Bir itiraf daha, aşkı kovalama o gelir seni bulur eğer kısmetse demişti bir arkadaşım. kovalamadım durdum öylece yerimde, ilk defa kılımı bile kıpırdatmadan , öylece beni gelip bulmasını bekledim. Ve ilk defa buldu..Tabi daha öncede dediğim gibi. Hoşlantılar vardı, aşka dönüşebilirdi. Ama ben batırdım. Yapamıyorum abi sorunlumuyum ben neyim.? Deli gibi hoşlandığın , akşam dışarı cık seni bekliyorum diye mesaj atması için beklediğin çocuk bütün istediklerini yapıyor. Ardından sen '' sırf kendimi ağırdan satayım '' diye, tersliyorsun . Kaçan kovalanırmış ya. Fazla kaçarsan bu olur işte. Evet bende bir '' loser '' ım
başlık pehlivan tefrikasına dönmüş fakat yine de itirafnameye kayıt düşmek gerektir.
aşk, dünya tatlısını uzaktan görünce kalbin ritmik düzenin alabora olup berrak deniz ortasında birden kasırgaya tutulmuş gemi gibi bedeni allak bulak etmesidir.
gögüs kafesinizin hemen altında ılık ılık birşeylerin kaynayıp mecalsiz kalmanıza neden olur. beden kontrolünü beyinden kalbe teslim eylemiştir zira. aşkınızla göz göze gelmek kalbinizin yağlarının erimesine, mide krampları geçirmenize neden olur.
diliniz lal olmuş, kelimeler dilinizin elini ayağını dolaştırmıştır. yatsan yatılmaz, uyusan uyku tutmaz, zaman denilen mefhum tavana asılı kalmış milim ilerlemez olmuştur.
aşk, tufan olup benliğinizi ceviz kabuğu gibi zaman ve mekandan azade savurur. ahh minel aşk dedirtir.
çok zor seviyorum. sevince de fena seviyorum. kolay aşık olanlara imreniyorum. ama ikinci kez sevmeyi başardım. daha doğrusu, o kendini sevdirdi. o başardı. çok büyük bir aşk acısından sonra, dünyaya yeniden gelmiş gibiyim.
aşık olduğumu söylediğim hiçbir erkeğe aşık olmadım...içimdeki sadece aşık olma arzusuydu. sevilmek tamamdı da ben sevmek istiyordum, olmadı aşık olamadım ama olduğumu çokça söyledim. bunu duymak isteyen ama gerçekliğini sorgulamayan aşklarıma aşık oldum sözde...ben, çevremdeki yalancıların başıyım.
Her seferinden ne bokuna vuruluyorum bu kızın dediğim olaylardan yüzlerce var ama ben sadece birini anlatıyım:
Yaş 15, cinsel organımla beynimin yer değiştirdiği zamanlarım. sınıftaki kızlara şöyle bir göz atınca en önde oturan gözlüklü sivilceli pis kızı fark ettim. Durun lan o kadar da konmadı daha. o kızın yanında oturan şahane güzellikteki kızı görünce biraz kendimden geçtim. kızdan hoşlanmıştım hatta aşık olmuştum aradan bir ay geçti bu kız başka bir kızla okulun arkasında dudak dudağa öpüşürken yakalandı. işte benim ağzımdan çıkan lafı söyledin: hssktr! kız lez çıktı lan...
lise hayatım boyunca bir kıza aşık olmuştum, aynı sınıfta olmama rağmen 3 yıl boyunca "günaydın", "merhaba", "selam" kelimelerinden oluşan kombinasyonun dışına çıkamadım. yeşil gözleri vardı. bakmaya tırsardım ondan heralde.lise biteli çok oldu ama yine utandım. silsem mi entry'yi acaba.. neyse ekle..
aşık olacak birini bulamadım. bulduğumu zannettim ama aslında aradığım kişi o değilmiş. artık aşık olayım falan diye beklemiyorum, geleceği varsa seni bulurmuş öyle diyorlar.
itiraf ediyorum, how i met your mother'daki robin'e aşık oldum.
ondan ziyade, harbiden itiraf ediyorum sözlük, himym'daki ve diğer filmlerdeki aşk hikayeleri beni " ulan aşık olacam " edalarına yöneltiyor.
Bu akşam eve en yakın restorantı maaşımın tümünü ödeyerek nerdeyse kapattım. benden başka kimse olmasın istedim çünkü... çünkü ben bu gün en çok seni özledim, en çok seninle karşılıklı yemek yemeyi özledim, sabah işe giderken birikmiş saçlarını aldım yanıma ve sana bir hediye aldım!
benim istediklerim ve senin veremediklerini düşündüm ben bu gün, kendimce şu çıkarımı yaptım sonunda
yanlış kişiden doğru şeyleri beklemek sadece hataları beraberinde getiriyor insan hayatına...
ama olsun! ben en çok biriktirdiğim saçları, 16 eylülü ve seni seviyorum...
otobüs durağında bekleyeceğim, belki babanın yanına uğrarım ya da anneni arayabilirim, bilmiyorum ama bu gün sana dair bişeye yakın olmak istiyorum! evet! sana hiç güvenmiyorum ama özlüyorum...
çok sevdim onu sözlük. hem de çok. ama o naptı, gitti victoria's secret' a manken oldu. sırf şöhret uğruna terketti beni. pis bok !
(bkz: alessandra ambrosio).
şu ana kadar hiçbir sevgilimi aldatmadım veya terketmedim. ama ne yazık ki hiç biriyle de düzgün bir şekilde ayrılmadım; hep ya terkedildim ya da aldatıldım.
hep terkedildim, hiç terkedemedim.
içimde kalmıştı söyliyim dedim.
gidenler beni boğarken,
suyumdandır dedim, kabullenim.
sen de git, ne fark eder ki?
hepsi aynı işte, ilişki.
bugün sevgiliysek,
yarın arkadaşız, öbür gün...
--
o değil de şimdi aklıma geldi. bir tanesi vardı, telefonundan teoman'ın gönülçelen parçasını çalıyordu ve aşağıdaki malum sözleri söylüyordu. belki de bilinçli olarak yapmıştır. söylerken hiç unutmuyorum, sinsi bir sırıtış atmıştı. vay kahpe.
Evet dedi, ben de seni aldattım
Bir kez de değil üstelik
Çünkü beni çok kanattın
Çok sevdiğim bir yalandın
