi olan kuklalar beni oldukça geriyor.
çevremde bana zararı dokunmuş insanlara zaaflarımı belli etmekten korkuyorum. tıp dilinde bu fobiye ne isim verirler bilmem, fakat zaaflarımı öğrenip bu zaaflarımı aleyhime kullanmalarından korkuyorum.
Aslında bir zararları yok garibanların. Kendi hallerinde varakvurak diye geziyorlar. Fakat zıp zıp o ıslak tenleri ile, ay içim bir hoş oldu.
Hoşt ulan yaklaşma bana.
Seçimde oy verdiğim partinin iktidara gelmesi.
Yalaka değilim, yırtık biri hiç değilim. E seçimi kazansak yine aynı durumda olucam. Bari kaybedip çaresiz olmak daha iyidir.
Hiçbir şeye fobim falan yoktur aslında garip bir tane var. insanların tenine dokunamıyorum mesela elimle tokalaşamıyorum zorunda kalırsam o kişi görmeden elime yanmış gibi üflüyorum. Dünyada bir tek bende var sanırım.