sözlük yazarlarını derinden sarsan şiirler

entry189 galeri0
    176.
  1. gönül gurbet ele çıkma
    ya gelinir ya gelinmez
    her dilbere meyil verme
    ya sevilir ya sevilmez

    yüğrüktür bizim atamız
    yardan atlattı zatımız
    gurbet elde kıymetimiz
    ya bilinir ya bilinmez

    bahçenizde nar ağacı
    kimi tatlı kimi acı
    gönüldeki dert ilacı
    ya bulunur ya bulunmaz

    deryalarda olur bahri
    doldur da ver içim zehri
    sunam gurbet elin kahrı
    ya çekilir ya çekilmez

    dost derki düştüm dile
    bülbül eder figan güle
    güzel sevmek bir SARP KALE
    ya alınır ya alınmaz.

    erzurumlu emrahın şiiridir.

    açıkçası belirteyim ki beni en çok etkileyenlerden biridir.
    1 ...
  2. 177.
  3. 178.
  4. koparmadım asla kokladım bir gül
    kâfir olduysam imana geldim

    diye süren Şah ismail(hatai) şiiridir.
    0 ...
  5. 179.
  6. istanbulu dinliyorum gözlerim kapalı.
    tek etkileyen cümlesi buydu.
    0 ...
  7. 180.
  8. "....Ah o gemide ben de olsaydım eğer
    Mızrağı sallardım Aştot’a kadar
    Belki gider çirkin bir faşiste değer
    Belki de bir masumun tam kafasına.
    Ama savaş böyleymiş bazen siviller
    Ölebilirlermiş devlet uğruna.
    90’lar bitti artık onlar var ve hey
    "" Siz devlete inanan bütün reziller
    Cehennemde karşıma çıktığınızda
    Öyle bir yumruk patlatacağım ki tam burnunuza
    Hayatınız Gazze şeridi gibi geçerken gözünüzden
    Anlayacaksınız Allah ne demek ""
    Ahlak ne demek
    Ve rüya…
    Bu sözlerimi cennet ehline aynen ilet sevgilim:
    "" Devletin bekasının da Allah belasını versin
    Malboranın da! "
    0 ...
  9. 181.
  10. cemal safi den sende kalmış.

    çok güzel ya.
    0 ...
  11. 182.
  12. güzeller güzeli mery
    gitme geri
    gel beri beri
    mery neden gidiyorsun geri
    azıcık gelsene beri
    mery herkes gitsin de geri
    sen gel beri beri
    mery sen gittiğin günden beri
    ne ölüyüm ne de diri.
    0 ...
  13. 183.
  14. DESEM Ki...

    Desem ki vakitlerden bir Nisan akşamıdır,
    Rüzgarların en ferahlatıcısı senden esiyor,
    Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini,
    Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim,
    Senden kopardım çiçeklerin en solmazını,
    Toprakların en bereketlisini sende surdum,
    Senden tattım yemişlerin cümlesini.

    Desem ki sen benim için,
    Hava kadar lazım,
    Ekmek kadar mübarek,
    Su gibi aziz bir şeysin;
    Nimettensin, nimettensin!

    Desem ki...
    inan bana sevgilim inan,
    Evimde senliksin, bahçemde bahar;
    Ve soframda en eski şarap.
    Ben sende yaşıyorum,
    Sen bende hüküm sürmektesin.
    Bırak ben söyleyeyim güzelliğini,
    Rüzgarlarla, nehirlerle, kuşlarla beraber.
    Günlerden sonra bir gün,
    Şayet sesimi fark edemezsen,
    Rüzgarların, nehirlerin, kuşların sesinden,
    Bil ki ölmüşüm.
    Fakat yine üzülme, müsterih ol;
    Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini,
    Ve neden sonra
    Tekrar duyduğun gün sesimi gök kubbede,
    Hatırla ki mahşer günüdür
    Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum...

    Cahit Sıtkı TARANCI'
    1 ...
  15. 184.
  16. "sevgileri yarınlara bıraktınız
    çekingen, tutuk, saygılı.
    bütün yakınlarınız
    sizi yanlış tanıdı.

    bitmeyen işler yüzünden
    (siz böyle olsun istemezdiniz)
    bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi
    kalbinizi dolduran duygular
    kalbinizde kaldı.

    siz geniş zamanlar umuyordunuz
    çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek.
    yılların telâşlarda bu kadar çabuk
    geçeceği aklınıza gelmezdi.

    gizli bahçenizde
    açan çiçekler vardı,
    gecelerde ve yalnız.
    vermeye az buldunu
    yahut vaktiniz olmadı."

    Behçet Necatigil benim yerime yazmış....benden önce, çok önce....
    0 ...
  17. 185.
  18. ne zaman geldim sana

    bütün gece bir saat tıkır tıkır işledi

    düşündüm bütün gece
    kurulmuş bir saat gibi.
    elimde seçkin bir sözcük
    demetiyle,
    düşündüm gelip arasam seni.
    bütün gece bir saat tıkır tıkır
    işledi

    vakti anlamak güçtü, ama kulağımdaydı sesi
    bir saat suyun
    dibinde,
    kıvrımlar çizen yelkovanı akrebi.
    duydum çaldı gecenin bir
    yerinde.
    düş müydü, gerçek miydi?
    vakti anlamak güçtü, ama kulağımdaydı
    sesi.

    geldim mi sana, yoksa gelmedim mi?
    ne zaman kapatsam
    gözlerimi,
    hep o saat dibinde suyun
    ve ben yanında bir gemi leşi.

    belki hiç yaşamadım senin öznel tarihini.
    geldim mi sana, yoksa gelmedim
    mi?

    sen sırtına giymedin çiy tanelerini,
    avucuma düşmedi yılın ilk
    cemresi
    seni hiç görmedim, sana gelmedim,
    ikiye ayırmadık biz o tarihi.

    neden durmuyor öyleyse dipteki saat?
    sen sırtına giymedin çiy
    tanelerini.

    anılardır bir batığın koruyan gövdesini,
    acı verseler
    bile.
    o saat, o çarpık saat duyuracak sesini
    düşümde, gerçeğimde

    sevgiyle kurarak kendi kendini

    anılardır bir batığın koruyan gövdesini,
    acı verseler
    bile.
    o saat, o çarpık saat duyuracak sesini
    düşümde, gerçeğimde

    sevgiyle kurarak kendi kendini.
    anılardır bir batığın koruyan
    gövdesini.

    metin altıok
    0 ...
  19. 186.
  20. şu dört direkli köprünün altında
    açmışım gözlerimi,
    sahipsiz
    rüzgar sarmış kundağımı
    yağmurla beslenmişim.

    adımı insanlar koymuş
    benden habersiz
    benimsemişim
    serseri derler, hırsız derler,
    .... derler, anlamam da
    alınmam da.

    hiç fiyakalı dolaşmadım sokaklarda
    marka satmadım,
    gökyüzü yorganım oldu hep
    dirseğim yastık
    alışkınım; kara, yağmura, soğuğa
    üşümem,
    sıcak dokunur bana.

    özlemem, hiç tanımadığım hisleri
    istemem varlığını bilmediğim şeyleri
    kıskanmam hiç kimseyi
    özenmem.

    halbuki bilmez kimse
    kendilerinden şanslı olduğumu
    daha özgür
    ve daha zengin.

    şu deniz herkesten çok benimdir
    arkasındaki orman da,
    bütün sokaklar benimdir herkesten çok
    her simitçi biraz bana çalışır.

    aslında her çocuktan daha çocuğum
    canım hiç sıkılmaz buralarda
    en sevdiğim oyundur
    köşe kapmaca.

    yalnız da değilimdir
    yüzlerce kardeşim var
    benim gibi, bana benzer
    kimse ayırt edemez bizi
    birbirimizden.

    geceleri toplanmaya başlarız
    el ayak çekildikten sonra
    konuşuruz, güleriz, dertleşiriz
    biraz farklı olsa da
    herkes kadar biz de umut besleriz
    hayallerimiz de vardır
    ayın dolaştığı yerlerde.

    herkes kadar okumuşluğum da vardır
    her tip insandan bir harf öğrendim
    insanları en iyi ben tanırım
    okuldan, öğretmenden anlamam ama
    bu sokakların mektebini bitirdim
    bana lazım olanı öğrendim.

    herkes kadar insanım da galiba
    herkes kadar ben de bazen ağlarım.

    kafam da var, kalbim de,
    severim de, düşünürüm de,
    yalnız ben sokak çocuğuyum
    sokaklarda yaşamak tek suçum.

    bir gün ben de gideceğim buralardan
    herkes gibi
    yalnız biraz sessizce
    kimseler anlamadan.

    cenazem omuzlar üzerinde gitmeyecek
    belki,
    belediye kaldıracak gürültüsüzce
    ağlayanlar olmayacak başucumda
    bir hayırsever uğramazsa geçerken
    mezarım da çorak kalacak sonunda
    benim gibi.

    içimizden kimin gittiği
    fark edilmeden
    biri alacaktır yerimi
    vakit geçmeden.

    evet, ben sokak çocuğuyum
    bu sokaklarda ne ilk
    ne de sonuncuyum.

    Reşide Sarıkavak
    1 ...
  21. 187.
  22. ilyas Ali Kaplan - Yağmalanmış Kentlerin Ağlayan Kadınları

    "Sevgiler vurulur önce en ince yerinden,
    Kırık kapılardan geceler sızar odalara"
    2 ...
  23. 188.
  24. 189.
  25. necm suresinin ve tekvir suresinin şiirselliği. derinden sarsmıştır şahsımı. qatami'den veya mahirden dinleyin ve görün.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük