seninle ilk konuştuğumuzda bir heyecan kapladı içimi. noluyoz lan dedim. sonra telefonda ilk defa duydum sesini.. sanki almanyada ezan sesi duymuş gibi oldum. bi kaç saniye konuşamadım. sana açılırken içime olan heyecan gökten ceylan düştüğünü gören aslanın heyecanı , korku ise aynı kümesteki 2 tavuktan birinin diğerinin kesildiğini görmesi gibiydi. bilmiyorum düşünmem lazım dediğin an dedim kendi kendime ama sana iyi geceler yarın okula gitcem çıkmam lazım dediğimde 'evet' dediğin anı unutamıyorum güzelim. seni o anki heyecanla sevip o anki korkuyla da kaybetmekten korkuyorum.
sevdim sözlük ama aşık maşuk olmadım aslında belki sevgi falan da değildi onu gördüğüm anki çekim gücü falan ya da şehveti sevgi sanmışda olabilirim ah sözlük kadınların bazıları dengesiz olduğu duyguları birbirinden ayırt edemediği için kaybeder *
lise birde sınıf arkadaşım kıza sırılsıklam aşık oldum. öyle böyle deil yani. ama söyleyemedim. sonra geçti, hatta ya nasıl o kadar aşıktım acaba diyede şaşırıyordum. lise bitti bir yıl sonra hop kız benle aynı üniversiteye geldi. yani şimdi aşığım demiyimde arada buluşuyoruz. buluşmadan sonra bir kaç gün onu düşünüyorum. olsa nasıl olurdu diye. hala aşık mıyım acaba?
çok çabuk aşık olmamama rağmen gerçekten birinden hoşlanmaya başladığım zaman kim gelirse gelsin ondan başkası umurumda olmuyor. ama öyle bir noktaya geldiğimde de o umurumda olmuyor. ağzıyla kuş tutsa dahi. affetmem.
aşk değil sanırım saplantı. gözlerimi senden alamıyorum. yanında olamıyorum karşında duruyorum ama gözlerim hep sende. bütün mimiklerini ezberledim yüzünün. bu kadar mı çok istenir bir insan? sende imkansızsın biliyorum. yapamıyorum, senden uzak olamiyorum...
bu akşam sırf senle karşılaşma ihtimalim var diye şehrin sokaklarını dolaştım ben.
oysaki sen kim bilir kaçıncı rüyandaydın
evinin önünden geçtim, usulca pencerene baktım
kimse görmedi.
tıpkı sana tüm benliğimle bakarken senin görmediğin gibi...