Ne zaman seni düşünsem,
Baş ucumda oturur
Bir melek ağlar benimle.
Resmin gözbebeğimde
Gezerim sevdalar ülkesinde,
Avare...
Hani yazgı kırıcı bir yağmur
Boşalsa üstüme,
Hani alıp götürse bu delice
Sevdayı ruhumdan, silse,
Derken....
Bir de bakmışım,
Kağıttan gemiler salmışım
Saçını koklasın diye...
Anlamam hiç kendimi
Yok ettiğimi.
Aşkınla eriyip gittiğimi...
Meleğim de olmasa yanımda
Ben yokum ki
Bu diyarda.
Bir masalmışım, belki bir rüya.
Kah ordayım, kah burada.
Aşkın toprağa verilip
Fışkırdığı yerdeyim.
Ben iflah olmam,
Kime ne?
Meleğim de olmasa,
Ben yokum ki
Aslında.
Bu sevda bitmez dedik
Engelleri aşıp geldik
Şikayetimiz bile olsa
içimiz sonuna kadar dolsa
Kafamıza taslar atılsa
Taptık diyebiliriz biz sana
Aşkın için yollara düştük
Şanlı bayragınla üstümüzü örttük
Irgatlığını yapmış olsakta
Mecnuna ferhata aşkınla döndük
Bugun babalar günü ama senleyiz
En zor anında malatyalarda peşindeyiz
Naçar elimizde bişi olmasa da
içimizde geliyor seni sevmek delicesine
Musalla taşında Beşiktaşlı denilecekse
Beşiktaşın yoluna canımızı koyduk
iki otobuse 150 kişi dolduk
Rıza gösterdik ama neden
iyi insan olmak varken?
Cennet peşindeyken millet
istiflendik 303'lere
Koşuşturduk kartalların peşinde
Senin için 4 saat ayaktada dursak
Evimizden sevdigimizden ayrı da olsak
Vatanın 4 biryanını da dolassak
Gelmeye devam edeceğiz 4 bir koldan
inadımız inat sade senin için
Ligde avrupada başarı için
içmek doyasıya içmek için
Mecnunuz değil bunlar için sade senin için..
Seninle ağlayıp senle gülen
Ölüme bile ardına bakmadan giden
Yeşil dolara değişmeyen
Lüferle rakıya gözünü deviren
En güzel sevgisini sana adayanız..
Samsun yetmedi trabzona
Elazıgdan adanaya
Nedensizce dolasan
Deliyi aşıp divane olan
Esir olan artık esir olan
Nedensiz sevginin kurbanlarıyız..
Bir gun seninle olmak için
Ailesini bırakan mı istersin
Şehrinden kopup gelen mi?
Karakartalın ugruna
Altmıs bin can versek az değil mi?
Kocaman dünyamızda
ikinci sıraya düşürmek herşeyi
Müsadenle oturup ağlamaya
içimi eşşekler gibi dökmeyi
Mücadele etmeyi ama sadece sevmeyi..
Ve sonunda geldi ayrılık vakti
Aşkımız ebedi ama..ama..
Reva edildi bilmediginiz engeli..
Bugun babalar günü söylemiştim
Evimden ayrı peşindeyim
Ne anne ne baba hepsini terkettim
içimdeki tek sevgilim
Maçtan öte canımı yoluna serdiğim..
Senin aşkın ateştir
Een güzeli hemde
Nedeni var mı bilmiyorum
içimden geleni yapıyorum
Neden..neden..
Lan neden ah bi bilsem
Elimden gelse de kurtulabilsem..
Anamı evde bırakıp
Gönlümün peşinde koştum
Liyakat nişanı vercek olsalar
Ardından sadece koştum
Rant beklemedim sade sevdim
Irgatın oldum ama sade sevdim
Marka dolara sterline yüz vermedim
Sevgiyi baska anlatayım dedim
En güzeli denemeseydim
Niye diyen olursa
içine galiba biraz ettim
Neyime şiir yazmak benim
Lan hasta yürü bi git
Ellerine saglık ulan it
Gençliğimi sana harcadım
Üzüldüm hep ağladım
Lakin pişman olmak mı
Estafirullah hiç pişman olmadım
Reva oldu yollarda sürünmek
ilk ve son aşkım seni görmek
Medeni hukuktan gecememek
Sayende yeni insan görmek
Ölümüne delice sevmek
Yaşamak ama sade aşkınla
Lakin olmadı bi kere sevinmek
En delice aşk bu olsa gerek
Sevdim diyorum ya seni bi kere
En delicesine ama delice
Nedenini anlayamasamda bi türlü
Dün akşam yedim 2 tabak etli türlü
Etleri pek olmasa da
Neyse bitiyo az kaldı dayan biraz hasta
Başkan murat su anda askerde
Ailesi kardeşleri çile çekmekte
Şiir yazmak söyleyin benim neyime
Kırolugumu basladım belli etmeye
Artık normal döndüm bir deliye
Koca koca sayfayı doldurdum
iyice şair oldum..
Millet gülecek deli diyecek
inan ki bak bu dogru
MECNUNA DÖNDÜM
Ve geldim son iki kıtaya
Artık vedalaşma zamanına
Rahat edin bakın kıyağıma
Beşiktaş diyerek sana yüz vurduk
Evlerimizden sevdigimizden olduk
Nedensizcesine nerdeyse taptık
içimizde sade seni bıraktık
MECNUNA DÖNDÜK MECNUNA!!!
susuyorum artık,
sadece dinliyorum şimdilerde
uslu bir kız gibiyim
sadece gidişine,
bir de geri dönmeyişine ağlıyorum.
böyle mi olmaylıydı? diye soruyorum
böyle mi olmalıydık biz?
ya sevmeli ya da bu hayata son mu vermeliydik
yoksa kadere boyun eğip kısmet mi demeliydik
şimdilerde bir ayrılık rüzgarı eser gönlüme
yanık, parçalanmış düşler arkasında
perde ile cam arasına sıkışıp
camın buğusuna ismini, ardına da geri dön.. deyip
yine sessizce uykuya mı dalmalıydım?
yoksa sen yanımda olup boynuna mı sarılmalıyım?
hep derdin sürmez ayrılık acısı bu kadar,
hayat kısa yaşamaya bak diye..
işte benim hayatım sendin
içimdeki canım, aldığım nefestin
gündüz güneşim, geceleri yıldızımdın
usulca kalbime akıttığım gözyaşlarımdın
benim içimde her gün büyüttüğüm çocuktun
ama artık öldün..
kot mavisi gökyüzünde
buzdolabı beyazı düşler düşlerken
zaman bloklar halinde yıkılıyor üzerime
ve ben seni bekleyerek geçirdiğim bütün anları
bir gazoz kamışı çekişiyle içip bitirmek istiyorum
gotur beni bu diyarlardan
al, yuregine sakla..
yeter!
bu kalabaligin icinden
beni ucsuz bucaksiz ayiran
yalnizligima son ver
ve tum yitirilmisligiyle sana gelen
bu cansiz bedeni
kucuk bir opucukle de olsa yok et
kurtar beni bu hiclikten
seni sevdigimi hatirla
ve bin defa oldur beni.
bir şehirde yalnız olmak
koyar adama, koyar..
etrafında insanlar vardır aslında
kalabalıktır, birileri vardır hep, ama
'birisi' yoktur..
seni dinleyecek
seni bilecek, ayrı kalırsanız özleyecek kimsen yoktur
elini tutacak, omzuna başını yaslayacak kimse yoktur
seni sevecek, rüyasında seni görecek kimsen yoktur
işte o zaman anlarsın ki,
bu hayat, yalnız yürünemeyecek kadar uzun ve sıkıcı bir yoldur...
yalanların her daim içimi çürüten
inançlar ve arzular, korkma nedenlerin
kendinden başka herkes için...
bana gölgelerinle çizdiğin, dinlenebilecek bir hikaye anlat
huzuru bulmama -sahte de olsa- tatmin olmama yardımcı ol
sensiz
daha da iyi
daha da özgür görüyorum
acı
yaşamdır
yaşamın ta kendisidir
beni kazdığın vakit
sadece sana ait olanları göreceksin
denedim saf olanı aramaya
ve sadece inandım
manevi doygunluğa
beni kazdığın vakit
tüttüğümü göreceksin
anlayacaksın o zaman
aslında bir enkaz olduğumu
enkazın olduğumu
üzerimden nefretini geçirdiğini
öyleyse bu bir hikaye olsun
kötü sonla biten
sözlerin her daim içimi eriten
sevgi ve fazlası varolma nedenlerin
kendinden başka herkes için...
bana gölgelerinle çizdiğin, dinlenebilecek bir hikaye anlat
huzuru bulmama -sahte de olsa- tatmin olmama yardımcı ol
sensiz
daha da iyi
daha da özgür görüyorum
acı
yaşamdır
yaşamın ta kendisidir
beni kazdığın vakit
sadece sana ait olanları göreceksin
denedim saf olanı aramaya
ve sadece inandım
manevi doygunluğa
beni kazdığın vakit
tüttüğümü göreceksin
anlayacaksın o zaman
aslında bir enkaz olduğumu
enkazın olduğumu
üzerimden nefretini geçirdiğini
öyleyse bu bir hikaye olsun
kötü sonla biten...
ne yapıyorum ne olur anlat bana
ya da ne yapmaya çalışıyorum
belirisizliğim çok fazla
çok ağır bu bana
lütfen tut elimden
ama çok sıkma
yüreğim öyle ağır geliyor ki
binlerce ton sanki
ta içimde ağrısı
ama hala taze
şimdi gittim ben
bunu biliyorum
ama her şey senin için
senin yeni baştan yaşaman için
yine yağmur yağacak
silecek grinin tüm tonlarını
üzerineden
sonra güneş çıkacak elbette
o zaman parlayacaksın sende
kalbin ısınacak
yine sen,
sen olacaksın
her bakış bir acıydı içimde
her kelime yüreğime batan hançer
her duruşun kanatırdı yüreğimi
ta ki ben, ben sensiz kalıncaya kadar..
her telefon çalışı inceden bir sızı
her yağmur damlası hafiften iniltiydi gecelerime
her sabah uyanışlarım çığlıktı hayata karşı attığım
ta ki ben, ben sensiz kalıncaya kadar..
başka, ayrı (sair) uuserlerden şiirler manasına gelir ki doğrudur. Ortamın adı sözlük olunca tanımlara takılmak gerek, kazara da olsa , sabretmek, çentiğin gelip "öteki"nin kuyruğuna kendiliğinden takılmasını beklemek güzel'i döker bilincimden.
korkmuş bir yüzyılda gibi
mabed mabed dolanan bir sır gibi
tutsak ettiğim sevgilimin öpüşleri gibi
spielberg patlamalarında bir münih dalgınlığı
alaycı balkan fakirliğinde tutunmuş kırma replikler
marla singer düşlerinde uyuyan yersiz şehirde
hiç bilmeden requem'lere, bilmeden uzak'lara
gidiyor geliyor gidiyor geliyor
renklerin daha gerçek olduğu set set dünya
düş verir haz verir acı verir ölüm verir
susan kadınlar hepsi de
aynalara hüzün verir
sise bulanmış bir kelime geçiyor içinden hayatın
yırtılan gülüşlerimi çanak manak uydularda asmıştım
geçmişiyle övünmeleriyle aciz sinirli insanlar arasında
balkonlar boyunca yenildi bir kedi
mevsimlere sarılmış bir yeşil vadi
yanlızlığım uçurum kenarında bir rüzgar..
serin ama ürkütücü..
uçurumun kenarındayım, sen geliyorsun aklıma.
anasını satim yeminliyim ama yak bir cigara diyorum kendime
kahpe rüzgar mani olurken çakan kibrite
okkalı bir küfür savuruyorum namert rüzgara
zaten yıllar yılı söverdim ben bu yalnızlığa!
vurdum dibe,
daha ötesi var mı bilmiyorum...
tabakta kalan son makarna tanesi gibiyim,
demiştin ya sen de...
inandım artık ben de...
yoksun!
yabancı her şey...
tanımlar yabancı,
anlamlar tutmuyor birbirini...
kandırmıyorum kendimi!
hiç olmadığım kadar gerçekçiyim ve
yalnızım!
cümle içinde kullanınca
karın ağrıları başlatan cinsten bir yalnızlık,
kurcalamaya gelmiyor...
yoksun!
adın dilimde,
dilim boğazımda!
susuyorum halimi...
zaten söyleyecek çok şey yok,
birkaç cümleden başka...
onları da;
gururuma yedirip,
ben söyleyemiyorum...
yoksun!
ve olmayacaksın...
silmedin mi kokumu teninden!
silmedin mi parmak izlerimi bedeninden!
hangi oluş?
hangi var oluş?
sen bakma bana,
yokluğunla uyuştururum ağrılarımı,
yalnızlığımla basarım tuzumu...
sen bakma bana,
ben bakarım başımın çaresizliğine...
hatmi kokulu bir güz alacasında
dar dehlizlere sıkı$mı$ bir
kırılgan efsundur
çocukkarıncanın kalp atı$larına dur ve
bileklere sus ve
ak$amlara pus
diyen hüzün!
Burası benim çilehanem,
Herkesin farklı olduğunu bir tokat gibi anladığım
Nankörlüğün iliklere işlendiği
ve farklılığımın yüzüme vurulduğu bir yer burası
Burası benim çilehanem
Hayatıma koca bir kara lekenin sürüldüğü
Nefretimin damarlarımı zorladığı
ve ilahi adaletin palavra olduğunu öğreten bir yer burası
Burası benim çilehanem,
Olgunluğun,taşıman gerekenden fazlasını taşımak olduğu
Senin tadamayacağın güzelliklere sahip
ve rüzgarıyla seninle alay eden bir yer burası
Burası benim çilehanem
Aşkın peşimden geldiğini kanıtlayan
Ruhumu,her koşulda sis perdelerinde boğan
ve imkansızlığın elinde mahkum olunan bir yer burası
Burası benim çilehanem
Türlü sefillikleriyle bana işkence yapan
Toplumdan izole edildiğim,cezalandırıldığım
ve tüm suçların bende toplandığı bir yer burası