iki gün önce hiç görmek istemediğim birini gördüm. hiç görmek istemediğim derken, o anda ne olursa olsun görmek istemediğim birini gördüm. hiç hesapta yoktu. oturmuşum keyfime bakıyorum, muhabbet bilmem ne derken yaklaşık 20 metreden gözüme o çarptı. 15 dakika kadar yüzümü kapattım. sonra kalkıp gittiler. onlar kalktıktan sonra kalbim hala çok hızlı çarpıyordu. uzun süre geçmeyen el kol ayak titremesi de çilek oldu. yemin ederim memnundum bugünlerde, mutlu sayılırdım. görünce ebem sikildi. abartıyosam şerefsizim tadım kaçtı. aramızda hiçbir muhabbet olmadı, hatta beni görmedi bile. ona rağmen bu derece sikiğim.
ha hepsine rağmen gülünç bi yanı da var bu olayın, gördüğüm kişinin gördüğünü sandığım kişi olduğuna emin de değilim. emin olmamama rağmen 1-2 saat geçmedi karın ağrım o gün.
ülke de her şey kılıfına uyduruluyor ama hiç bir şey kuralına göre yapılmıyor. adalet, kul hakkı, doğruluk, dürüstlük insanların umurunda değil. güç kimdeyse her şeyi kendine mübah görüyor. arada adaletli olmak isteyenler, kul hakkı, doğruluk, dürüstlük kavramlarını önemseyenler haşat oluyor. bunlar beni şu an mutsuz ediyor dostlar.
Ben istedigim gibi severim kimi kizarak sever kimi laf soyler kimi espiri yaparak sever nazim hikmet bile lanet olsun ne muazzam sey seni sevmek demis bu hakareti ben yapinca birileri aliniyordur tabi zat-i sahaneler burda olsaydi onlarin istedigi gibi de sevebilirdik.
koskoca istanbul'un yaşadığım ama isim vermeyeceğim semtinde sular akmıyor. 21.yy'da yaşadığımız rezilliğe bak. millet yemek hazırlayacak su yok, el yüz yıkayacak su yok. ana avrat küfrettim iflah olmadılar. yetti lan.