Geçen gün bizim köyden ananemin komşusu Ekrem abi geldi. Bi gezdir bakalım dediler bizimkiler. Ekrem abiyi severim, muhabbetinide severim. Bende aldım bizim kaportacı hasanı yanıma Alsancak yolunu tuttuk. Ekrem abi, kaportacı Hasan, ben alsancakta dolaşıyoruz. Dedik bir iki bira içip sohbet edelim. Biralarımızı aldık oturduk muhabbet sohbet ediyoruz. Çiğdemci abi geldi bize zorla 2 liralık ciğdemi sattı. Kaportacı Hasan aldı çiğdemi ben hayatımda o kadar hevesli Çiğdem tüketen bir insan görmemiştim. Neyse yarım saat geçti, Ekrem abi kalktı denize doğru yürüyor. Abi dedim nereye gidiyorsun? "denize" diyor. Abi diyorum denizde ne yapacaksın? "tuvaletimi nereye yapayım? "diyor. Abi dedim dur şu kafelerden bitanesine gidelim ben girdiririm seni hem tanıdık var; Ekrem abi beni dinlemiyor. Ekrem abi 40 lı yaşlarda kır saçlı, orta boylu, hafif kilolu tam dayı profiline uyan hoşsohbet bir abimiz. Neyse bu dinlemedi gitti tam işini halledicek, ordan bir grup genç geldi bizim Ekrem abinin yanına, bişeyler konuşmaya başladılar. Döndüm bizim kaportacıya dedim "kalk gidelim bizim Ekrem abiyi yalan edecekler". Kaportacı gömülmüş çiğdeme " abi ne olcak yeağ "diyor. Bıraktım orda kaportacıyı. Ekrem abinin yanına gitmek için ayağa kalktım bir baktım bizim Ekrem abi yok. Döndüm kaportacıya baktım hala Çiğdem yemekle meşgul. Okkalı bir küfür savurdum sonra döndüm Ekrem abiyi aramaya. Çıkardım telefonu Ekrem abiyi aradım telefonu kaportacı açtı sövdüm kapadım telefonu. Ne yapacağım diye düşünürken başladım kordonun başından sonuna kadar bakınarak yürümeye. Oturduğumuz yer kordonun başına yakın bir taraf. Bir yandan bakınıyorum bir yandanda Ekrem abi gibi birinsan Nasıl 2 dakika içinde kaybolabilir diye düşünüyorum. Yanına gelen gençlerde sağlam tiplere benzemiyordu ondanda kıl oldum biraz. Aklıma kötü şeyler geliyor ama Ekrem abi de kolay lokma değildir diyorum bir yandan. Bu düşüncelerle yarıladım kordonu hala Ekrem abiden eser yok. Kaportacıyı aradım son bi ihtimal belki Ekrem abi geri dönmüştür diye. Aradım dönmemiş. Kordonda oturanlara sormaya başladım belki gören olmuştur diye. Böyle böyle iskeleye kadar geldim. Yorulmuştum. Oturdum bi sigara yaktım. Bir yandan sigaramı dumanlarken bi yandan kaldırımlara dalmış bizimkilere ne diyeceğimi düşünüyorum. Sonra bi anda bi ses geldi "leyn mıstaaa" döndüm baktım Ekrem abi. Bir hışımla sigaramı atıp ayağa kalktım. Koşturdum bizim Ekrem abinin kollarına attım kendimi, bi sarıldım falan. Baktım arka tarafta Ekrem abinin yanında gördüğüm elemanlardan bitanesi. Döndüm tam çocuğun yakasına yapışacam. Ekrem abi "napıp dırın mıstaa" demesiyle beni durdurması bir oldu. Meğersem bu elemanlar Ekrem abiyi görüp iskelenin önündeki paralı tuvalete götürmüşler. Ekrem abi çok sıkıştım diyince bu çocuk bisiklete atmış götürmüş. Ulan Ekrem abi dedim ne adamsın. Biz neler görüverdikte hiçbişicik olmadı bize dedi; tekrar sarıldım Ekrem abiye. Neden bu kadar duygusala bağlamıştım anlam veremiyordum kendime ama duygusallaşmıştım işte. Sonra bizim kaportacının yanına döndük. Kaportacının çiğdemi bitmiş tanımadığı insanların yanına oturmuş. Olum napıyon demeden oturduğu insanlarla tanıştırdı bizi. Aralarında birkaç kız vardı ama ben direk onu görmüştüm, oda bana bakıyordu. O an tutuldum kıza. Adı bahar dı. Nerden bilecektim hayatıma sonbaharı getireceğini. O gün orda birkaç saat oturduk. Bu arada ben bir katakulliye getirip aldım baharın numarasını. O günden sonra konuşmaya başladık.
1 ay kadar süre geçti bahar la sevgili olduk. Şaka maka Ekrem abi sayesinde bir ilişkiye başlamıştım. Helal olsundu Ekrem abiye. Baharla 7 ay boyuncamasallar kadar güzel bi ilişki yaşadık. Sonra bahar beni terketti. Olmadı devam ettiremedik. Seve seve ayrılmıştık ama olmuyordu. Bir süre sonra neden gitmediğini öğrendim. Meğerse bizim kaportacı Hasan da almış kızın numarasını o gün. Sevgili olduğumuzu öğrenincede kıskanmış. Kızı doldurmuş, ne yaptıysam ne ettiysem anlatmış döt Lalesi. Ben bunu sinirim geçene kadar periyodlar şeklinde dövdüm. Çok üzülmüştüm. Aradım baharı konuştum herşeyi kabul ettim özrümü diledim. Tekrar başladık ilişkiye. 2-3 ay geçti, bahar beni aldatmış, bu sefer ben terkettim onu. Geri dönüşü olamazdı, canım yanıyordu ama olsundu gururum yerle bir olmuştu. Bahardan sonra psikolojim bozuldu. Toparlanmak için 3 ay psikolojik destek aldım. Bir süre sonra unutmaya başladım kabullendim olayı. Sonra bi anda "mıstaa" "mıstaa" sesleriyle gözlerimi açtım.Meğersem ikinci birayı içerken esen Meltemin etkisiyle uyuyakalmışım. Ekrem abi "tuvaletim geldi" Dedi. Kaldırdım Paldır küldür kafeye götürdüm Ekrem abiyi. Kafeden dönerken rüyayı hatırladım gözlerimden bir damla yaş aktı. Ekrem abi görünce "noldu leyn mısta çok mu özleyiverdin beni " dedi. "He Ekrem abi çok özledim köyü birgün geleyim yanınada yengem bi keşkek yapsın" dedim. Gülüştük oturduk yerimize. Kaportacıya baktım içimden tekrar küfrettim döt lalesine. Rüyaydı ama dikkatli olmak lazımdı yinede. O gün hayatımın en anlamlı ikinci birasını içiyordum ve mutluydum. Ekrem abide hala yaşıyor köyde.
yine kulaklıkla son ses müzik dinleyip karşıdan karşıya geçmeye hazırlandığım bir anda tabi ki sağa sola bakmamış bütün dalgınlığımla yola doğru adımımı atıyordum ki biri beni çok kuvvetli bir şekilde kolumdan tutup çekti. aklımdan ilk geçen "evet kesin beni kaçırıyorlar" oldu ve çığlık attım. ama o saniyelik kolumdan çekişle birlikte burnumun dibinden bir arabanın süratle geçmesi bir oldu. ağzım açık kalakaldım. adamın biri salak gibi arabanın geldiğini fark etmediğimi görüp pestil olacağımı fark ederek beni kolumdan tutup çekmiş. ayrıca adam beni resmen "sen napıyorsun deli misin ölmek mi istiyorsun" diye azarladı. o şokla karışık korkuyla birlikte ağzımdan pek bir şey de çıkmadı kekeleye kekeleye teşekkür ettim. muhtemelen o adam beni kolumdan çekmeseydi ölmesem bile çok büyük bir sakatlık geçirecektim.
konyada kaldırımda yürüyordum arkamdan bir korna sesi geldi. lan heralde bisiklet yolunda yürüyorum diye bisikletli bir arkadaş uyarıyor beni diye düşünüp arkama döndüm. bir baktım arkamda kamyon var. evet bildiğin kamyon, ters yönde kaldırımda gidiyor. yol verdim geçti, peki şaşırdım mı şaşırmadım.
geçen kasımpaşa stad yokuşundan şişhaneye doğru çıkıcam, attım sigarayı başladım tırmanmaya yarısında tıkandım. bir yerden "hadi baba yapabilirsin " diye ses geldi. etrafa baktım kimse yok. ulan resmen testislerim benle tşk geçiyor , kamu spotu veriyor pezevenk.
yine klasik olarak işten akşam saat 22 gibi çıkmış otobüs durağına doğru gidiyordum. hava biraz serin yağmur sonrası bir rahatlık vardı toprakta.
neyse. durağa geldim sıraya geçtim otobüsün gelmesini bekledim. beklerken 3 tane gençin durağa doğru geldiğini gördüm ortalarında doğru dürüst yürüyemeyen bir kız vardı iki tarafında da onu tutmaya çalışan 17 - 18 yaşlarında iki genç vardı.
durağa doğru geldiler kız hakikaten çok sarhoştu ayakta zor duruyordu. diğer arkadaşları kendine felan gelmesini söylüyordu ama nafile kız bir ara beni gördü "merhabaaaa" gibi birşey dedi. diğer arkadaşları susturup benden özür dilemeye falan çalıştı.
bir süre sonra benim beklediğim değil başka bir otobüs geldi durağa, bu gençler otobüse bindiler kızı bir koltuğa oturtup geri çıktılar!!
duraktan kıza baktım koltuğa oturur oturmaz kafasını öne eğip uyumaya başladı. o iki erkek bozuntusu giderken seslendim "bu kızı niye böyle bıraktınız bu eve gidemez" gelen cevap "abi biz o kıza dedik o kadar içme diye dinlemedi bizi, benim babam kızar eve geç gidemem" falan dedi biri.
bu konuşmalara şahit olan 2 tane serseri baktım otobüse bindiler kızın yanına falan oturmaya çalışıyorlar.
ben anlık bir karar verip bindim otobüse gittim kızın yanına doğru baktım serseriler bana cins cins bakıyor. tuttum kızın kolundan "kaptan orta kapıyı açsana" deyip indirdim kızı aşağıya, o kadar kendimden emin ve sinirli yaptım ki bu işi o iki serseri hiç bir şey demedi.
evet kızla beraber indik aşağıya kızın bütün yükü bende, ayakta zor duruyor. bu arada işin gerçeği kızın parfümü ve güzelliği biraz etkilemişti beni. ama ben "oğlum kendine gel sana yakışmaz" dedim kendime.
en yakın banka oturduk kızla, kızın kafası omuzum da bir süre sonra kıza "evin nerde taksi ile gidelim seni bırakıyım" dedim. çıt yok "kızım bi şey söyle" falan diye zorlarken oturduğu semti söyledi nihayet bende yolda gidene kadar ayılır konuşur diye bir taksi çevirdim. bindik kızla beraber.
taksinin arka tarafına ikimiz beraber oturduk kız adeta baygın şekilde yattı bacaklarıma uyumaya başladı galiba.
taksici durumu fark edince "kardeşim kızın durumu hiç iyi ye benzemiyor istersen hastaneye götürelim midesini falan yıkarlar kendine gelir" dedi. ve bana bu teklif hiçte mantıksız gelmedi.
ama işler o şekilde çok büyüye bilir diye düşündüm. alkol konusunda da az biraz tecrüben olduğu için "bi şey olmaz abi uyusun geçer" dedim yolumuza devam ettik.
galiba uyuyan kızı yol boyunca hiç rahatsız etmedim mışıl mışıl uyudu. nihayet geldik semte. taksiciye sağ çekmesini söyledim ve başladım kızı uyandırmaya.
ama mümkün değil ne kafasını kaldırıyor ne konuşuyor falan bir kaç kezde arabanın içinde kusacak gibi olunca taksici dayanamadı "inin aşağıya benim işim var ben uğraşamam" dedi. ben taksiciye ücreti verip indik aşağıya.
ankara'nın koskoca semtlerinin bir tanesinin ortasında kalmıştık. benim aklıma kızın telefonunun ola bileceği geldi. cebinden aldım telefonu mucize ekran şifresi yoktu telefonun açılması için sadece kaydırmak gerekiyordu.
yalınız bu kadar ağır sarhoşluğun sadece alkolden olmadığına emindim. :(
son aranan kişilere bir baktım "baba" ve "anneciğim" yazıyor. hangisini arasam diye düşündüm. çünkü bu haberi hangisi daha olgun karşılayıp düşüp bayılmazdı. düşündüm. annesine "anneciğim" yazdığı için annesinin normal anneler gibi çocuklarının üzerine titreyen onlara bir şey olmasına dayanamayan bir kadın olacağını düşündüğümden annesini arayamazdım.
ama babasına "baba" yazmıştı hissettim ki araları çok iyi değil. bu olayı vakurla o karşılar herhalde dedim ya allah bismillah dedim aradım babasını.
klasik orta yaşlı bir adam sesi duydum telefonda
"efendim"
"iyi akşamlar eee"
"sen kimsin yaa"
"eee sizin kızınız eee"
"kimsin sen kızım nerde"
"eee kızınız yanımda o biraz"
"kimsin lan sen ne oldu kızıma nerdesiniz"
"amca kızınız çok şarhoş olmuş biz sizin semtte şu dükkanın önündeyiz gelin kızını alın"
"ne diyon lan sen ne sarhoşu ne oldu kızıma" arkadan ağlayan anne sesi "ne olmuş aydana"
kızında adını öğrenmiş oldum bu arada aydan...
neyse bir süre beklerken ve bu işten alnımın akı ile, başarı ile çıktığımı, ne kadar iyi bir insan olduğumu düşünürken bir araba yanaştı dükkanın önüne, kızın hala bütün bedeni benim bedenimin üzerinde
aşağıya 2 erkek bir de kadın indi bize doğru koştular kızı kucakladılar falan annesi öptü falan ama kız hala iptal ben kenarda "aferim delikanlı adamışsın kızımı sana verdim gitti" falan laflarını beklerken.
evet evet kızdan hoşlanmaya başlamıştım *
ama beklemediğim bir tepki geldi. "kimsin lan sen nerde içtiniz böyle ne yaptın kıza" !!!!!
şok şok şok ben manyağa dönmüş bir şekilde "abi kızılay da buldum arkadaşları bu halde bırakıp gittiler ben kendi gelemez diye getirdim" falan derken bilmediğim benim yaşlarda bir adama. araya babası girdi "tamam sakin olun arkadaşta bizle gelsin eve gidelim aydan kendine gelince anlatır"
aynen böyle.. evet beni bindirdiler arabanın arkasına gidiyorduk yanımda kim olduğunu bilmediğim benim yaşlarda bir adam, kız onun yanında..onun omzuna yatmış (kıskanmadım desem yalan olur) ben cam kenarında...gidiyoruz...
giderken bana babasının bir bakışı var. korkunç. ben "kızınızın ırzına geçmedim amca" pozu vermeye çalışıyorum ama nafile, annesi arkayı dönüp ağlıyor falan derken kız ilk mantıklı cümleyi kurdu "ne oluyor ya"
ne olacak kızım göte geldik, diyorum içimden. o adam sordu "seni bu adam" adam mı? adam mı?
lan ben kahramanım dünbük.
"seni bu adam kızılay da bulmuş buraya getirmiş" falan dedi kızdan doğru dürüst cevap gelmeyince zorlanmadı.
neyse bir binanın önüne geldik indik aşağıya kızı artık tamamen o adam sahiplenmişti
ben tecavüz zanlısı olarak kızın babası nezaretinde çıktık eve. girdik evden içeri beni mutfağa geçirdiler yarım kalmış akşam yemeğinin olduğu masaya oturdum. karnımda açtı vallaha yemeklere nasıl baktıysam kızın babası "aç mısın" dedi "açım" dedim bir tabakda bana çıkardı taze fasulye ve pilav vardı bir güzel yedim. salatada vardı onunda suyuna ekmek bandım falan derken.
babayla sohbeti kurduk nerelisin den tut, hava durumlarına kadar konuştuk ben olayı yine anlattım. tamam bu sefer ikna oldular galiba falan derken içerden o adam geldi "abi kız uyanmıyor konuşmuyor da ".
ben " uyusun uyusun sabaha bir şeyi kalmaz" ağzımda kürdan. bana ikisi de ters ters bakınca çıkardım kürdanı doğruldum biraz.
yalınız fark ettiniz mi kızın babasına "abi" dedi demek ki kızın nişanlısı falan değil *
o adamla birlikte içeri gittiler. geri geldiler "karakola gidemeyiz laf söz olur sen sabaha kadar bizim misafirimiz ol sabah aydan anlatsın gidersin"
haydaaaa... "abi evdekilere ne derim, ben bir şey yapmadım" falan derken. kızın babasından çok ikna edici bir ses tonu ile "bak evladım aynı şeyi senin başına geldiğini düşünsene ne yapardın kendini belki birşey yaptın bu kıza veya diğerleri bi şey yaptı senin şahit olarak kalmam lazım" dedi. ben sustum.
neyse bana bir yatak yaptılar yat burada dediler. baktım tek yastık var "ben tek yastıkta yatamam bir tane daha var mı" dedim kızın annesi kapı önündeymiş "ne istiyo o" diye bir bağırdı. dedim ben yastıksız da yatarım.
sabah olmuş bir el sallıyor bedeni mi. gözlerimi bir açtım. kız. yüzünde sırıtış, üzerinde pembe bir pijama saçlarını arkadan toplamış.. of ya çok güzell...
"kalk kahraman kalk" annesi kapının önünden bağrıyor "gel buraya elin adamının yatağına oturuyor bak ya"
ben ne olduğunu anlamadan kalktım "her şey tamam mı gide bilirmiyim ben" dedim "gidersin kahvaltını yap da" dedi ay parçası...
kalktım kahvaltı masasında baba oturuyor "günaydın" dedim oturdum annesi çay koydu kız karşıma geçti başladık kahvaltı yapmaya.
olayı anlatıyım dedim. kız anlattırmadı "o şerefsizlere ben soracam ama" dedi. anladım ki kız deli dolu biri kimseyi takmıyor.
kahvaltımı yaptıktan sonra işe gittim. bu kadar.
o günden sonra görmedim kızı
yanına gider konuşurmuyum bilmiyorum
bugün odamda oturuyorum yine mal mal , ev arkadaşımın babası bizde kalıyo birkaç gündür , saat 2 gibi geldi tıklattı kapıyı , canım işte akşama kadar biraz dışarda takılsan falan dedi , noluyoruz demeye kalmadan 2 tane kadın geldi eve , arkadaşımın babası da 60 yaşında karılar da 50'li yaşlarda ikisi de , aldım kulaklığı çıktım .
işe bak amk adam ölmüş gömeni yok , eve karı atıyo hala , bide beni dışarı postalıyo , biz de öle işte elizabeth , bilemiyorum altan moralim bozuldu amk
Yıllar önce iki saatlik bi yolculuk yapmam lazim. Okuldan çıkmışım Karnım aç. Otobüse ucu ucuna yetişicem. Dedim ki nolur vaktim kalsın bi Çokonat alayım. Tatlı krizi gibi bi şey. Sonuc olarak vaktim kalmadı o Çokonati da alamadım ama nasıl üzüldüm. Yanımdaki koltuğa bi kız geldi oturdu. Yola ciktik, birkac dakika sonra Çantasından iki tane Çokonat çıkardı. Birini yanımda oturan için almıştım zaten buyrun dedi. Kibarlik falan etmedim. Gözlerim açıldı havada kaptım vallahi. Artık nasıl içten istediysem alt tarafı bi Gofret.
yalancının mumu yatsıya kadar yanar hesabı olmuş. hikaye normal de anlatımı güzeldi. son olarak uğraştırır bu kız seni. vazgeç bence sen ondan. söz dinle.
edit: zaten mesajı veren vermiş sana. o nedir ? bu kızın peşinde dolanırsan bu iş boka sarcakmış. cami seni kurtarmış ve namaz. bir yerler razı değil demek ki engel çıkmış. tabi anlarsan eğer.