bugün kadının biri bana ağda salonunun yerini sordu sözlük.üstelik şaka falan değil ciddi ciddi sordu.hala etkisindeyim.ben de bir güzellik salonu biliyorum ama ağda yapıyolar mı bilmiyorum dedim muhabbete bak.*hayır bir şey mi ima etmeye çalışıyorsun anlamadım?iki gün sakal bıraktık diye at hırsızı muamelesi yapmaya gerek yok ki.*
sevdiğim şeyleri tam alacakken,bir anda ortaya çıkan nereden geldiği anlaşılmayan, hızlı atak sonucu elimden kaçırmak. kafaya kavanoz düşmesi, merdivenleri çıkarken yukarı doğru düşmek, kapıya bakıp alo derken telefonu açıp kim o demek. Daha saymayacağım ya yeter, rezillik.
o zamanlar yaz tatiliydi bizde akşamları 3-4 arkadaş toplanır bizim orda olan okulun bahçesinde kağıt gazete vb. yakardık ama bu alışkanlık olmuştu 2 gündür yapıyorduk neyse ben devam ediyim işte biz yine kağıt falan yakıyoz bi anda
aşağıdan ışıklar gelmeye başladı tabi biz ne olduğunu ilk başta anlayamadık bi baktık 3 tane motosikletli polis geliyo aramızda 10 metre ya var ya yok polislerden biri gelin lannn! diye bağırdı biz o heycanla merdivenlerden aşağıya inip kaçtık.Bizi pezevenkler terörist sandı haralde kim ihbar ettiyse.
bir gün hatayspor maçındayız, tribünde herkes ayakta. maçın sonlarına doğru ofsayt pozisyonu oldu ben kalktım hakeme ana avrat dümdüz giderken yan tarafta polis varmış, görmemişim. ben küfredince polis bana bağırmaya başladı o esnada yaşlı bir amca girdi araya diyorki "-bırak genci stresini atsın, rahatlasın zaten or.spu cocukları penaltıyı vermedi anasını si.yim böyle fedarasyonun böyle hakem mi olur." diye amca dümdüz girmeye başladı haydi bu kezde amcayla polis kavga etmeye başladı ben de öyle mal gibi şaşakaldım izleyemedim sonra maçı.
durakta otobüs beklerken, genç bir kadın "afedersiniz, bi şey sorabilir miyim" diyerek yanınıza yaklaşır. "tabii" dersiniz, herhalde adres filan soracak. ancak beklenilenin aksine diyalog tam olarak şu şekilde cereyan etmiştir:
- afedersiniz, bi şey sorabilir miyim?
+ tabii..
- köfte yaparken bayat ekmek olmadığında içine galeta unu mu konuyodu?
+ ee.. evet?
- tamam, çok teşekkürler.
küçükken böyle 7-8 yaşlarında topum vardı onla oynarken 2 tane benden büyük uzun boylu çocuk geldi ve benim topumu zorla gasp etmişlerdi. birbirlerini atıp duruyorlardı benımde boyum kısa oldugu için alamıyordum ben ortada kalmıstım topumu almaya çalısıyordum ıbneler havada atıp tutuyorlardı sonra malın tekı topu alçaktan atınca ben topa dokundum o zaman oynadıgımız yer yüksekti duvar vardı arada ordan asagı dustu top. sonra o kamıllerden biri asagı ınıp topu alcaktı ama duvara tutunup yavasça atlıcaktı. bende sinirlenmiştim topumu çaldıkları için. çocuk tam aşağı inerken elllerini duvardan çekip aşagı dusurdum piçi. sonra o piç yerde cansız gibi yatıyordu hareket etmiyordu. sonra yanındakı çocuk bagırmaya başladı teyzem geldi bide suclu ben olmustum bana bagırıyodu herkes. daha sonra düşen piçin babası geldi bizimkilere bagırıp cagırıyordu. lan hem kendi piçin suçlu topumu çalıyor sonra suclu ben oluyordum. kımle dans ettiğini bilmiyordu öğrendi. bende az piç degilim hani. ertesi gün baktıgımda çocuk kolu alçıda geziyordu bende cok mutlu olmustum piçin kolu kırılmıstı. böyle ilginç bir anım var.
bugün sokak kapısını açtığımızda paspasın üstüne bırakılmış bir poşet patlamış mısır bulduk. üstelik de daha sıcak, yeni patlatılmış. allah allah dedik aldık içeri. meğer bir alt katımızda oturan yaşlı karı koca bırakmış, kokmuştur diyerekten. zile de basmamışlar ki, rahatsız olmayalım diye. tontonlar sizi.
2011'in yazında tatil için ayvalık'a gitmiştik. Gece ailemden izin alarak otelden dışarı çıktım. Standart olarak hemen bir tekel buldum ve bir şişe şarap aldım. Sonra kıyıda hem yürüyorum, hem içiyorum. Sonra şarap bitti, ben olmuşum sarhoş. Boş şişeyi denize fırlattım, baktım şişe yüzüyor. "*Mına koduğum şişesi yüzüyoo, ben yüzme bilmiyon lan! Neden bilmiyorum *mcık dünya" dedim ve kendimi denize attım. Çırpındım mırpındım su üstünde kaldım, baktıp yüzmeyi öğrenmişim. iskeleye tırmandım, karaya çıktım. Öyle yüzmeyi öğrendim.
Devamını merak edenler için Not: sonra üstüm başım ıslak, cunda adası/alibey adası'na doğru yürümeye başladım. Köprünün orda balıkçı teknesi vardı. Girdim balık ekmek yedim, kola içtim. Ama balıklar pişerken başında durdum, biraz üstüm kurudu. Verdiğim para ıslaktı ama ses etmediler.
insan tuvalette uzun süre kalınca düşünebilecek çok zamanı oluyor. tüm saçma fikirler insanın aklına o an gelebiliyor. mesela benim tuvalete girdiğim 03.06.12 gecesinde olduğu gibi..
tuvalette uzun zamandır gördüğüm ama pek garipsemediğim bir şeyi farkedip, tuvaletin inanılmaz zihin açıklığı gücünü de kullanarak hakkında düşünmeye başladım. tuvalet kapısının arkasında koca bir "e" harfi vardı ve bariz şekilde oraya yazılmıştı. kim girer de öğrenci evinde tuvalete e harfi yazar lan bu neyin kafası diye düşünürken ayn zamanda kalemin tuvalette işi ne ola ki diye de içimden geçirdim.
bu kafa karışıklığı yaklaşık bi 50 saniye sürdükten sonra farkettim ki e harfinin yazldığı kalemin rengi kahverengiymiş. o zamana kadar hiç kahverenkli bir kalem görmemiştim veya görmüştüm ama tam hatırlayamıyordum. var mı yok mu var m yok mu diye düşünürken yine farkettim ki, yoktu. hayatımda hiç kahverenkli kalem görmedim lan ben. allah allah bu kahverengi ne alaka diye düşünürken...o an tuvalette olduğumu ve doğanın bize bahşettiği saf kahverengi tonunun nasıl yakalanabileceğini anladım !!!
ulan bu nasıl aşk!! insan sevdiğinin baş harfini kalem getirmeyi unutmuşum en iyisi b.kla yazim lan ben bunu diye kapının arkasına yazar mı!!
insan sevdiği için çiğ tavuk yermiş de, b.ka elini süreni ilk defa gördüm. vay vay dünya ne garip lan.
-buzdolabı gibi kayanın üstüne çıkan bildiğin çıkan ford granadayı kayadan traktörle çekerek indirip tıkır tıkır çalışan arabayla yola devam etmek.ulan ibne araba bir radyatör patlasın bir karter patlasın şaft maft kopsun di mi yok amına koyayım yok.
Gecen yaz tatıl ıcın ıtalya'ya gıtmıs bulundum. Orada bır davet ıcın arkadasımın evıne gıdıcektım bı taksı buldum ve bındım mesafe cok olmasa da uzak sayılırdı. Taksıcı asırı rahatsız edıcı sekılde bana bakıp guluyor ıtalyanca bırseyler soyluyordu. Italyancam cok ıyı olmadıgı ıcın anlayamıyordum. Her neyse sonunda geldık ıste ama dogru yere geldıgımızden emın olmak ıcın cıkmıs arkadasımla telefonda konusuyordum o sırada taksı benı beklıyordu. Taksıcının arabadan ınıp kuyumcu benzerı bır yere gırdıgını gordum. Sonra arkadasım gelınce parayı odemek ıcın adamın donmesını bekledık. Ben de bır yandan anlatıyorum ıste tuhaf tuhaf bakıyor guluyor korktum acıkcası falan dıye soyluyorum fuat'a. Neyse adam cıktı dukkandan elınde bır kutu bı anda onumde dız cokup yuzugu gosterdı. Ben neye ugradıgımı anlamadan bakıyorum ama adam bı yandan aglıyor bı yandan bırseyler soyluyor. Fuat kaldırdı adamı yerden ıste ne yapıyorsun sen delımısın falan benzerı bırseyler soyluyor adama. Ama nasıl saskınım bı yandan bakıyorum taksıcı olmasa guzel cocukmus falan dıye. Bır yandan fuat adamla konusuyor derdını anlamak ıcın falan olay suymus, benım kaldıgım otelın yakınlarında oturuyormus bu adam, bır kac gun once adama hunıngue den kalma bır alıskanlık olarak gunaydın demıs bulunmusum. Ben kucuklugumden berı yolda gormedıgım tanımadıgım ınsanlarla goz goze geldıgım anda selam verırım bu benım buyudugum kasabada bır alıskanlık gıbıdır herneyse bu adamda zaten o an bana bakarken ılk goruste ask gıbı bırsey yasamıs ve ben selam verınce de boyle bır kadınla evlenmelıyım demıs. Sonra kı gun de ben bunun taksısıne bınınce evrenden bır mesaj aldıgını dusunmus. Ama gercekten asık olmus garıbım. Bır yandan fuat'a yalvarıyor en azından bır kahve ıcelım o benım sansım falan dıyor. En sonunda nısanlıyız bız falan dıyıp kurtardık. Kı fuat cok yakın bır dostumdur. bu adamı hala dusunup uzuluyorum. Herhalde basımdan gecmıs en ılgınc olay buydu.
soyal bilimler enstitüsüne kaydımı yaptırdıktan sonra, ne olur ne olmaz, bir tane öğrenci belgesi alayım, dedim. "gerekli yerleri doldur sonra fakülte sekreterine imzalat, kendisi üst katta öğrenci işleri bürosunda" dediler. ben de doldurdum gerekli yerleri sonra baktım belgeye fakülte sekreteri "şadan bıdıbıdı" yazıyor belgede. tamam dedim çıktım üst kata, gittim öğrenci işleri bürosuna. orası da oldukça kalabalık. iki tane bayan vardı onların yanına gittim, "ben şadan beyi arıyorum, fakülte sekreteri. bunu imzalatmam lazımmış" dedim. sonra bunu sorduğum kadın gülmekle gülmemek arası garip bir ifadeye büründü. böyle kızardı bozardı. yanındaki bayanı göstererek, "şadan hanım burda imzalatabilirsin" dedi. tabi ben başta anlamadım, döndüm şadan hanıma, orta yaşları geçmiş, saçları kızıla boyalı, gözlüklü, şahin bakışlı bir kadın. meğerse bizim şadan kadınmış! (kim erkek dedi be)..korkunç....nasıl gözleri ateş saçarak bakıyor bana! korktum lan! allah'tan başı kalabalıktı da beni yere yatırmadan imzaladı verdi kağıdı. gerçi herkes duydu kadına bey dediğimi, kalabalık olması pek de iyi değildi galiba.
yaşanmış olan bir hikayedir.
bir avm kasiyerinin ağzından çıkan cümle nasıl yanlış anlaşılıyor bir bakalım.
alınacak olan liste ile avm ye gittim bu arada liste oldukça kabarık alınacaklar alınmış kasa yanında bekliyorum . kasiyer aldıkalrının toplamını 350 tl yaparsanız duru veriyoruz deyinde 15sn durakladıktan sonra kahkahayayı bastım oracıkta. duru veriyoruz nedemek abi yani kasa altımı yapıveriyorsunuz..
işin aslı duru sabunu veriyorlarmış sonra anlaşıldı konu ama kasiyerin o anki hali halen aklımda., bak ya 350 tl olursa duru veriyormuş..
Anket doldurman gerekmektedir ve yolda kadının birini durdurup anlatmaya başlarsınız, gayet güzel dinliyor gibi görünür fakat sonuç olarak aldığınız tepki ''Turkish yok'' !
lise bahçesinde futbol oynarken topu arka arkaya 3 adamın bacak arasından geçirip atağı golle sonuçlandırmak. sonuncusu kaleciydi sonra da fıtratıma aykırı olduğu halde ''tespih tespih'' diye bağırmıştım.
bir gün düşman topraklarında yani karşıyaka'da sayısal loto oynadım. kuponu adama uzattım. adam kuponu makinaya soktu ve makinanın kuponu kabul etmediğini görünce bana bir şeyler söyledi. gürültüden adamı net duyamadağım için adamın bana söylediklerinin eksik numara yazılmış olabileceği olduğunu düşünerek 27 dedim. adam eline silgi aldı ve kolondan bir numarayı silip kağıdı makinaya sokup kuponu tekrar bana verdi. şaşırmış bi halde adama sordum '' pardon siz az önce bana ne sordunuz?'' adam fazla numara işaretlediğimi işaretlenen numaralardan birini silmek istediği için benden bir rakam istediğini söyledi. nasıl olduysa ben adamı yanlış anladım ve eksik rakam yazdığımı sanarak 27 dedim aslında adam fazla numarayı silmek niyetindeydi ve nasıl olduysa adamın bana sorduğu kolondaki fazla numarayı 27 diyerek tutturmuştum. *