bildiğimiz insanları aslında hiç mi hiç tanımıyoruz. belki yıllardır tanışıyoruz onlarla ne halt olduklarını bildiğimizi sanıyoruz, ama hep görmek istediklerimizi görüyoruz. yıllardır kötü sanılanları bir kaç saat değiştiriyor.
iyiniyetli bir insan bir başkasından satın aldığı taşınır mal üzerinde her zaman mülkiyet hakkına sahiptir. tabii birtakım detayları var. misal mal, sahibinin rızası üzerine çıktıysa elinden, iyiniyetli 3.kişi o mal üzerinde direkt hak sahibi olur. ama eğer , rızası dışında çıktıysa 5 yıl davasız, aralıksız beklemek zorundadır.
taşınmaz mallarda ise, iyiniyetli 3.kişiyle yapılan satım sözleşmesi geçerliyse ve 3.kişi tam ehliyetliyse, taşınmaz onun üzerine tescil edilir. tabii taşınmazın baştaki maliki, tapuya şerh etmediyse.
aklının almayacağı entrikalarla seni tüm aleme düşman edip en sevdiğin dostların bile yüzüne bakmayacak-bakamayacak duruma getiren kişi herhangi biri olabilir. herhangi bir cinsiyet de olabilir.
ama bunları yapıp, tekrardan tüm düşmanlarınla dost olan mahluk, bir kadın ve aynı anda da bir eski sevgliden başkası olamaz. (bkz: bu gün bunu öğrendim) **
1. 'aman, sonra ki feribota binerim canım, ne olacak' demek, yağmurlu havalarda feribotların iptal edilmesinden dolayı yanlış imiş.
2. yazarlıktan çaylaklığa düşürülmek çok can sıkıcı bir durum imiş.
bitirme tezinin sadece copy-paste işleminden ibaret olduğunu ve bunun da ömründe bi işe yaramayacağını öğrendim.zor olmadı hep yapıyorum öğrenme işini.
akü problemi nedeniyle marş almayan bir aracı vurdurmak için, aracı yokuş aşağı salmadan önce, start/stop butonu olan araçlarda bu işlemin nasıl yapılacağını öğrenmek gerekir.
zira yokuşun tam ortasında neye uğradığınızı şaşırıp, panikler ve yokuşu da heba edersiniz.
start/stop butonu olan araçlarda, ikinci vitese takılan araçın hızını alması ile birlikte debriyajdan ayağınızı çekerken butona da aynı anda basınız.
